Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Sayı 149 - YDÄ° ÃaÄrı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sendikalar ve kadınlar!<br />
Toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi sendikalarda<br />
da erkek egemenliği büyük bir ölçüde<br />
kendini gösteriyor. Cinsiyetçilik ve eşitsizlik; evde,<br />
sokakta, okulda, iş yaşamında, “demokrasi” mücadelesi<br />
veren sendikalarda bir olgu haline dönüşmüş<br />
durumda. Hâlbuki sendikalar emek mücadelesi veren,<br />
ezilen sınıfın hak alma mücadelesine aracılık ve<br />
öncülük eden kurumlardır. Ya da en azından böyle<br />
olduklarını iddia ederler…<br />
Bunun için sendikalar, erkeklerden daha fazla sömürüye<br />
ve baskıya maruz kalan, çalışan ve işsiz kadınların<br />
haklarını arama mücadelesinde de öncülük<br />
etme görevine sahiptir. Ancak ne yazık ki sendikalar<br />
bu konuda sınıfta kalıyorlar.<br />
Sendikalar dünyanın her yerinde erkek<br />
egemen örgütler!<br />
Sendikalardaki erkek egemen zihniyet kadınlara<br />
öncülük etmek bir yana, zaman zaman mücadelelerinin<br />
önünde engel olabiliyor. Yönetici, yönetim kurulu<br />
üyeleri, işyeri temsilcileri ağırlıklı olarak erkeklerden<br />
oluşuyor. Zaten sayıları bir avuç olan sendika<br />
üyesi kadın, yönetici konumuna gelemiyor; çünkü<br />
sendikalar erkek egemen ideolojiyi, anlayışı sorgulamıyorlar.<br />
Kadınlar ise hakları için örgütlendikleri<br />
sendikalarda cinsiyetçi tüzükler nedeniyle kendilerine<br />
yer bulamıyorlar.<br />
Sendikalardaki bu cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınların<br />
örgütlülüğünün yetersiz oluşunun bir tek nedeni<br />
yok! Kadınların istihdam edilmemesi, örgütlenmemelerinin<br />
önünde önemli sebeplerden birisidir.<br />
Sendikalar erkek egemen ideolojiyi sorgulamadıkları<br />
için kadınların neden daha az örgütlü olduğunu da<br />
merak etmiyor, sorgulamıyorlar. Çalışamayan kadın<br />
nasıl sendikalı olabilir? Türkiye kadın istihdam<br />
oranının en düşük olduğu 10 ülkeden bir tanesi ve<br />
kadınlara çalışma alanlarının önemli bir kısmı açık<br />
değil! Çalışan 6 milyon kadının yarıya yakını ücretsiz<br />
aile işçisi! Böylesi kötü bir olgunun olduğu yerde<br />
ve bu olgunun kadınların sendikal örgütlülüğünün<br />
önünde engel olduğu bilindiği koşullarda sendikaların<br />
bununla mücadele etme görevi vardır.<br />
Sendikalarda erkek egemen sistemin hâkim olduğunu<br />
görmek için yönetimlerine bakmak yeterlidir.<br />
Yönetimlerinin neredeyse tamamı erkeklerden oluşuyor.<br />
Denetim ve disiplin kademeleri erkeklerden<br />
oluşuyor. Kadınlar karar mekanizmasında yer alamıyor.<br />
Kadınlar adına toplu sözleşme masasına oturanlar<br />
da erkekler oluyor. Bu nedenle büyük bir dengesizlik<br />
yaşanıyor.<br />
Bu dengesizlik rakamlarla incelendiğinde gerçekler<br />
çok daha çarpıcı hale geliyor. Tüm memur sendikaları<br />
üyeleri arasında kadınların oranı yüzde 20’yi<br />
geçmiyor. Bu oran işçi sendikalarında yüzde 5’i bile<br />
bulmuyor. Bu rakamlar hakları için sendikalarda<br />
örgütlenen kadınların sayısının ne kadar yetersiz olduğunu<br />
gösteriyor. 100’e yakın sendika başkanının<br />
yüzde 10’u dahi kadın değil. 2009 yılında yapılan bir<br />
araştırmaya göre DİSK, Hak İş ve Türk İş gibi büyük<br />
konfederasyonlarının genel başkanları, merkez yönetim,<br />
disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri arasında<br />
kadın bulmak mümkün değil.<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2008 verilerine<br />
göre; toplam 28 işkolunda örgütlü bulunan 94<br />
sendikanın genel başkanlarının 87’si erkek iken yalnızca<br />
7 sendikanın genel başkanı kadın ve bu oran<br />
yüzde 7’ye bile tekabül etmiyor. Yine sendikaların<br />
493 kişilik merkez yönetim kurulu üyeleri arasındaki<br />
kadın sayısı 35 ve oranı sadece yüzde 7’dir. 282 kişilik<br />
denetim kurulu üyeleri arasındaki kadın sayısı 28<br />
yani sadece yüzde 9,9’dur. 333 kişilik disiplin kurulu<br />
üyeleri arasındaki kadın sayısı ise sadece 40 ve bu<br />
oran yüzde 12’ yi geçmiyor.<br />
İşçi sendikaları ile memur sendikalarının kadın<br />
temsiliyeti açısından birbirlerinden farklı olduğu göz<br />
ardı edilemeyecek bir olgudur. Fakat bu fark memur<br />
sendikalarını aklayacak durumda değil. Çünkü işçi<br />
konfederasyonlarında durum bu kadar kötü iken<br />
kamu sendikaları konfederasyonlarında da durum<br />
pek iç açıcı değil. Kamuda örgütlü bulunan kamu<br />
emekçileri sendikalarının bağlı olduğu toplam 7 konfederasyon<br />
arasında en yüksek üye sayısına KESK,<br />
Türkiye Kamu Sen, ve Memur Sen sahip. Bu kuruluşlardaki<br />
kadınların yönetim bazındaki katılımlarında<br />
en yüksek oran KESK’tedir.<br />
Kadınların kamu sendikalarındaki tablosu şöyledir;<br />
KESK’e bağlı sendikaların yönetim kurullarının<br />
yeni kadın dünyası<br />
59