25.01.2017 Views

ISBN 9786054735846

isem-2016-bildiriler

isem-2016-bildiriler

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

D.A. YILDIRIM / ISEM2016 Alanya – Turkey<br />

gelmiştir. (Uslu, Çevre Sorunları, s. 11-12.) Hâlbuki, yeryüzü ve orada bulunanlar sadece<br />

insana ait değildir; aksine Allah yeri ve içindekileri bütün canlılar için yaratmıştır, dolayısıyla<br />

insan gibi diğer canlıların da tabiattan yararlanma hakları vardır. (Rahmân, 55/ 10.) İman eden<br />

bir insanda “hak” anlayışı en üst seviyede riayet edilmesi ve yerine getirilmesi gereken bir<br />

sorumluluk bilinci oluşturur.<br />

Modern dönem ekoloji anlayışı, bozulan insan-tabiat dengesini yeniden sağlayıcı<br />

çözümler bulmaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra ilâhî ölçüleri ve ilkeleri doğrudan veya kapalı<br />

bir şekilde inkâr eden seküler ve profan anlayış yüzünden fıtrî dengeleri alt üst olmuş ve<br />

buhrana sürüklenmiş insanlığa, yine inkârcı ve bozguncu başka görüşler lanse edilmektedir.<br />

Kur’an’ın ifadesiyle bozguncu olduklarını inkâr ederek "Biz ıslah edicileriz" (Bakara, 2/ 11.)<br />

iddiasında bulunanlarca kurtuluş reçetesi olarak bu düşüncelerin sunulması, yeryüzündeki tabii<br />

bozulmayı derinleştirmektedir. (Kutluer, DİA Fesad, XII, 422.)<br />

Modern insan için tabiat artık üzerinde tefekküre dalınacak bir nesne değildir. Dünyanın<br />

yorum dolu bir metin olarak görülmesi sona erdirilmiştir. Bu sayede tabiat, insanın, üzerinde<br />

egemenliğini ilân edebileceği, kendi istediği gibi biçimlendirebileceği bir nesneler yığınına<br />

dönmüş olur. Ekosistemdeki bu bozulmada geleneksel değerlerin terkedilmesi önemli bir rol<br />

oynadı. Çünkü hangi dine mensup olursa olsun, aydınlanma öncesinde insan, tabiata dinî ve<br />

geleneksel değerleri referans alarak bakıyordu.(Aydın, Hüseyin, Ekolojik Sorunlar, s. 43-52.)<br />

Dolayısıyla canlı cansız bütün varlıkların manevî bir anlamı ve değeri vardı. Aslında bu,<br />

geleneksel insanın kendine, hayata ve varlığa bakışıyla, kısaca hayat felsefesiyle doğrudan<br />

ilişkili idi. Çünkü onun hayatında kutsalla ilişkili olmayan bir şey yoktu. Geleneksel dinî<br />

referanslar, insanla diğer varlıklar arasında temel değerleri oluşturuyor; onlarla barış içerisinde<br />

yaşamasını sağlıyordu.(Karslı, a.g.m., s. 95.)<br />

Modern-Çağdaş anlayışın doğal bir sonucu olan ‘ekonomik ve teknolojik ilerleme’<br />

beraberinde yeni bir dizi zorluk ve sıkıntılar da getirmiştir. Ekolojik problemlerin seküler/ din<br />

dışı bir dünya görüşü güdümünde, tabiatı fethetme görevi yüklenmiş bir bilim anlayışı,<br />

ilerlemeci ideoloji, durmadan ve sınırsız üretmeyi hedef alan bir teknolojik ve aynı zamanda<br />

ekonomik gaye ile doğup bu olumsuz noktaya gelmiş olması çevre probleminin merkezini<br />

oluşturmaktadır. (Kutluer, İlhan, Erdemli Toplum ve Düşmanları, İstanbul, 1996, s. 162; Aydın,<br />

a.g.e. s. 186.)<br />

Her ne kadar tabiatın tahribi, bir bakıma insanın yaratılışıyla başlamıştır denebilirse de,<br />

bunun tabii ve gerekli olmayan bir yolla, tabiatın ve ondaki insan da dahil bütün canlıların varlık<br />

ve hayat düzenini tehdit edecek derecede bir hal almış olması, hiç şüphesiz Batı’daki son<br />

yıllarda gelişen sanayi ve teknoloji ile ve onları ortaya çıkaran felsefî ve siyasî düşüncelerin<br />

202

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!