10.07.2015 Views

49-50

49-50

49-50

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

türk tabipleri birliðim e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k d e r g i s iRucht, protesto eylemlerini “devlet dışı öznelerineleştirilerini veya karşı duruşlarını ifade etmelerinisağlayan; formüle edilmiş bir toplumsal ya dasiyasal amaçla bağlantılı kolektif ve kamusaleylemler” olarak tanımlamaktadır (8, s: 19; 9, s:23). Rucht’un tanımından hareketle Schmidt veWilhelm, kolektif ve kamusal protesto eylemlerinidiğer protesto formlarından ayırıp özelleştirir.Yazarlar, konusu somut bir yanlışlığa karşı çıkmaklasınırlı protestolardan farklı olarak, kolektif vekamusal protesto eylemlerinin toplumun değer sistemleriyleveya maddi temelleriyle ilgili değişiklikleriamaçladığını vurgular (10, s: 4). Bu tür protestoeylemlerinin toplumsal hareketler tarafındansiyasal erk merkezlerini etkilemek üzere tercih edilenbir yöntem olması da Schmidt ve Wilhelm’inaltını çizdiği nitelikle ilişkilidir.Son yıllarda, Türkiye’de de, kolektif ve kamusalnitelikli protesto eylemleri, özelleştirmelerekarşı yapılan işçi eylemlerinden köylülerin HES’leriprotesto gösterilerine kadar çok çeşitli formlardayaygınlaştı. Türkiye’de bu eylem türünün yaygınlaşmasındarolü olan iki temel faktörden ilkikurumsal-geleneksel siyasal katılma kanallarınıntümü ile tıkanmış olmasıdır. Hayati önemdekikonularda dahi parlamento içi muhalefet partileriningörüşlerinin ve eleştirilerinin siyasal iktidartarafından dikkate alınmaması, bu tıkanıklığa işareteden pek çok göstergeden sadece birisidir. Parlamentoiçi muhalefeti temsil eden siyasi partilerinörgütsel yapılarından ve siyasal duruşlarından kaynaklananzaafların ve yetersizliklerin payını da bubağlamda vurgulamak gerekir.Haziran Direnişi üzerine yapılan hemen hementüm değerlendirmelerde üzerinde durulan diğerfaktör, kamusal yaşam alanını yıllardır yağmalayansiyasi iktidarın, özel yaşam alanını da daraltmayayönelik hamlelerinin son dönemde yoğunlaşmasıdır.İçki yasağından kürtaj yasağına kadar özelhayatın tüm alanlarına el uzatan siyasal erkin, baskıcıve vesayet altına alıcı müdahalelerinin toplumupatlama noktasına getirmesidir. Bu süreçtegelişen Haziran Direnişi de literatürdeki kolektifkamusalnitelikli protesto eylemleri niteliğindeözgün bir kitlesel eylemlilik olarak değerlendirilebilir.Siyasal katılmanın işlevi ile Haziran Direnişi’ningüncel ve tarihsel değeri arasında kurabileceğimizilişkiye, Eroğul’un şu saptaması ışık tutuyor:“Siyasal katılma, tarihin oyuncağı olmaktankurtulup onun bilinçli yapımcısı durumuna gelmektir.İnsanlaşma denen süreç de özünde, bundanbaşka bir şey değildir” (11, s: 232).Siyasal katılma araştırmalarında başka değişkenlerinyanı sıra yaş, cinsiyet, gelir ve eğitimdüzeyi ve mesleki statü gibi sosyo-demografikdeğişkenlerin katılma davranışı üzerindeki etkileriüzerinde yıllardan beri durulmaktadır. Bireylerineğitim, gelir ve mesleki statü düzeyi yükseldiğioranda, aktif katılım eğiliminin de arttığı genel bireğilim olarak kabul görmektedir (12; 13, s: 323;14). Bireyler, siyasetin kendi yaşamları üzerindekietkisini önemsediği; siyasal değerlendirme yapmayeteneğine ve siyaseti etkileme şansına güvendiğive siyasal katılım kendi sosyal çevrelerinde normolarak geçerli olduğu oranda daha yüksek katılmaeğilimi göstermektedir (12; 15, s: 35). Çok sayıdaalan araştırması, eğitim düzeyi ile siyasal katılmasıklığı arasında doğrusal bir ilişki bulunduğunugöstermektedir (11; 12; 15; 16, s: 83). Siyasalkatılmada eğitim, etkisi doğrudan doğruya görülentemel bir öğedir (11, s: 233). Ancak eğitim düzeyifaktörü dışında yaş, cinsiyet, mesleki statü gibideğişkenlerin siyasal katılma eğilimi üzerindekietkisi konusunda 1990’lı yılların başlarından buyana literatürde daha temkinli bir yaklaşım gözlenmektedir.Opp ve Finkel’in (16, s: 83) vurguladığı gibi,görgül araştırmalarda demografik değişkenlerleprotesto eylemlerine katılım arasında ilişkiselliklerkurulsa da, bu ikisi arasında mutlak bir etkileşimolduğu iddia edilemez. Örneğin formel eğitimdüzeyi yüksek olanların politik angajmanının dahaaz eğitimlilere göre her zaman ve her toplumdadaha güçlü olması beklenemez. Yüksek öğrenimlilerinsiyaseten daha sık angaje olması, yükseköğrenim diplomasıyla birlikte gündeme gelenbaşka faktörlerle de ilişkili olabilir; söz gelimi iyieğitimli kişiler, politik etkilerinin daha yüksek olacağıkanaatini taşıdıkları için daha sık katılma davranışıgösteriyor olabilirler (a.k.).Kadınların siyasal katılma davranışı konusundaalanda uzun süredir egemen olan görüş, kadınlarınerkeklere kıyasla zayıf katılma eğilimi gösterdiğiyönünde idi. Bu tez, “ana akım siyasal katılma literatüründe”kadınların cinsiyete bağlı farklı sosyalizasyonları,farklı yaşam koşulları ve zorlukları ve54Temmuz-Aralık 2013

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!