10.07.2015 Views

49-50

49-50

49-50

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

türk tabipleri birliðim e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k d e r g i s iden bağımsızlaşan, kendi tarafını inşasının temelşartıdır. Yakın tarihte Mısır ayaklanması işçi sınıfınınkendi tarafını örgütleyemediği koşullarda koleraile veba arasında tercih yapma ikilemi ile karşıkarşıya kaldığını ve devrimci süreçlerin kolaylıklakarşıt darbelere evirilebildiğini göstermiştir. Kitlelerinher devrimci kalkışması, devrim ve karşı devrimikilemi ile karşı karşıya kalır. Sonucu taraflarıngücü kadar örgütlülük düzeyi, önderliğin niteliğide belirler. Bu son iki unsurun Gezi eylemlerindeen çok eksikliği gözlenen durumlar olduğu açıktır.Kim Bu Gezi EylemcileriGezi eylemlerinin ne anlama geldiğinin kavranılabilmesiiçin öncelikle eylemcilerin tanımlanmasıgerekiyor; kim bunlar? Bir “çokluk”mu, “ortasınıflar” mı, “yeni küçük burjuvazi” mi, “işçi sınıfı”mı, farklı kimliklere sahip “postmodern bir çoğunluk”mu, yoksa “halkın ezilen, horlanan kesimleri(halk sınıfları)” mi? Takip edebildiğimiz kadarıylaE. Ahmet Tonak, Korkut Boratav, Ergin Yıldızoğlu,Şöhret Baltaş ve Selim Ergunalp’in dışında Gezieylemcilerini “işçi” olarak tanımlayan pek kimseyok. Sosyalistler de dahil olmak üzere kimisi “çokluk”,kimisi “halk kesimleri”, kimisi “orta sınıf”,kimisi “yeni küçük burjuvazi”, kimisi de “postmodernbir çoğunluk” olarak tanımlıyor. Eylemcilerebakan herkes, kendi duruşuna uygun olarak yaonlardaki farklı kimlikleri görüyor, ya tüm farklılıklarınarağmen onları “çokluk” haline getiren ortakmefhumları arıyor, ya gelir düzeylerine bakıyor, yayöneten yönetilen ilişkisini irdeliyor, ya meslekleriaçısından değerlendiriyor ya da üretim ilişkilerindekirollerine bakıyor. Güya bilimsel araştırmayöntemini kullanarak tanımlama amacı taşıyankurumlar dahi, araştırma nesnesine yükleriyle birlikteyaklaşıyorlar; cevap aradıkları sorular sermayenindiliyle kirlenmiş bir bağlam içeriyor. Bunedenle daha bu ilk adımda burjuva ideolojisi araştırmanesnesini belirlemeye başlıyor. Böyleceeylemcilerin talepleri ve eylemlerin geleceği düzeniçine hapsediliyor; sorun AKP hükümetinin iktidardanuzaklaştırılması sorunu haline getiriliyor.Sosyolojik araştırma yöntemi, görüngüyü tespitetme, tanımlama, sınıflandırma ve anlamlandırmave olgular arasında ilişki kurma ilkelerine dayanır.Görüngü ise gerçekliğin kendisini açığa vurduğubiçimlerdir. Görüngü ile gerçeklik arasında herzaman bir açı bulunur. Marx'ın ifade ettiği gibigörüngü gerçekliğin birebir aynısı olsaydı bilimegerek olmazdı. Çünkü görüngü pek çok yasanınbelirlenimi altında ortaya çıkan somutun düzeyindeyer alır. Suyun üzerinde yüzen gemi yerçekimininetkisinde olduğu kadar suyun kaldırma kuvvetininde etkisi altındadır. Yüzen gemiyi gördüğümüzdekim kütle çekim yasasının geçersiz olduğunuiddia edebilir. Oysa görüngü tam tersini söylemektedir.Gemi suyun üzerinde asılı durmakta vedüşmemektedir. Benzer örnekler toplum bilimleriiçin de verilebilir. Görüngü düzeyinde kapitalistkrizler sanki güvensizlik gibi moral değerlerden yada para kıtlığından vb çıkıyor gibidir. Ancakgörüngünün ardındaki gerçekliğe baktığımızdakarmaşık bir ilişkiler bütününü, tarihselliği ancaktüm bunların yanı sıra şaşmaz bir kesinlikle işleyenkâr oranlarının düşme eğilimi yasasını görürüz.Bilimin görevi, görünenin arkasındaki gerçekliğiaçığa çıkarmaktır. Ancak bunun için görüngünündoğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Çünkü bu,gerçekliğe ulaşma sürecine sağlam bir temel sunar.Ancak burjuvazinin bilim anlayışı, pozitivizminufkuyla sınırlı olduğundan gerçekliğe ulaşması yada böyle bir amacının olması da beklenemez. Birilerininnefret ettiği dünün argümanlarıyla ifadeedersek devrimci barutunu yitirmiş burjuvazi toplumbilimleriyle tüm bağını koparmıştır. Bu nedenleburjuva bilim anlayışıyla bulaşık her retorik sermayeninaklının yeniden üretilmesinden başka birsonuç üretmez. Gezi analizlerinde de karşımızaçıkan ve toplumun bireylerin toplamından oluştuğunu,bireylerin ise kendilerini kimliklerle ifadeettiğini ve sonuç olarak toplumun bir kimliklertoplamı olduğunu savunan bu burjuva aklın, bukadar birbirinden farklı kimliklere sahip toplumkesimlerini aynı meydanda bir araya getiren şeyinne olduğunu anlamasını ve bizlere anlatmasınıbeklemek, horozun yumurtlamasını beklemektenfarksız bir çaba olurdu. Bilim belki bir gün horozuyumurtlatabilir ancak hiçbir entelektüel çaba burjuvaideolojisinden bilim çıkaramaz.AKP’ye yakın Stratejik Düşünce EnstitüsüGezi ayaklanmasına ilişkin olarak “bilimsel yöntemleri”kullanarak yapmış olduğu araştırmadaolaylara katılan toplum kesimlerini şu şekilde sıralıyor;• Ulusalcı sol36Temmuz-Aralık 2013

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!