08.05.2014 Views

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yargının alt ve orta kademelerinde- ideolojik Kemalist<br />

çizgideki hakim ve savcıların oranı % 22-23 civarında.<br />

Yüksek yargıda ise buna ters bir durum söz konusu:<br />

Yüksek yargıdan seçilen 9 HSYK üyesinden 7’si<br />

YARSAV üyesi .<br />

Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan hakimlerin de<br />

büyük çoğunluğu YARSAV üyesi.<br />

Yeni oluşturulan HSYK’nin 21 üyesi şunlar:<br />

Sadullah ERGİN: Adalet Bakanı - HSYK Başkanı<br />

Ahmet HAMSİCİ: BAŞKAN VEKİLİ<br />

Üyeler: Ali Suat ERTOSUN, Ahmet KARAYİĞİT,<br />

Zeynep Nilgün HACIMAHMUTOĞLU, Zeynep<br />

KAVLAK ,Ahmet KAHRAMAN, Prof.Dr. Ahmet<br />

GÖKCEN, Ziya ÖZCAN ,Nesibe ÖZER, Hüseyin<br />

SERTER, Ömer KÖROĞLU, Av. Ali AYDIN, Ahmet<br />

KAYA, Birol ERDEM, İsmail AYDIN, İbrahim<br />

OKUR, Prof.Dr. Bülent ÇİÇEKLİ, Av. Rasim AYTİN,<br />

Resül YILDIRIM, Dr. Teoman GÖKÇE, Ahmet BER-<br />

BEROĞLU.<br />

HSYK’nin bu bileşimi HSYK’nin esas olarak AKP<br />

hükümeti ile “uyum içinde” çalışacağı anlamına geliyor.<br />

Bunun da anlamı, AKP iktidarının sürmesi<br />

halinde, süreç içinde yüksek yargıdaki “son kaleler “<br />

görünümündeki Danıştay ve Yargıtay’ın da ideolojik<br />

Kemalistlerin denetiminden çıkarılıp, AKP denetimine<br />

alınmasıdır.<br />

Seçimlerden hiç beklemediği açık ara bir yenilgiyle<br />

çıkan, bir anlamda kendi kazdıkları kuyuya<br />

düşerek, adli ve idari yargı hakim ve savcılarının<br />

yaptığı seçimlerden tek bir aday bile çıkaramayan<br />

ideolojik Kemalist kesim, seçimler ertesinde beklenen<br />

mızıkçılığına ve yakınmalara başladı. Seçimlere<br />

Adalet Bakanlığı’nın doğrudan müdahil olduğunu,<br />

seçimlerin eşitlik ilkesine uymadığını vs. anlattılar.<br />

Kanadoğlu YSK’ya seçimleri iptal etmesi çağrısı<br />

yaptı. Fakat bunlar da sonucu değiştirmedi. Anayasa<br />

Mahkemesi’nde yapılan yanlış hesap, HSYK’nın<br />

Kemalistler açısından kaybedilmesi biçiminde geri<br />

döndü.<br />

Bütün bunlar AKP’nin tam iktidar yürüyüşünde,<br />

Referandumun ona büyük avantajlar sağladığı ve<br />

onun bu avantajları kullanarak yeni mevziler kazandığı<br />

anlamına geliyor.<br />

Üniversite ve Yüksek Okullarda türban<br />

sorunu “çözüldü”<br />

Referandum sırasında CHP’nin yeni başkanı Kılıçdaroğlu<br />

Radikal gazetesine verdiği bir demeçte kendilerinin<br />

üniversite ve yüksek okullarda türban serbestisinden<br />

yana oldukları anlamına gelen laflar etti.<br />

Bu laflar sonradan düzeltilmeye çalışılsa da, Türban<br />

sorunu böylece CHP tarafından Referandum sürecinde<br />

tartışmaya sokulmuş oldu. Fırsatı kaçırmayan<br />

AKP, Referandumun hemen ertesinde CHP ve MHP<br />

ile birlikte türban sorununu çözmek için yasal düzenlemeler<br />

yapmayı önerdi. Tabii gösteri ve türban<br />

sorununu diğer partilere kaptırmamak için yapılan<br />

bu öneri havada kaldı. Fakat türban sorununun böyle<br />

CHP tarafından gündeme getirilmiş olması ve bu<br />

alanda neredeyse bütün partiler çözümden yanaymış<br />

gibi bir havanın ortaya çıkmış olması, YÖK Başkanı<br />

Y. Özcan tarafından değerlendirildi. YÖK Başkanı<br />

Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme<br />

Merkezi’nce bundan sonra yapılacak sınavlara<br />

başörtüsü ile girilebileceğini açıkladı.Ayrıca üniversite<br />

ve yüksek okullara türbanla girilmesinin önünde<br />

yasal bir engel olmadığını açıklayarak, bu konunun<br />

tek tek üniversite ve yüksek okul yönetimlerinin konusu<br />

olduğunu belirtti. Bu açıklamalar ertesinde bir<br />

çok üniversite ve yüksek okula türbanlılar da gidip<br />

gelmeye başladılar. YÖK başkanı bu gelişmeler üzerine<br />

“Türban sorunu çözülmüştür.” açıklamasını yaptı.<br />

Tabii ki beklenen yerlerden beklenen tepkileri de aldı.<br />

Yargıtay Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı bir açıklamada<br />

Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı<br />

olduğu ifade edilerek, laiklik ilkesinin Anayasanın<br />

temel ilkelerinden biri olduğu vurgulandı. Açıklamada,<br />

‘’Yasama ve yürütme yargı kararlarına uymak<br />

zorunda. AİHM kararına göre türban yasağı zorunlu<br />

tedbirdir. Gerek iç hukuk, gerekse uluslararası hukuk<br />

boyutuyla değerlendirildiğinde türbanın koruma<br />

görmediği ve laiklik ilkesiyle bağdaşmadığı görülmektedir.<br />

Siyasilerin beyanları politik çıkara dayanmaktadır’’<br />

denildi.<br />

Yargıtay’a Başsavcısı’nın daha önce AKP hakkında<br />

açtığı kapatma davasında AKP’nin “laikliğe karşı eylemlerin<br />

merkezi” olduğu tezini gerekçelendirirken<br />

dayandığı en önemli kanıtlardan biri, bilindiği gibi,<br />

AKP’nin MHP ile işbirliği içinde yaptığı ve üniversite<br />

ve yüksek okullarda türban serbestisinin önünü<br />

açan Anayasa değişikliği idi. Şimdi de aynı sopa sallanıyordu.<br />

Fakat bu kez artık bir yandan CHP’nin<br />

Referandumda “türbanı biz çözeriz” sözü ile kendini<br />

bağladığı, diğer yandan da Anayasa Mahkemesi’nde<br />

Kemalist 2/3 çoğunluğun tarihe karışmış olduğu bir<br />

ortam vardı. Bu ortamda artık Yargıtay Başsavcısının<br />

bu yollu tehditlerinin fazla ciddiye alınacak bir yanı<br />

gündem<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!