Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Türkoloji e-dergisi A Ğ I R L I K Sayfa 37<br />
Milli Edebiyat devresine kadar gelinen süreçte dilde sadeleşme adına atılan<br />
adımlar bireysel çabaların ilerisine geçememiştir. Tanzimat döneminde sistemsel olarak<br />
dilin sadeleşmesi gerektiği görüşü ortaya atılsa da büyük bir etki yaratamamış ve Servet-i<br />
Fünun döneminde dil daha da ağır hale gelmiştir.<br />
Milli edebiyat devresine gelindiğinde ise dil üzerine sistemli bir eğilim<br />
gösterilmiştir. Özellikle Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan makalesi, dil çalışmalarının adeta<br />
manifestosu olmuştur. Yeni Lisan Hareketi dediğimiz bu oluşum: Ömer Seyfettin, Ziya<br />
Gökalp öncülüğünde: “Milli bir edebiyat milli bir dille yaratılabilir.” düşüncesiyle dilde<br />
sadeleşme çalışmalarına başlamıştır. Bu dönemde dilde sadeleşme tamamen bir Öz<br />
Türkçecilik hareketi olarak görülmemiştir. Yeni Lisan hareketinin fikir adamları dildeki<br />
Arabî ve Farisî kaideleriyle yapılan cem'ler, terkib-i izafî, terkib-i tavşîfî, vasf-ı<br />
terkibîleri dil için tehdit olarak görürler. Asıl amaç bunların dilden çıkarılmasıdır. Peki bu<br />
tasfiye nasıl olacak? Neler dilden çıkarılacak, neler muhafaza edilecek? Makalede Ömer<br />
Seyfettin bu konuya şöyle açıklık getiriyor:<br />
“Bu pek küçük olacak fakat maddeleri az kanunlar nasıl kuvvetli ve mükemmelen<br />
riayete elverişli ise bu da öyle sâde ve kat'î... Arabî ve Farisî terkipler atılacak. Hangileri<br />
müstesnâ olacak? Evvelâ şunu söyleyelim ki ilmî fennî ve edebî ıstılahlara şimdilik<br />
dokunamayız. "Mûhitü'l- maarif" heyeti teşekkül etti. Bütün ıstılahlara kat'î bir şekil<br />
verecek. Biz onları bir kelime gibi kabul edeceğiz. Terkip nazarıyla bakmayacağız.<br />
Bakınız sonra nasıl:<br />
1-Arabî ve Farisî kaideleriyle yapılan bütün terkiple terk olunacak. Tekrar<br />
edelim: Fevkalâde hıfzü's-sıhha, darb-ı mesel ,sevk-i tabiî gibi klişe olmuş şeyler<br />
müstesnâ...<br />
2-Türkçe cem' edatından başka katiyen ecnebi cem' edatları kullanılmayacak:<br />
İhtimalât,mekâtib ,memurîn ,hastagân, yazacak yerde ihtimaller mektepler memurlar<br />
hastalar yazacaksınız. Tabiî kâinat, inşaât, ahlâk, Müslüman gibi klişe haline gelmişler<br />
müstesnâ...<br />
3-Diğer Arabî ve Farisî edatları da atacaksınız! Eya, ezmen, an, ender, bâ,<br />
berây, bî, na, ter, çi, çent, zihî, âlâ, fi, kâin, gâh, gin, âsâ, veş, ver, nâk, yâr... gibi edatlar<br />
terk olunacak; ancak tekellüme girmiş tamamıyla Türkçeleşmiş olan ama, şayet, şey,<br />
keşki, lâkin, nâşi, hemen ,hem ,henüz ,bari, yani... gibileri kullanılacak. Unutmayalım ki<br />
terk olunmasını arzu ettiğimiz bu edatlar kullanılsa bile terkip kaideleri gibi lisanın<br />
tekellümüne giren "sanatkâr" gibi kelimeleri serbestçe söyler ve yazabiliriz.” 1 Buraya<br />
baktığımızda şu sonuç çıkıyor: Evet dil sadeleşmeli, ama fakirleşmemeli. Dil, sadeleşme<br />
uğruna halktan koparılmamalı hatta halkın konuştuğu dil, yazı dili olmalıdır.<br />
1<br />
Ömer Seyfettin, Genç Kalemler, nu. 1, C.II, 11 Nisan 1911