Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Türkoloji e-dergisi A Ğ I R L I K Sayfa 42<br />
Osmanlıcadan damıtılması bir kenara bırakılıp, geçmişten hiçbir çağrışım yükü olmayan<br />
çıplak ve bakir kelimelerle, yeni bir Türkçe uydurulacak!”<br />
Böylece Kurum’un 12 Eylül 1980 öncesi dil politikası, tamamen Marksist -<br />
Sosyalist ideolojinin emrinde, "uydurmacılık” ve "dil ırkçılığına” dönüştürülmüş;<br />
Türkiye’de kültür ihtilâli gerçekleştirme yolundaki yıkıcı faaliyetlere ortam hazırlanarak,<br />
yürütülen ideolojik savaşın bir parçası olmuştur. 5<br />
İnönü döneminde dile tasfiyeci ve ırkçı bir bakış açısıyla yaklaşılmıştır.Atatürk<br />
döneminde denenip bırakılan bu anlayış İnönü döneminde tekrar gün yüzüne çıkarılmış<br />
ve bu konuda hızlı adımlar atılmıştır. Özellikle 1983 öncesine kadar gelen dönemde, dilin<br />
söz varlığına girmiş bazı kelimeler dışlandı. Batı kaynaklı sözcüklere karşılık bulma<br />
çalışması ancak 1970’te başladı. Hâlbuki Batı kaynaklı sözcükler, İkinci Dünya<br />
Savaşı’nın bitmesinden sonra Türkçeye girmeye başlamıştır. Fakat uzun süre Batı<br />
kaynaklı sözcüklere karşılık bulunmamıştır. Mesela müdür sözünün kullanımdan<br />
çıkarılması karşısında bir dönem direktör yaygınlaştırılmıştır. Batı dillerinden sözcükler<br />
girerken, Türkçenin söz varlığına girmiş, şarkılarımızda, türkülerimizde, atasözlerimizde,<br />
deyimlerimizde yaşayan Arapça, Farsça kökenli sözcükleri çıkarma çalışması sürmüştür.<br />
6<br />
Dilde devrimcilik”, “öz Türkçecilik” adı altında “tasfiyecilik - ırkçılık” politikası<br />
güdenlerin başlıca iki temel hedefi vardır:<br />
1 - Millî kültürün devamlılığını kesintiye uğratıp Türk nesilleri arasında kültür<br />
kopukluğu meydana getirerek, Türkiye Türklüğünü, hafızasını kaybetmiş bir topluluk<br />
haline getirmek;<br />
2 - Türkiye Türklüğünün, Türk dünyası ile bağlarını koparmak. 7<br />
Türk Dil Kurumunun öncülüğünü yaptığı dil politikasının, Atatürk’ten sonraki<br />
durumunu, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın şöyle<br />
değerlendiriyor:<br />
“Atatürk’ten sonra Türk lehçelerinden söz alışı yok denecek düzeye inmiştir.<br />
Üstelik Türk lehçeleriyle ortak bazı sözlerimiz de dilimizden çıkarılmaya çalışılmıştır.<br />
Böylece Türk lehçeleriyle Türkiye Türkçesi arasındaki bağlantı da koparılmıştır.<br />
Özellikle 1960’tan sonra dilde tasfiyecilik hareketi hız kazanmıştır. Ne yazık ki, böyle bir<br />
uygulama yapılmıştır.” 8<br />
5<br />
Atilla İlhan, “Dilin Kemiği var”, 18.09.2010.<br />
6<br />
Nuriye Akman, Türk Dil Kurumu Başkanı ile Röportaj, Zaman Gazetesi, 11.05.2007.<br />
7<br />
Ahmet Bican Ercilasun, a.g.e., s. 29.<br />
8<br />
Taner Ünal, “Türk Dil kurumu Başkanı ile Sohbet”, Türkeli dergisi, Kasım 2004, 18.09.2010.