08.05.2014 Views

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yeni kadın dünyası<br />

60<br />

yüzde 17,3’ü, Kamu Sen’e bağlı bulunanların yüzde<br />

4,2’si Memur Sen’e bağlı bulunanların ise yalnızca<br />

2,5’i kadındır. Kamu sendikaları konfederasyonları<br />

arasında 11 hizmet kolunda örgütlü bulunan toplam<br />

64 sendikanın 58’inin başkanı erkek, sadece 6’sı kadındır.<br />

Birleşik Metal-İş de bu konuda diğer sendikaları hiç<br />

aratmıyor. BM-İş’de tablo şöyle: 5 Kişilik Merkez Yönetim<br />

kurulu, 8 kişilik Merkez Disiplin ve Denetim<br />

kurulu içinde kadın sayısı sıfır! 56 kişilik Şube Yönetim<br />

Kurulu arasında kadın sayısı yine sıfırdır! 681 kadın<br />

üyenin bulunduğu fabrikalarda kadın işyeri temsilci<br />

sayısı yalnızca 4’tür. Bu tablodan da anlaşılacağı<br />

gibi sendika üyelerinin en az üçte biri kadınlardan<br />

oluşmasına rağmen karar ve yönetim organlarında<br />

belirgin bir erkek egemenliği sürmektedir.<br />

Kapitalist sistemden beslenen ve onun yasalarına<br />

göre şekillenen sendikalarda kadınlara yer olmaması<br />

aslında çok şaşılacak bir durum değildir. Kadın işçiler<br />

bu durumdan rahatsız olmaz ve mücadele geliştirmezlerse<br />

bu günden daha iyi bir yere gelinemeyeceği<br />

de bilinmelidir. Aynı zamanda kadınlar temsil yetkisi<br />

kazanmadıkça taleplerini de gündeme sokamayacaklardır.<br />

Bunun için atılması gereken öncelikli adımlar<br />

şunlardır;<br />

1- Kadın işçiler örgütlü mücadeleyi geliştirmelidir.<br />

2- Kadın temsiliyeti önündeki engellerin kaldırılması<br />

için sendikaların tüzüklerinin değişmesi ve<br />

mutlaka kota uygulaması gereklidir.<br />

3- Bütün konfederasyon ve bağlı sendikaların kendi<br />

bünyelerinde kadın komisyonları ve daireleri oluşturulmalıdır.<br />

Ancak, tüzük değişiklikleri, Kadın Komisyonları<br />

veya Kadın Daireleri kurmak yeterli değildir. Tüm<br />

değişikliklerin pratikte yaşam bulması ve amacına<br />

uygun hale getirilmesi gerekiyor. Örneğin, çok az<br />

da olsa kadın işçilerin lehine olan tüzük yada delege<br />

yönetmeliklerinde, hali hazırda bulunan kadın<br />

kotası uygulamalarının ne kadar bilindiği ve kullanıldığı<br />

tartışılır. Kadınların lehine olan bu maddelerin<br />

ne anlama geldiği ortaya konulmalı, açığa<br />

kavuşturulmalı ve pratikte uygulanmalıdır. Örneğin,<br />

DİSK’in kadın komisyonu, Türk-iş’in kadın<br />

bürosu, Hak-iş’in kadın temsilciliği var fakat bunlar<br />

çoğunlukla erkeklerin idare ettiği bölümlerdir.<br />

Bu örneklerden anlaşılacağı gibi komisyon ya da<br />

bürolar kurmak işin yalnızca bir parçasıdır. Bu komisyonların<br />

nasıl işleyeceği en az kurulması kadar<br />

önemli olan bir meseledir. Kadın işçilerin örgütlülüğünü<br />

yükselterek, hali hazırda var olan komisyon<br />

ve büroları erkek egemen kıskaçtan kurtarmalıyız.<br />

Komisyonları ve büroları bu temelde<br />

örgütlemeliyiz. Cinsiyetçi bakış açısını reddeden,<br />

sınıfsal mücadele geliştiren bir sendikal hareket<br />

yaratamadığımız sürece, kadın işçi ve emekçilerin<br />

ikincil konumlarında ciddi bir iyileştirme yaratamayız.<br />

Söz ve karar mekanizmalarında erkeklerle<br />

eşit bir biçimde yer alabilmek, toplu sözleşmelerde<br />

kadınların ihtiyaç ve taleplerini dâhil etmek ve bu<br />

müzakerelerde söz sahibi olmak için mücadelemizi<br />

geliştirmek ve güçlendirmekten başka şansımız<br />

yoktur.<br />

Yaşasın işçi kadınların örgütlü mücadelesi!<br />

YDİ Çağrı okuru bir kadın işçi<br />

31 Aralık 2010 ✓

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!