11.07.2015 Views

Direnisin@Hali2

Direnisin@Hali2

Direnisin@Hali2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

20 21toplumsal hareketlerde her zaman ifade özgürlüğü ve insan haklarıtarafında durmaları, bilgiye ulaşımın önündeki sınırlamalara ve yasaklarakarşı mücadele etmeleridir.İşte bu mücadele alanı, tüm dünyayı saran sansür ve gözetim canavarıdır.5651 sayılı kanunda yapılan düzenlemelerle Türkiye de, bazıtoplumsal dinamikler dışında ilk kez sağlam bir irade göstererek gözetimve sansür anlamında dünyayı yakalamış oldu. Jeremy Benthamgözetim kavramını, Fransız Devrimci Millet Meclisi (1791) tarafındanbasılan Panoptikon adlı kitabında şöyle tanımlıyor; “Bugüne kadarörneği görülmeyen, insan zihni üzerinde zihinsel iktidar elde edenyeni bir yöntem”. 16 Gözetleme ve güvenlik kavramları bizleri tek birtoplum yapısına doğru götürürken, özellikle 9/11 ‘den sonra çıkarılanyasalarla ve kolluk birimlerine tanınan sonsuz haklarla birlikte,Foucault‘nun tasvir ettiği toplumun içinde, iletişimin öznesi değilbilginin nesnesi olarak var oluyoruz ya da olamıyoruz. Öte yandanvatandaşlar mahremiyetlerini gittikçe yitirirken ve yine tüm hayatlarımızçevrimiçi vaziyette devletler, şirketler ve kurumlar tarafındanrahatça izlenirken, yöneten iradeler gittikçe daha merkezi ve totaliterbir hale bürünüyor. Hiçbir zaman bilgi akışı üzerinde tam denetimsağlayamayan ama hep bunu arzulayan devlet daha ne kadar izleyebilir,sansürleyebilir, fişleyebilir ve bütün verilerimizi nereye kadartoplayabilir ki? Bu verilerle neler yapılabilir?Hukukçu Günther Jakobs 1985 yılında “Düşman Ceza Hukuku” çalışmasınagöre, düşmanın iç dünyası da tehlikelidir ve düşmanın içdünyası bir suç unsuru olarak değerlendirilip, bunun cezai karşılıklarıvardır.Şimdi bu cümledeki düşman kelimesi yerine vatandaş kelimesinikoyun ve tartışılan devlet güçlerinin yetkilerini düşünün. İştesosyolog Jean-Claude Paye Hukuk Devletinin Sonu adlı çalışmasında11 Eylül’den 45 gün sonra ABD’nde imzalanan “PatriotAct” yasasınavurgu yaparken, insan hakları ihlalleri ve özel hayatın dokunulmazlığıgibi konularda yaşananlara dikkat çekmişti. Bu yasa “düşman veteröristleri yakalama” kılıfı altında insanları, yönetime karşı girişilenher türlü gösteriyi, grevi, yürüyüşü, barışçıl eylemi terör suçları ileilişkilendirilebilir kılıyordu. Bu yasanın getirdiği bir başka unsur da,“internet ya da farklı türden bir ağ üzerinden” makul şüphe olmadandevletin tüm iletişim yollarını izleyebilmesi, özel e-postaları bile takipedebilmesi ve gözetimi tüm yaşam/iletişim alanlarına yayabilmesidir.“Kitlesel öziletişim ister bireysel ister kolektif olsun, toplumsal aktörüntoplumsal kurumlar karşısındaki özerkliğinin inşasına yönelikteknolojik platformu sağlar. Hükümetlerin internetten korkmasınınsebebi budur; şirketlerin internetle bir aşk-nefret ilişkisi içinde olmasının,bir yandan internetin özgürlük potansiyelini sınırlarken(örneğin dosya paylaşım ya da açık kaynak ağlarını denetlerken)bir yandan onu kullanarak kar elde etmeye çalışmalarının sebebide budur”. 17 Manuel Castells bir şey daha diyor; artık tüm sistemlerve ilişkiler ağlar üzerindedir. Sansür mekanizması, yönetenler içinadeta bir koruyucu kalkan olarak tarih boyunca karşımıza çıkmıştır.Bir diğer taraftan sansür, iktidarların bilgiyi denetimden kaçırmayoludur. Herhangi bir siyasi projenin hedeflerinden biri de, var olanbilgi akışlarına yapıcı müdahalelerde bulunmaktadır. Yönetenleregöre, onların sansür uygulayamadığı gerçek, gerçek değildir. Amaİnternet ise herhangi bir sansürle kontrol altına alabileceğiniz biryer değildir. Bilgi her zaman özgür kalmalıdır ve doğası gereği özgürkalmayı istemektedir. Tüm devletlerin İnternet’te gözetimi kendilerinegörev edinmeleri, tam da sosyal ve ekonomik sistemin bu ağaentegre olduğu zamanda ve toplumsal hareketlerin internetle bütünleştiğizamanda geldi.Şunu da söylememiz gerekiyor ki, internetleilgili yapılan tüm düzenlemeler devletlerin şiddet tehditleri sayesindeyürürlüğe konmaktadır. Ayrıca toptan ve tam anlamıyla gözetimsadece internette yok, sokaklarda, evlerde, her yerde. Konumuz veilgi alanımız dahilinde İnternet, bu gözetim kuşatmasından uzunzamandır nasibini alıyor. “İnternet hayattır” diyorken, o hayatı bizleredar etmek isteyenleri görüyoruz ve hayatlarımızı geri almayaçalışıyoruz.Bedensel şiddet ve yıpratma kadar, zihinsel şiddet unsurları uzunzamandır hayatlarımıza nüfus etmektedir. Her ikisini de Gezi ParkıEylemleri / Direnişi sırasında bunu çokça yaşadık ve bunun izleriniyeni yeni görmeye başladık. Diğer taraftan Gezi Parkı süreci, “yenimedya” olarak tanımlayabileceğimiz alanın, ilk kez hayatlarımızdabu kadar vücut bulduğunu ve internetin sokak ile olan ilişkisininvar olduğunu göstermesiyle her zaman belleklerimizde ve eylemlerimizdekalacaktır. Fikirlerimizi sansürleyen, bizleri belki de ondandaha tehlikeli olan oto-sansüre iten uygulamalar anonimlik tartışmalarınıda beraberinde getirir. Anonimliğin kitleler tarafındanzamanla unutulmasının sebeplerinden biri de, Facebook gibi sosyal16 ArmandMattelart, Gözetimin Küreselleşmesi: Güvenlileştirme Düzeninin Kökeni, Kalkedon yayınları,İstanbul 2012, s.1317 Manuel Castells, İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler, çev. Ebru Kılıç, Koç ÜniversitesiYayınları, İstanbul, 2003, s.21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!