08.05.2014 Views

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çünkü bu devrede depresyon evresinden bir yıldan<br />

az sürede çıkılması yukarıda ortaya konulduğu gibi<br />

devletlerin ekonomiye doğrudan yoğun müdahaleleri<br />

ve devletlerin aşırı borçlanması sayesinde olmuştur.<br />

Canlanma aşırı devlet borçları ile “satın alınmıştır.”<br />

Temeli aşırı devlet borcu balonudur.<br />

Şişen borç balonları…<br />

Dünya ekonomisinde yaşanmış olan hacim açısından<br />

en büyük mali kriz aşırı “devlet borçlanmaları” ile<br />

görünürde aşıldı. Benzer bir biçimde devrevi krizde<br />

dipten çıkılması, depresyon aşamasının oldukça kısa<br />

sürmesi de, real ekonomi alanına yine devlet borçlanmaları<br />

temelinde yapılan müdahalelerle sağlandı.<br />

Şimdi dünya ekonomisi aşırı şişen bir devlet borçları<br />

balonu üzerinde hareket ediyor.<br />

Ekonomide üretilenin 1/3 ne eşit bir borç döndürülebilir,<br />

kabul edilebilir bir borçtur. Bunun üstündeki<br />

bir borçlanma borçlananı borç verene bağlar, batırır.<br />

Devletler söz konusu olduğunda üretilen GSYİH’dır.<br />

Devletler açısından borç GSYİH’nın 1/3 ünün üzerine<br />

çıktığında, borç tehlikeli büyüklüğe gelmiştir.<br />

Şimdi devletlerin borç durumlarına baktığımızda<br />

şişen balonun boyutları net olarak görülüyor.<br />

Dünyanın en büyük ekonomisi konumundaki<br />

ABD, aynı zamanda dünyanın en büyük borçlu ekonomisi.<br />

30 Eylül 2010 tarihinde ABD’nin devlet borcu<br />

13,5 trilyon dolardı. 2008-2010 arasında ortalama<br />

borç artış oranı % 15 civarında idi. İki yılda alınan<br />

yeni borç 3,53 trilyon dolardı. ABD’nin devlet borcu<br />

ABD’nin GSYİH’nın yaklaşık % 95’ne eşitti!<br />

Yani esasında ABD ekonomisi borçlarını ödeyemeyecek<br />

durumda olan, aşırı borçlu bir ekonomi idi.<br />

Fakat borç batağı içindeki tek ekonomi ABD ekonomisi<br />

değildi.<br />

Örneğin Avrupa Birliği Maastricht Kriterleri denen<br />

AB üyeliği için ekonomik kriter olarak tespit<br />

ettiği büyüklüklerde devlet borcunun üst sınırını<br />

GSYİH’nın % 60’ı olarak tespit etmişti. Devlet borcu<br />

GSYİH’nın % 60’ın üzerinde olan bir devlet buna<br />

göre AB üyesi olamaz. Üye ise üyelikten çıkarılması<br />

gerekir! 31.12.2009 itibarıyla devlet borcu GSYİH’<br />

nın üzerinde olan AB üyesi devletler ve borçlarının<br />

GSYİH’ya oranları şöyle idi:<br />

Belçika: % 96,7, F.Almanya: %73,2, İrlanda: % 64,0,<br />

Yunanistan: % 115,1, Fransa: %77,6%, İtalya: % 115,8,<br />

Macaristan: %78,3, Malta: % 69,1, Hollanda: % 60,9,<br />

Avusturya: %66,5, Portekiz: %76,8, İngiltere: % 68,1<br />

İspanya’nın devlet borçları aynı tarihte % 60’ın altında<br />

(53,2%) idi. Yani durumu bu bağlamda yukarıda<br />

sayılan ülkelerden daha iyi idi; fakat devrevi ekonomik<br />

krizin en sert vurduğu, Avrupa’da üretimin en<br />

fazla gerilediği ülke konumunda idi, devlet borcunun<br />

artma hızı da yüksekti.<br />

Yüksek devlet borçları bağlamında bilinmesi gereken<br />

şudur: Devlet borcunun yüksek olması ekonomisi<br />

zayıf olan, askeri olarak güçlü olmayan küçük<br />

devletler açısından tam bir felaket, ekonomik iflas,<br />

dışa bağımlılığın artması, en uç noktada ekonominin<br />

yönetiminin başka devletlerin, uluslararası mali kuruluşların<br />

eline geçmesi anlamına gelir. Devlet borcunun<br />

yüksekliği ABD gibi büyük emperyalist güçler<br />

açısından böyle sonuçlara yol açmaz. Onlar bu büyük<br />

borçların yükünü hem kendi ülkelerinde, hem de bütün<br />

dünyada işçi sınıfının ve emekçi halkların sırtına<br />

yıkabilecek güce sahiptirler.<br />

AB somutunda emperyalist büyük güçlerle, orta<br />

derecede gelişmiş, bağımlı ekonomiler arasındaki<br />

fark çok net olarak görüldü. Borç bağlamında dört<br />

devletin baş harflerinden üretilen PIGS (İngilizcede<br />

pigs domuzlar anlamına geliyor… Mahallenin<br />

düzenini bozan kötü/çamura batmış kirli çocukları)<br />

adı altında Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya<br />

hedef tahtasına kondular. Bunların ayağını<br />

yorganına göre uzatmadığı, kendi imkanlarının çok<br />

üzerinde bir hayat seviyesinde yaşadıkları, AB’nin<br />

ekonomik istikrarını sorumsuz, har vurup harman<br />

savuran politikalarla tehlikeye attıkları, iflasa doğru<br />

sürüklendikleri vs. anlatıldı burjuva medyada.<br />

Yukarıdaki rakamlar “domuzlar” içinde sayılanlardan<br />

İspanya’nın borç bağlamında Maastricht kriterlerine<br />

uygun bir konumda olduğunu, Almanya’dan,<br />

Fransa’dan, İngiltere’den çok daha iyi konumda olduğunu<br />

gösteriyor. İrlanda’da % 64’lük borç oranıyla<br />

bu emperyalist büyük güçlerden daha iyi durumda<br />

idi. Portekiz’in devlet borcu seviyesi bu emperyalist<br />

büyük güçlerin borç seviyesinin çok üstünde değildi.<br />

Yalnızca Yunanistan % 115’lik borç oranıyla söz<br />

konusu emperyalist büyük güçlerden kötü durumda<br />

idi. Borç konusunda PIGS denenlerin en azından ikisinden<br />

daha kötü durumda olanlar, kendinden iyi<br />

durumda olanları kınıyor, onlardan siyaset değişikliği,<br />

daha doğrusu AB merkezinde, IMF ile işbirliği<br />

içinde hazırlanan ve söz konusu ülke ekonomilerinin<br />

yönetimlerini AB merkezine (Siz Almanya ve Fransa<br />

olarak okuyun) ve IMF’ye bırakmaları talep ediliyordu.<br />

Birinci sırada % 115 borçla iflas durumuna gelmiş<br />

olan Yunanistan ekonomisi- 350 milyar avroyu<br />

gündem<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!