Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar<br />
bildiğimiz görevleri çerçevesinde, yasaların<br />
Anayasa’ya uygunluğu denetiminde<br />
bireylere yeni bir hak tanınıyor değildir. Bu<br />
bir yanılsamadır. Avrupa İnsan Hakları<br />
Mahkemesi’ne gitmeden önce Anayasa<br />
Mahkemesi’ne başvurma mecburiyeti<br />
getirilmektedir.Bu mecburiyet Anayasanın<br />
148.maddesinde yazılı değildir. Bu mecburiyet<br />
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden<br />
kaynaklanmaktadır. Burada amaçlananın<br />
da AİHM’ne başvuru sayısını düşürmek<br />
olduğu açıkca ifade edilmektedir. Henüz<br />
hiçbir altyapısı oluşturulmamış, Anayasa<br />
Mahkemesi yargısı labirentinden çıkarak<br />
AİHM’ne ulaşmak kolay olmayacaktır.<br />
kalkmaktadır. Mevcut Anayasanın 148.maddesine<br />
eklenen 3.fıkra ile „Herkes, Anayasa’da güvence altına<br />
alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa<br />
İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin<br />
kamu gücü tarafından ihlâl edildiği iddiasıyla<br />
Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek<br />
için olağan kanun yollarının tüketilmiş<br />
olması şarttır“ ifadesi gelmektedir.<br />
Yapılan değişiklikte ‘başvurabilir’ denilmekte,<br />
vatandaş mecbur kılınmamaktadır. Ancak, bu koşullarda,<br />
AİHM’den önce Anayasa Mahkemesi’ne<br />
başvurma zorunluluğu Avrupa İnsan Hakları<br />
Sözleşmesi’nden kaynaklanmaktadır. Bireysel başvuruların<br />
ön incelemeden geçebilmesi için gereken<br />
iki koşuldan biri, iç hukuk yollarının bütünüyle tüketilmiş<br />
olması, başvuracak başkaca yolun kalmamış<br />
olmasıdır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru<br />
yolu açıldığına göre bu yol da tüketilmeden AİHM’e<br />
başvurmak mümkün olamayacaktır.<br />
Şimdiye kadar kural olarak Türkiye’de bir ceza davası<br />
4 ile 6 yıl arasında sonuçlanabiliyordu. Yargıtay’ın<br />
verdiği kararın kesinleşmesiyle birlikte iç hukuk yolları<br />
tükeniyordu. Yargıtay kararından sonra AİHM’e<br />
başvurulabiliniyordu. Yeni Anayasa değişikliği ile bu<br />
artık mümkün değil. Yargıtay kararından sonra Anayasa<br />
Mahkemesi’ne başvurmak gerekiyor.<br />
Önünde mevcut uzmanlık gerektiren davaları dört,<br />
beş yıl gibi sürelerle ancak karara bağlayabilen, karar<br />
verdikten sonra da gerekçeli kararın yazımı aylar<br />
alan bir Anayasa Mahkemesi var. Bundan sonra,<br />
yaşam hakkının ihlâli, haksız gözaltına alınma, haksız<br />
tutuklanma, tutukluluk süresinin uzun sürmesi,<br />
yargılamaların makûl sürede sonra erdirilmemesi,<br />
yargılamada hakkaniyete uygun davranılmaması,<br />
tarafsız veya bağımsız yargılama hakkından yararlandırılmama,<br />
işkence görme, özel hayatın dokunulmazlığının<br />
ortadan kaldırılması, telefon dinleme, görüntü<br />
ve sesi kayda alma vb. hak ihlâlleri, düşünce ve<br />
örgütlenme özgürlüğünün engellenmesi, masuniyet<br />
karinesine aykırı olarak kesin bir mahkûmiyet kararı<br />
olmaksızın teşhir edilme, sendika hakkını lâyıkı ile<br />
kullanamama, ayrımcılığa tâbi olma, inançları sebebi<br />
ile özgürlüğünü yaşayamama gibi pek çok alanda,<br />
vatandaşın AİHM’e gitmeden önceki mecburi durağı<br />
Anayasa Mahkemesi olacaktır.<br />
Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar bildiğimiz<br />
görevleri çerçevesinde, yasaların Anayasa’ya uygunluğu<br />
denetiminde bireylere yeni bir hak tanınıyor<br />
değildir. Bu bir yanılsamadır. Avrupa İnsan Hakları<br />
Mahkemesi’ne gitmeden önce Anayasa Mahkemesi’ne<br />
başvurma mecburiyeti getirilmektedir.Bu mecburiyet<br />
Anayasanın 148.maddesinde yazılı değildir. Bu mecburiyet<br />
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanmaktadır.<br />
Burada amaçlananın da AİHM’ne<br />
başvuru sayısını düşürmek olduğu açıkca ifade edilmektedir.<br />
Henüz hiçbir altyapısı oluşturulmamış,<br />
Anayasa Mahkemesi yargısı labirentinden çıkarak<br />
AİHM’ne ulaşmak kolay olmayacaktır.<br />
Görünürde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru<br />
yolunun açılması iyi olarak görülebilinir. Burjuva<br />
hukukunun egemen olduğu bir ülkede, Anayasa<br />
Mahkemesi’ne bireysel olarak başvurmak, hak arama<br />
mücadelesinde önemli bir adımdır. Hukukun siyasileştiği,<br />
devleti koruma, kollama misyonunu üzerlendiği<br />
bir ülkede, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel<br />
başvuru hakkının getirilmesinin bir önemi yoktur.<br />
Yazının akışı içerisinde açıklamaya çalıştığımız gibi,<br />
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının<br />
tanınması ile AİHM’e gidecek başvuruların önü kesilmek<br />
istenmektedir. Egemen sınıfların esas derdi;<br />
Türkiye’nin AİHM nezdinde zedelenen imajının düzeltilmesi<br />
ve en fazla mahkûmiyet verilen bir ülke konumundan<br />
çıkarılmasıdır.<br />
12 Aralık 2010 ✓<br />
güncel<br />
63