25.01.2017 Views

ISBN 9786054735846

isem-2016-bildiriler

isem-2016-bildiriler

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

R.ASLAN / ISEM2016 Alanya – Turkey<br />

Hz. Peygamber: “Mutlaka oturmanız gerekiyorsa, o halde yolun hakkını veriniz” buyurdu.<br />

Sahabe: “Ey Allah’ın Resûlü, yolun hakkı nedir?” diye sordular. Hz. Peygamber: “Gözüne<br />

sahip olmak (kötü gözle bakmamak, harama bakmamak), (gelip geçeni) rahatsız etmemek,<br />

selam verenin selamını almak, iyiliği emredip kötülüğü yasaklamaktır” buyurdular[56].<br />

Yine Hz. Peygamber “laneti gerektirecek iki şeyden sakınmaları” gerçeğini tavsiye etmekte,<br />

onların, “laneti gerektirecek iki şeyin ne olduğunu sormaları karşısında” “insanların gelip<br />

geçtikleri yollarda ve gölgelendikleri mekânlarda abdest bozmak” şeklinde cevap<br />

vermiştir[57]. Hadisin başka bir tarikinde “lanetli üç şeyden sakının” şeklinde geçmekte ve<br />

üçüncüsü olarak “subaşları/su kaynakları yanına abdest bozmaktan kaçının” şeklinde<br />

açıklanmaktadır[58].<br />

Hadislerde insanlar tarafından işlenen kötü fiillere dikkat çekilmektedir. Görüldüğü gibi<br />

herkesin gelip geçtiği yolların, su kaynaklarının ve insanların gölgelendiği yerlerin tuvalet<br />

amacıyla kullanılması Hz. Peygamber tarafından laneti gerektiren bir davranış olarak<br />

değerlendirilmektedir[59]. Dolayısıyla bu tür eylemlerin yasaklanması gerekir[60]. Söz<br />

konusu rivayetlerin ışığında, su havzalarını muhafaza etmeyi dinî bir vazife saymak ve bu<br />

hassasiyeti “toplumsal bir sünnet” şeklinde yaşatmak gerekir. Bu bağlamda günümüze de<br />

hitap eden bu evrensel mesajdan, “içme ve kullanma sularının sağlandığı barajlara, su<br />

havzalarına, nehir ve göl çevresine sadece tuvalet ve kanalizasyon atıklarının salınmaması<br />

şeklinde değil; bu bölgelere sanayi ve özellikle kimyasal atıkları olan üretim tesislerinin<br />

kurulmaması, hatta imar izni verilmemesi, şehir planlamalarının bu şartlara göre yapılması<br />

gerektiği sonucunu çıkarmak da mümkündür.<br />

Hz. Peygamber başka bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Yoldan insanlara eziyet veren şeyi<br />

kaldırmak sadakadır”[61]. Bu rivâyeti değerlendiren Talat Sakallı, hadisi engelliler açısından<br />

yorumlayarak şöyle diyor: ‘Bu “sadaka’ çerçevesinde engellinin önündeki her türlü engeli<br />

kaldırmak da aynı teşvik, dolayısıyla tedbir ve sorumluluk içine girdiğini insan bilincine<br />

yerleştirmek gerekir”[62]. Bunun pratik uygulaması olarak evlerin merdiven ve asansörleri,<br />

ev içi planlamaları, sokak, cadde kaldırımları, trafik akışı, trafik işaret ve lambaları, alış veriş<br />

mekânları, özel ve resmi iş yerleri imar ve inşa edilirken yaşlılara ve görme, işitme, ortopedik<br />

ya da zihinsel bütün engellilere mani olmayacak şekilde planlanıp inşa edilmelidir.<br />

Sonuç<br />

Çevreye karşı sorumluluk şuuru içinde olmanın yolu, kendi dışındaki varlıklara karşı mesul<br />

olduğumuzun bilincinde olmakla olur. Bu da ancak Allah’a, O’nun her şeyin mâliki olduğuna<br />

inanmakla, bu evrenin bize O’nun tarafından emanet edildiğine ve O’na karşı sorumlu<br />

olduğumuza inanmakla mümkün olabilir. İslâm’ın çizdiği çevre tablosu, sadece maddî<br />

nitelikleriyle değil, manevî özellikleriyle hatta ilahî boyutuyla da dikkat çekmektedir.<br />

Müslüman, bireysel ve toplumsal vasıflı her türlü eylemlerinde Allah’ı merkeze yerleştirmeli,<br />

O’nun her şeye müdahil olduğunu kabul etmelidir. Muvahhid bir kişi, kâinatın bütünüyle<br />

Allah’a bağlı olduğunu, varlığını O’nun var olmasından aldığını kavrar. Evrendeki bütün<br />

varlıkların O’nu tanıtan birer ‘âyet’ olduğunu fark eder.<br />

Hz. Peygamberin de bütün hayatında çevre bilincinin oluşmasında çok dikkat ettiği<br />

görülmektedir. Söz konusu rivâyetin bir bölümü olan “Yolda rahatsızlık veren bir cismin<br />

kaldırılması” kısmı da çevre bilincinin oluşmasında önemli bir tavsiyedir. Hadiste kalpteki<br />

tevhid inancının sözlü ifadesi demek olan “Allah’tan başka ilah yoktur” ikrarının, iman<br />

tezahürlerinin en yükseği ve en üstünü olduğunu, yine aynı imanın, yerine getirilmesi en<br />

1005

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!