02.01.2015 Views

Proceedings Book / Bildiri Kitabı - Orman Fakültesi - Süleyman ...

Proceedings Book / Bildiri Kitabı - Orman Fakültesi - Süleyman ...

Proceedings Book / Bildiri Kitabı - Orman Fakültesi - Süleyman ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2 nd International Non-Wood Products Symposium 8-10 September 2011 - Isparta/TURKEY<br />

1. GİRİŞ<br />

Nar (Punica granatum), dünyanın subtropikal ve<br />

tropikal bölgeleri ile Türkiye, Kaliforniya, Mısır,<br />

İtalya, Hindistan, Şili, İspanya gibi farklı<br />

mikroklimatik coğrafyalarda yetişebilen önemli<br />

bir üründür (Ulrike, 2011). Gıda ve Tarım<br />

Organizasyonu(FAO)’nun 2010 verilerine göre,<br />

dünyada nar üretimi miktarı yaklaşık 1,5 milyon<br />

tondur (FAO, 2010). Bununla birlikte, ülkemiz en<br />

fazla nar yetiştiren ülkeler arasında bulunmakta ve<br />

dünya nar üretiminin % 13.90’ nını<br />

karşılamaktadır. TÜİK verilerine göre, ülkemizde<br />

2010 yılı nar üretimi miktarı 208.502 ton olarak<br />

belirtilmiştir (TUİK, 2010). Dünya’da 1000’in<br />

üzerinde kültürü olan narın, Türkiye’de de çok<br />

çeşitli kültürleri yetiştirilmektedir. Hicaznarı,<br />

Fellahyemez, Çekirdeksiz, Silifke aşısı bunlardan<br />

bazılarıdır. Özellikle Türkiye’den gönderilen<br />

Hicaznar çeşidi, Avrupa’da çok beğenilen bir Türk<br />

narı olarak diğer ülkelerin narlarının iki misli<br />

fiyatına satılabilir hale gelmiştir (Gündoğdu ve<br />

ark., 2010).<br />

En eski yenilebilir meyvelerden olan nar,<br />

genellikle taze olarak tüketilmesinin yanında son<br />

zamanlarda hafif içki, reçel, ekşi (tatlandırıcı)<br />

yapımında kullanılmaktadır (Martinez ve ark.,<br />

2006). Bu kullanımların dışında halk tarafından<br />

tıbbi amaçlar için de geniş bir şekilde<br />

değerlendirilmektedir (Li et all, 2006). Belirtilen<br />

bu ürünlerin üretiminden sonra posa olarak çıkan<br />

kısmın önemli miktarını nar çekirdeği<br />

oluşturmaktadır.<br />

Nar çekirdeği yağı, bitkisel yemeklik yağ<br />

üretiminde, kozmetik ve ilaç endüstrisinde son<br />

zamanlarda artan bir şekilde<br />

değerlendirilmektedir. Nar çekirdeğinin yağ<br />

içeriğinin çeşit, yetiştirme koşulları, iklim gibi bir<br />

çok faktöre bağlı olarak % 6.63-19.3 arasında<br />

değiştiği bildirilmektedir (Gölükcü ve ark., 2005).<br />

Diğer bir çalışmada ise, yağ miktarı zengin bir nar<br />

çekirdeğinden kuru maddeye oranla 140-270 g/kg<br />

arasında yağ çıktığı belirtilmiştir (Al-Maiman ve<br />

Ahmad, 2002). Nar çekirdeği yağlarında yüksek<br />

miktarda vitamin E, pucinic asit ve steroller<br />

bulunduğu tespit edilmiştir (Fadavi ve ark., 2006).<br />

Bununla beraber, nar çekirdeği yağının<br />

antioksidant kapasitesi ve fenolik bileşenleri de He<br />

ve arkadaşları tarafından incelenmiş olup, nar<br />

çekirdeği yağının yüksek antioksidant içeriğe<br />

sahip olduğu ve sağlık üzerine olumlu etkileri<br />

bilimsel olarak ortaya konulmuştur (He vd., 2010).<br />

Endüstriyel tohum yağları, genellikle kimyasal ve<br />

mekaniksel ayırma metotları olmak üzere iki<br />

şekilde elde edilir. Mekanik ayırma prosesi, düşük<br />

verimlilikte yağ üretimini sağlarken, kimyasal<br />

ayırma yöntemlerinde ise, çoğu ekstraksiyon<br />

yöntemlerinde olduğu gibi, kullanılan çözücünün<br />

insan ve çevre sağlığı yönüyle olumsuz etkileri<br />

bulunmaktadır. Özellikle gıda ve kozmetik<br />

sanayinde, kimyasal yöntemler ile ekstrakte<br />

edilmiş yağları kullanmak, sağlık ve çevre riski<br />

oluşturabilir (Salgın, 2007). Modern ekstraksiyon<br />

yöntemleri, nitelik olarak tatmin edici sonuçlar<br />

verse de ekonomik olarak yüksek maliyet<br />

gerektirmektedir (Kılıç, 2008). Dünyada ve<br />

ülkemizde tohum yağlarını çıkarmada genellikle<br />

soğuk sıkım yöntemi tercih edilmektedir. Bu<br />

yöntemin düşük verimli olmasına rağmen tercih<br />

edilmesinin en büyük sebebi, işletme ve kurulum<br />

masraflarının düşük olması, yağın herhangi bir ısıl<br />

işlem görmemesi sebebiyle yağın kimyasal<br />

yapısında değişim meydana gelmemesinden<br />

kaynaklanmaktadır.<br />

Dünya nar üretiminde önemli bir yere sahip olan<br />

ülkemizde, nar çekirdeği yağı gelişen sağlık ve<br />

beslenme bilinciyle önemli bir ürün halini almıştır.<br />

Ancak konu ile ilgili yapılan çalışmalar laboratuar<br />

ölçeğinde kalmıştır. Oysaki laboratuar<br />

koşullarında elde edilen yağlar ile endüstriyel<br />

ölçekte elde edilen yağların kimyasal<br />

bileşimlerinde farklılıklar olabilmektedir. Bu<br />

çalışmada Hicaznar çeşidinden endüstriyel ölçekte<br />

soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen nar çekirdeği<br />

yağının yağ bileşimi analiz edilmiştir.<br />

2. MATERYAL ve YÖNTEM<br />

Denemede Hatay ve çevre illerden nar ekşisi<br />

yapımı için toplanan ve yeme olgunluğuna gelen<br />

Hicaznarı çekirdekleri materyal olarak<br />

kullanılmıştır. Ekim-2010’da işletmeye getirilen<br />

çekirdekler yabancı maddelerden uzaklaştırılmış<br />

ve yıkanmıştır. Yıkanan çekirdekler açık havada<br />

% 10-11 kuruluğa gelinceye kadar birkaç gün<br />

bekletilmiştir. İstenilen kuruluğa gelen örnekler<br />

vakit kaybetmeden sıkılma üzere soğuk sıkım<br />

makinesine gönderilmiştir (Şekil-1).<br />

Elde edilen yağlar öncelikle sillilendirmeye<br />

işlemine tabi tutulmuştur (Ekman ve Holmbom,<br />

1989). Bu işlemde sonra yağlar 0.25 lik metanol<br />

çözeltisiyle seyreltilmiş ve GC-MS’de 1 µl enjekte<br />

edilerek analiz edilmiştir. Gaz kromatografisi<br />

cihazının çalışma koşulları aşağıda verilmiş olup,<br />

tüm sonuçlar kuru madde üzerinden verilmiştir.<br />

86

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!