türk tabipleri birliðim e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k d e r g i s iMustafa DURMUŞDoç. Dr., Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Öğretim ÜyesiDEVLET BÜTÇESİVE SERMAYEGirişBu çalışmada kapitalist bir devletin bütçesi,tarihsel maddeci yöntemle, devletin bir bütün olarakkurumları ve sosyal sınıflar, iktisadi alt yapıdakidinamikler ve bunların karşılıklı etkileşimleriüzerinden incelenecektir. Bu nedenle de öncelikle,bu yöntemi esas alan Marksist devlet teorilerine vebu teorilerin bütçenin iki önemli bileşeni olankamu harcamaları ve vergilemeye ilişkin çıkarımlarınayer verilecek, ardından 2014 Bütçesi bu yaklaşımlarlabağlantılı olarak çözümlenecektir.Marksist Devlet TeorileriMarx’ın devlet üzerine görüşlerini içerenbağımsız bir çalışması mevcut değildir. Marx devletüzerine ayrı bir çalışma yapmaya niyetlenmiş olsada bunu gerçekleştirmeye ömrü yetmemiştir. Bunakarşılık, Kapital’de ve aşağıda belirtilen diğer bazıeserlerinde devlete ilişkin bazı açıklamaları ya datespitleri söz konusudur. Benzer açıklamalarEngels’in Anti-Dühring adlı eserinde yer almıştır,ama Engels’in devlet konusunu asıl olarak ele aldığıeser “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve DevletinKökeni” adlı eseridir.Bu kapsamda Marksist devlet teorilerinin klasikkaynakları olarak, yazım tarihleri itibariyle;Komünist Manifesto (Marx ve Engels, 1848),Fransa’da Sınıf Savaşları (Marx 18<strong>50</strong>, Engels derlemesi1895), Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i(Marx, 1852), Fransa’da İç Savaş (Marx, 1871),Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni(Engels, 1884), Anti-Dühring (Engels, 1874) veDevlet ve Devrim (Lenin,1918) sıralanabilirler.Devlet üzerine olan klasik Marksist literatürüntemel sonuçlarını şöyle özetlemek mümkündür:(i) Devlet, sonsuza kadar var olan bir şey değil,tarihsel bir olgudur.(ii) Toplumda var olan uzlaşmaz sınıf karşıtlıklarısonucunda doğmuştur.(iii) Bir zor örgütüdür. Sınıflı topluma özgü,özel bir kamu gücü, özel bir organdır.(iv) Sosyal sınıflar karşısında tarafsız değil, birsınıf egemenliği aracıdır.(v) Marksist Leninist devlet kuramının ayırtedici özelliği sosyal sınıflar ve sömürü arasındakibağlantıya yaptığı net vurgudur.(vi) Özgül bir sınıf egemenliği biçimi özgül birdevlet biçiminde somutlanır. Bu nedenle özgüldevlet biçimini çözümleyebilmek için, özgül sömürütipinin iyi belirlenmesi gerekir. Ancak bu tekbaşına yeterli değildir.(vii) Sınıf egemenliği uygulamasının farklıyöntemleri vardır. Bu bazen hukuk çerçevesi istikrarlıbir yapıda, bazen de mevcut yasalar askıyaalınması biçiminde gerçekleşir.(viii) İşçi sınıfının alternatif devleti proletaryadiktatörlüğüdür. Ancak sosyalist devlet gidereksönümlenen bir devlet olmak zorundadır.(ix) Ekonomik alt yapıdaki gelişmeler siyasi üstyapıdaki değişimlerin ana kaynağıdır, ama siyasalüst yapı da ekonomide gelişmelerin yönünü vetemposunu etkiler. Devlet sadece bir üst yapı kurumudeğildir.(x) Kapitalist devlet esas olarak egemen sınıfolan sermaye sınıfı ile ilişkilenmiş olsa da göreliolarak sermayeden özerk davrandığı durum veörnekler de mevcuttur. Ancak bu örnekler çoksınırlıdır. Çünkü devletler uzun vadede, vergi gelirleriaçısından sermaye birikiminin hızlanmasınabağlıdırlar.(xi) Finansal krizlerin sıklaştığı bu çağda devletinbir diğer asli görevi, kapitalist sistemin vefinans kapitalin krizden çıkmasına yardımcıolmaktır.Devlete ilişkin bu özet çıkarımlardan hareketle,bütçe mekanizmasının işlevini daha iyi kavrayabilmekiçin, kapitalist devletin üretim tarzı, sermayeve sömürü ile olan ilişkisini biraz daha detaylıolarak ele almak yerinde olacaktır. Zira kapitalist14Temmuz-Aralık 2013
türk tabipleri birliðim e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k d e r g i s idevlet, şu ana kadarki uygulamalarıyla özel sektörüretiminin temel alıcısı, alt yapı yatırımlarının anaaktörü, emek gücü piyasalarının düzenlenmesi vevergi indirimleri ve sermaye sübvansiyonları aracılığıylaalt yapıdaki sermaye birikiminin en temeldestekçisi ve verili bir anda böyle bir rejimin koruyucusuolmuştur.Devletin bu işlevi, devlet bütçesindeki yansımalarıaçısından en geniş bir biçimde 1970’lerdeve 1990’larda Marksist iktisatçı J. O’Connor tarafındanele alınmıştır. O’Connor’a göre, kapitalistdevlet birbiriyle genelde çatışan iki işleve sahiptir(1); “sermaye birikimi” ve “meşrulaştırma”. Yanidevlet bir yandan özel sermaye birikimini kârlıkılabilecek koşulları yaratmalı, diğer yandan sosyaluyumu / uzlaşmayı muhafaza etmelidir. Çünkükapitalist devlet açıkça bir sınıfın lehine olmaküzere sermaye birikimine destek olmak için zorgücünü kullandığında meşruiyetini ve toplumsaldesteğini yitirir. Diğer yandan, özel sermaye birikimineyardımcı olmayan devlet ekonominin artıdeğer üretimi böylece de bu artı değerden vergialma biçimindeki önemli bir gelir kaynağını yitirmetehlikesi ile de karşı karşıya kalır. Bu bağlamdakapitalist toplumda, devlet bütçesinin önemliunsurları olan kamu harcamaları, vergiler ve borçlanma,en başta kârlı bir sermaye birikimini mümkünkılmak üzere sermaye sahibi sınıfın ihtiyaçlarınıkarşılamaya hizmet eder.Öncelikle kamu harcamaları (örneğin otomotivalımı) başta olmak üzere devlet, özel sektör üretimininen önemli pazarıdır. Özellikle kriz dönemlerindegeçici bir çözüm olsa da, aşırı üretimin eritilmesindeen etkili kaynaktır. Keza büyük alt yapıprojeleri (otoyollar, hava alanları, enerji santralleri,demiryolları gibi), üst yapı inşaat işleri (örneğinTOKİ inşaatları) ve bunlara ilişkin ihaleler içinyapılan harcamalar sermaye ve servet birikimininönemli kaynaklarıdır. Nitekim Türkiye gibi azgelişmişülkelerde sermaye sınıfının gelişiminin enönemli yollarından biri devletin sırtından palazlanmasıbiçiminde olmuştur (2).Bu bağlamda kamu harcamalarının yukarıdasözü edilen iki işleve uygun düşen ikili karakterimevcuttur. Bunlardan “sosyal yatırım” (teknoparklar,alt yapı vs) ve emek gücünün yeniden üretimmaliyetini düşüren “sosyal tüketim” (sosyal güvenlik,sosyal sigorta) şeklindeki “sosyal sermaye harcamaları”özel sermayenin kârlılığını artırıp, artıdeğeri büyüterek ilk işleve hizmet eder. Kamusalsağlık, eğitim, işsizlik yardımları ve sosyal yardımlargibi ikinci grupta yer alan “sosyal harcamalar”ise devletin meşruiyetini böylece de sosyal uyumukolaylaştıran kamusallık derecesi yüksek harcamalardır.Ancak sosyal harcamalar artı değer çıkarımındave potansiyel özel sermaye birikiminde azalmaanlamına gelir ki bütçe üzerinde sınıfsal kavgaburada da ortaya çıkar (3).Diğer taraftan 1980 sonrasında küreselleşme,neoliberalizm ve reel sosyalizmin çöküşü gibi sermayeninhegemonyasının yeniden ve daha güçlübir biçimde kurulmasını sağlayan bazı faktörler,maliye ve bütçe politikaları ve kamu harcamalarınınniteliksel ve niceliksel dönüşümleri üzerindeve vergi yükünün sosyal sınıflar arasında yenidendağılımı üzerine çok etkili olmuştur (3).Artık, örneğin, bir yandan kamu harcamalarıbir bütün olarak verimsiz ilan edilirken, özel sermayebirikimini hızlandırmak için sermayeninvergi yükü azaltılmıştır. Sistemin yoksullarınındevlet bütçesi ile ilişkileri kesilerek, nicelik olarakda daraltılan sosyal yardımlar ya bütçe dışı fonlarya da gönüllü hayırsever kurumlar üzerinden yapılırolmuştur. Böylece neoliberal dönemde sermayenindevlet bütçesini sistemi meşrulaştırmak içinkullanma ihtiyacı giderek azalmıştır.Marksist Yaklaşımda VergilemeMarksist yaklaşımda vergileme tarihsel olarak,hem devletin varoluşunun temel kaynağı hem debir sömürü aracı ve sermaye birikimi yolu olmuştur.Marx’a göre, devletin ekonomik olarak varoluşunusağlayan en önemli şey vergilerdir (4). Marx,vergilemenin tarihsel olarak en eski bir sınıf mücadelesibiçimi ya da aracı olduğunu ileri sürmüş veburadan hareketle de vergilemeyi bir sömürü aracıolarak da değerlendirmiştir. Bu bağlamda Fransa’da1848’lerde ortaya çıkan halk hareketlerininve devrimlerin, bunların yol açtığı siyasal rejimdeğişikliklerinin temel nedenlerinden birinin, özellikleköylülerin aşırı vergilendirilmesi olduğunuileri sürmüştür (4).Vergi ile kamu finansmanı her zaman ekonomiksömürünün bir biçimi olarak görüldüğündentıpkı kamu borçlanması gibi vergileme de Marksistlertarafından her zaman sınıfsal analizin konu-15Temmuz-Aralık 2013