08.05.2014 Views

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

Sayı 149 - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

estleşmeler oldu. Asker kanadın “Tüm Komite kademesinin<br />

istifası” restine, hükümet kanadı gerekirse<br />

hiçbir atama yapmadan, boşalan bütün kademelerdeki<br />

görevleri, yapmaya hazır subayların vekaletle<br />

yürütmesi resti ile karşılık verdi. Bu restleşmeler sonucu<br />

YAŞ 4 Ağustos’ta yeni Genel Kurmay Başkanı<br />

ve Yeni KKK atanmadan kapandı. Sonra yürüyen<br />

sıkı pazarlıklar temelinde 9 Ağustos’ta Genel Kurmay<br />

Başkanlığına Org. Işık Koşaner; KKK’na da Org. Erdal<br />

Ceylanoğlu atandı.<br />

Yani bu konuda da sonuçta Asker kanadın isteği<br />

gerçekleşmedi. Iğsız KKK olamadı. Genel Kurmay<br />

Başkanlığı yolu da kapandı. Bu noktada da bu gelişmelerin<br />

verdiği mesaj netti:<br />

AKP hükümette kaldığı sürece, Cumhurbaşkanlığı<br />

da AKP tarafından belirlendiği sürece, bundan böyle<br />

TSK komuta kademesinin şekillenmesinde siviller<br />

kendilerine kanunun verdiği yetkiyi kullanacaklardı.<br />

Ve sonrası …<br />

Ancak karşılıklı tavizlerle aşılmış görünen YAŞ krizi<br />

burada bitmedi. Balyoz soruşturmasında isimleri<br />

geçtiği için sivil kanadın terfilerine imza koymadığı,<br />

bu yüzden de terfileri işleme konmayan ve başka görevlere<br />

atanan Generallerden üçü - Tümgeneral Halil<br />

Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral<br />

Abdullah Gavremoğlu- 24 Ağustos’ta “Bir üst rütbeye<br />

terfi ettirilmeme işleminin iptali” için yürütmeyi<br />

durdurma istemli olarak dava açtılar. Bu davada<br />

AYİM 27 Eylül 2010 tarihinde “bir üst rütbeye terfi<br />

ettirilmeme işleminde” yürütmenin durdurulması<br />

kararı verdi.<br />

Savunma, İçişleri Bakanlıkları ve Başbakanlığın<br />

AİYM’nin bu kararına itirazları AYİM tarafından<br />

iki kez geri çevrildi. Bu gelişmeler sivillerin onay yetkisinde<br />

olan YAŞ karalarında, bu yetkinin Yüksek<br />

Askeri Yargı tarafından yok sayılması anlamına geliyordu.<br />

Bu gelişmeler ertesinde 22 Kasım’da İçişleri Bakanı<br />

Beşir Atalay yasanın ilgili bakanlara verdiği<br />

yetkiye dayanarak Jandarma Tümgeneral Halil<br />

Helvacıoğlu’nu açığa aldı. Milli Savunma Bakanı<br />

Vecdi Gönül de bunun hemen ertesinde Tümgeneral<br />

Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun<br />

da açığa alındığını açıkladı.<br />

Adı geçen Generaller ve Amiral yürütmeyi durdurma<br />

istemli olarak, açığa çıkarılma işleminin iptali<br />

için 23 Kasım 2010 tarihinde Askerî Yüksek İdare<br />

Mahkemesi (AYİM)’ne dava açtılar.<br />

AYİM açığa almada yürütmeyi durdurmadı. İptal<br />

konusunda kararını ise henüz vermedi.<br />

Yani hükümet ile ordu arasında bu konudaki horoz<br />

dövüşü sürüyor.<br />

Aslında bunlar bugüne kadar yaşanmayan yeni durumlar.<br />

Gelişme çok net olarak ülkede bugüne kadar<br />

sorgulanmayan bir iktidar biçimlenmesi olduğunu,<br />

bunda ordunun kendi özel yargısıyla merkezde durduğunu,<br />

Türkiye’de yargıda da iki başlılık olduğunu<br />

ve Askeri hukukun, hükümetin de, yasaların üzerinde<br />

olduğunu gösteriyor. Şimdi bunun sorgulandığı sivil<br />

otoritenin yasalarla kendisine tanınmış gibi görünen<br />

kimi yetki ve hakları kullanmaya kalktığı yerde,<br />

Askeri Yargı “sivil otorite”ye sınırlarını gösteriyor.<br />

Fakat AKP Referandum sonuçlarından aldığı güçle<br />

bu konuda çatışmayı sürdürecek, sorunu yasa değişiklikleri<br />

vb. ile aşmaya çalışacak gibi görünüyor. Bunun<br />

olmadığı yerde, AKP bu gelişmeyi yeni bir Anayasa<br />

yapmanın gerekliliği için yeni bir gerekçe olarak<br />

seçim kampanyasında kullanacaktır.<br />

AKP / Yüksek Yargı çatışmasında yeni<br />

gelişmeler:<br />

Referandumda kabul edilen Anayasa değişikliklerinde<br />

egemen sınıfların iktidar dalaşı açısından en<br />

önemli maddeler kuşkusuz Anayasa Mahkemesi’nin<br />

ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı<br />

ve işleyişi ile ilgili değişikliklerdi. Bunların kabulü<br />

halinde yüksek yargıda kendi kendini hep yeniden<br />

üreten ideolojik Kemalist iktidarın süreç içinde yıkılması<br />

gündeme gelecekti. Bu yüzden Anayasa değişiklikleri<br />

konusunda burjuva muhalefetin üzerinde<br />

ve yüksek yargının en fazla yoğunlaştığı konu bunlar<br />

oldu. Sonuçta halk oylamasında bu maddelere de<br />

onay çıktı. Bu AKP’nin yüksek yargıyı kendine karşı<br />

en önemli muhalefet odağı olmaktan çıkarma, böylece<br />

iktidar yürüyüşünde çok önemli bir engeli aşma<br />

konusunda ona büyük avantaj sağladı. AKP şimdi bu<br />

avantajı kullanıyor.<br />

Anayasa Mahkemesinde durum:<br />

Anayasa Mahkemesi’nde Anayasa değişikliği öncesinde<br />

11 asil, 4 yedek üyeden oluşuyordu. Bu üyelerin<br />

büyük çoğunluğu 10. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından<br />

atanmıştı. Bu yüzden AKP, iktidarda kalması ve<br />

Cumhurbaşkanlığını da elinde tutması şartlarında<br />

da Anayasa Mahkemesi asil üye çoğunluğuna sahip<br />

olabilmek için epey beklemek, ayrıca bundan da<br />

önemlisi bir süre daha Anayasa Mahkemesi asil üye-<br />

gündem<br />

31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!