Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gündem<br />
26<br />
Bugün Türkiye’de 3 milyonu aşkın kişi asgari ücretle<br />
çalışıyor. Sendikalar 4 kişilik ailenin açlık sınırını<br />
934 Lira olarak hesaplıyorlar. Asgari ücret ise 629<br />
Lira. 3,5 milyonun üzerinde emekçi istatistiklerde<br />
ücretsiz aile işçisi olarak, yani boğaz tokluğuna, ücret<br />
almadan çalışan olarak görünüyor. Yani durum burjuvazi<br />
için gayet iyi görünürken, milyonlarca emekçi<br />
açısından gayet kötüdür. Sorun şu ki, emekçilerin<br />
somut durumu açısından AKP hükümeti dönemi<br />
öncekilere göre kötüler içinde daha az kötü biçiminde<br />
ifade edilebilecek bir durumdur. Bu bağlamda<br />
2009 yılında yayınlanan TÜİK “Yoksulluk Çalışması<br />
2009”, Türkiye’deki yaygın yoksulluk olgusunu tespit<br />
ederken, aynı zamanda AKP hükümeti döneminde<br />
en yoksullar açısından belli biraz düzelme olduğunu<br />
da gösteriyor. Raporun özeti şöyle:<br />
Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert<br />
yoksulluk oranları<br />
(Bkz. Sayfa 27’deki Tablo)<br />
TÜİK Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumu olarak<br />
açlık ve yoksulluk sınırını örneğin sendikalardan<br />
çok daha düşük seviyede hesaplıyor. Fakat bu sınır<br />
nasıl hesaplanırsa hesaplansın mutlak yoksullaşmada<br />
belirli bir gerileme olduğu, buna karşı “harcama<br />
esaslı göreli yoksulluk”ta bir artış olduğu görülmektedir.<br />
Bunun yanında kırda yoksulluk durumunun,<br />
kentlerden daha kötü olduğu da görülmektedir. En<br />
yoksulların durumunda mutlak yoksulluğun gerilemesi<br />
AKP’ni bu kesimin çoğunluğunda da ehven-i<br />
şer yapmaktadır.<br />
Gerçek devrimci bir alternatifin geniş emekçi yığınlar<br />
açısında elle tutulur bir umut olarak görünmediği<br />
bir dönemde, ehven-i şer tercih nedeni olmaktadır.<br />
AKP’nin seçim galibiyetlerinin temelinde bu<br />
ekonomik durum yatıyor. Kuşkusuz emekçilerin küçümsenmeyecek<br />
kesiminde var olan ve AKP’nin gayet<br />
iyi kullandığı Kemalist vesayet rejimine duyulan<br />
tepki de rol oynuyor, fakat belirleyici olanın ekonomi<br />
olduğu bilinmelidir.<br />
Siyasi bütün analizlerde ve bunlara dayalı olarak<br />
geliştirilen tüm siyasetlerde, temelin yukarıdaki somut<br />
gerçekler olması gerektiğinin bilincinde olunması<br />
hayati önemdedir.<br />
Şimdi önümüzde 6 ay sürecek sıkı bir seçim kampanyası<br />
var. Ve AKP hükümeti bu seçimlere<br />
yukarıdaki ekonomik tablo temelinde giriyor.<br />
Bu ekonomik tablo ona büyük avantajlar sağlayan,<br />
AKP’nin uyguladığı ekonomik istikrar programında<br />
çok büyük sapmalar oldukça büyük “seçim hediyeleri”<br />
dağıtabileceği bir tablodur.<br />
Referandum sonrasında iktidar dalaşında<br />
kartlar yeniden arılıyor!<br />
12 Eylül 2010 Referandumu KK/Türkiye’de egemen<br />
sınıfların iki kanadı arasındaki iktidar dalaşı açısından<br />
büyük önem taşıyordu.<br />
12 Eylül 2010 Referandumunun konusu görünürde<br />
ve resmen AKP’nin meclisteki çoğunluğu ile gerçekleştirdiği<br />
Anayasa değişiklikleri idi. 1982 Anayasası<br />
üzerinde 26 ( Parti yasaklanmasını neredeyse imkansız<br />
kılan 27. değişiklik bilindiği gibi, 330 oy altında<br />
kaldığından –yani AKP Meclis Grubu bu noktada<br />
fire verdiğinden- yasalaşmadı ve Referanduma götürme<br />
imkanı da kalktı.) değişikliği içeren, Anayasa değişikliği<br />
ile ilgili yasa Anayasa gereği halk oylamasına<br />
sunuldu.<br />
Anayasa değişikliği yasası üzerindeki son rötuşlar<br />
Referandum öncesinde, CHP’nin iptal talebi ve umuduyla<br />
başvurduğu Anayasa Mahkemesi tarafından<br />
yapıldı. Anayasa Mahkemesi’ndeki Kemalist siyaset<br />
mühendisleri,CHP’nin iptal talebini reddederken,<br />
CHP’nin YARSAV ile birlikte hazırladığı bir konuda<br />
onların istediği doğrultuda “düzeltme” yaptı. HSYK<br />
için yapılacak seçimlerde kullanılacak yöntem konusunda<br />
yasada yazılan ve her oy kullananın ancak tek<br />
kişiye oy verebilmesini öngören yöntem Anayasanın<br />
‘seçimlerde eşitlik ilkesi’ne aykırı görülerek yeniden<br />
yazıldı! Anayasa Mahkemesi yasa koyucu olarak davranarak<br />
güya eşitlik ilkesine uygun olan liste seçimini<br />
HSYK için yapılacak seçimlerde kullanılacak<br />
yöntem olarak belirledi. (Aslında yapılan ilginç bir<br />
siyaset mühendisliği idi. Ama bunun temelinde yatan<br />
hesabın yanlış olduğu daha sonra pratikte görüldü.<br />
Buna aşağıda yeniden döneceğiz.)<br />
Halk oylamasına sunulan görünürde ve resmen<br />
Anayasa değişikliği hakkında yasa idi, fakat gerçekte<br />
Referandum AKP hükümetine, AKP‘ye evet mi, hayır<br />
mı? Referandumuna dönüştü.<br />
Bu dönüşmede baş rolü aslında CHP ve MHP oynadılar.<br />
Bu iki parti bütün Referandum kampanyasını<br />
AKP’nin icraatlarına ve AKP’ne hayır deme<br />
çağrısı üzerine kurdular. Öyle ki, CHP’nin yeni başkanı<br />
Referandum kampanyasında gittiği her yerde,<br />
halkın derdi ne ise, onu adlandırıyor ve bu sorunun<br />
nedeninin AKP hükümeti olduğunu söylüyor, sorunun<br />
çözümü isteniyorsa AKP’ne hayır denmesi,