96 97bilmesi demektir. Dijital okur yazarlık, bu farklı alanların her birininkendi dinamikleri olduğunu bilmesi ve her birinde bu dinamiklereuygun olarak iletişime geçmesi demektir.Bir başka deyişle, Facebook arama alanında “Kaleiçi’ndeki restoranlar”anahtar kelimesiyle arama yapılmayacağını ya da en yakın arkadaşınızındüğün fotoğraflarını bulacağınız yerin Google olmadığınıbilmek demektir. Tabii, eğer arkadaşınızın düğün fotoğrafları kamuyamal olmadıysa.Dijital okuryazarlık, dijital iletişim teknolojilerinin yarattığı devrimniteliğindeki değişimi etkin biçimde değerlendirebilmek için bizimkendimizi eğitmemiz gereken en önemli nokta. Çünkü bu bilinç düzeyinisağlamadığımız sürece dijital iletişim bizim için arkadaşlarlasohbetten, oyun oynamaktan ve spor haberlerini okumaktan öteyegidemez. Aksine bu alanda bilinçsizlik ve bilgisizlik kişiye veya kurumaonulmaz zararlar da verebilir. En basitinden her gördüğünüz linketıklamamanız, her gelen epostayı açmamanız gerektiğini bilmezsenizkişisel özel bilgileriniz dolandırıcıların eline geçebilir veya bilgisayarınızzarar görebilir.Bu konudaki en güzel örnek, herhalde Zaytung üzerinden verilebilir.Zaytung, internette yer alan ve “dürüst, tarafsız, ahlaksız haber”düsturuyla uydurma ve kurgusal haber yapan bir mizahi haber sitesi.Aralık 2012’de Zaytung’da “Ateist olduğu gerekçesiyle istifası istenenköy imamı geri adım atmıyor: ‘Mesleğime profesyonelce yaklaşıyorum…”30haberi yayınlandı.Bu haberden kısa bir süre sonra, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait Diyanethaber.com.trsitesinde bu haberi yalanlayan bir açıklama yayınlandı.Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan haberde geçen yalanlamaaçıklaması şöyle diyor 31 :Haber sitelerin birinde bugün sahte bir haber vardı. Kimilerimiz okudu,kimilerimiz okumadı. Haberin özü Muğla Milas ilçesine bağlı Ortaca köyündeSeyfi Çalışkan isminde ateist bir imam hatip var. Cuma namazındaateist olduğunu itiraf eden Çalışkan’ı Diyanet görevden almak istemiş vebir an önce görevini bırakmasını istemiş. Fakat Seyfi Çalışkan görevinedevam ediyor. Her tarafı tamamen uydurma olan bu haber hakkında görüştüğümüzMilas ilçe müftülüğü haberin tamamen yalan olduğunu, Milas’daOrtaca isminde bir köy olmadığını ve Milas müftülüğünde de SeyfiÇalışkan isminde bir görevlinin olmadığını, çalışmadığını söylediler.Kurmaca ve düzmece olduğu son derece belli olan ve hatta komediunsurlarını bariz şekilde bulunduran bu haberi din işlerinden sorumludevlet kurumunun ciddiye alarak yalanlama yapması dijitalokuryazarlık mefhumunun ne kadar önemli olduğunu aslında net birbiçimde ifade ediyor.3. Dijital dünyada değişim ruhu:Bu değişimin insanların algısında ve yaşamlarında yer etmesi için birsüre onunla oynamaları ve bu aracın sınırlarını öğrenmeleri gerekti.Bu süre içinde insanlar bize şu anda çok saçma gelecek şeyler de yaptılarveya bu mecrada yer alıp almamayı düşünenler: “Ne yapacağımben Twitter’da, ne yediğimi mi paylaşacağım” diye sordular. Ama hepimizeolduğu kadar Greame Patrick’e göre de aşikar olan bir şey var:Teknoloji sosyal bir oluşumdur. Kullanıcılar teknolojinin anlamını vedeğerini onu nasıl kullandıklarıyla belirler. 32Dijital iletişim teknolojilerini sadece Farmville’de tavukları yemlemek,Hindistan’daki biriyle tavla oynamak, ÇapqınQız91 ile işvelibir chat yapmak veya komik kedi videoları izlemek için kullanırsanızinterneti ve dijital iletişim teknolojileri tabii ki oyuncak, hafif meşrepve anlamsız bir şey gibi algılamanız gayet normal. Dolayısıyla, algınızınsınırları kendi dünyanızın sınırlarını da belirlediği için diğerinsanların bu teknolojileri başka amaçlarla kullanabileceği aklınızınucundan bile geçmez.Bu bağlamda, dijital iletişim teknolojilerinin nasıl kullanıldığı, nasılkullanılması gerektiği ve hakim kullanım alışkanlıkları üzerinden pekçok tartışma başlatıldı. Bunlardan arasında dijital iletişim teknolojilerinintoplumsal hareketler için kullanılamayacağını, bunun kendinikandırmaktan öteye gidemeyeceğini iddia edenler oldu. Bunun yanındada dijital iletişim teknolojilerinin dünyayı ayağa kaldıracağınıve Arap Baharı’nın sadece bu sayede gerçekleştiğini iddia edenler deoldu. Hatta bazıları, bunun—tabiri caizse—psikolojik mastürbasyondanbaşka bir şey olmadığını ve bu sayede insanların “bir değişimyaratma” yanılgısıyla birkaç tuşa tıklayarak kendilerini tatmin ettikleriniama aslında fiziksel dünyada, hatta biraz daha ileri giderek, “gerçekhayatta” hiçbir etkilerinin olmadığını söylediler.Dijital aktivizmi ilk olarak eleştiren ve “clicktivism” kavramına olum-30 Zaytung.com, 31 Hürriyet Gazetesi, 20 Aralık 2012. 32 Marcos Sivitanides, Vivek Shah. The Era of Digital Activism” 2011
98 99suz anlamı iliştiren Malcolm Gladwell oldu. The New Yorker dergisindeki“Small Change: Why the revolution will not be tweeted” 33 başlıklımakalesinde dijital aktivizmin bir etkisinin olmadığını, insanlar eğerbir şeyler değiştirmek istiyorlarsa sivil itaatsizlik ve fiziksel eylemdebulunmaları gerektiğini—yani, ancak sokağa inerek ve ideolojik altyapısınıiyi kurgulayarak aktivizm yapılabileceğini söylüyor.Malcolm Gladwell, Arap Baharı’nın dorukta olduğu günlerde, 27 Mart2011’de, CNN International’da katıldığı programda, 34 sosyal medya vedijital iletişimin insanları çok hızlı biçimde iletişime geçirebildiği vebir araya getirebildiğini kabul etmekle beraber hala aynı düşüncelerindeısrar ediyordu.Gladwell bu eleştirilerini ilk kez dile getirdiği andan itibaren uluslararasıbirçok aktivist ve blogger tarafından yoğun eleştiri yağmurunatutulduğu gibi, geleneksel iletişimin ve geleneksel anlayışın hegemonyasındainsanların kendilerini ifade edebildikleri ve değişim talep edebildikleritek “mecra” olan sokakların o romantik havasının kaybolacağındankorkuyorlardı belki de.Ama sokakların o romantik havası çoktan yok oldu bile. Bunun enbasit örneği, 2011 ilkbaharında yaşandı. Orta Doğu’yu Arap Baharıesintisi sarmışken Türkiye Genel Seçimleri heyecanı vardı. Genel seçimlerdensonra hayata geçmek üzere Bilişim Teknolojileri ve İletişimKurumu’nun tasarladığı “Güvenli İnternet Uygulaması” yani başkalarınındeyişiyle “internet filtresi” ile Türkiye’de internet özgürlüğününbüyük oranda kısıtlanacağını ve sansürün meşru kılınacağını düşünenonbinlerce (bazı rakamlara göre 40.000’den fazla) kişi İstanbul’da birprotesto yürüyüşü düzenledi. Geleneksel medya organlarında kimi yayınkuruluşları bu kadar kişiyi “birkaç yüz kişi” diyerek küçültmeye vegörmezden gelmeye çalıştı. 35 Bazıları ise, bu konuyu hiç yayınlarınataşımayarak 40.000 kişinin bir araya gelmiş olmasının bir haber değeritaşımadığını düşünmüş olarak kendi “basın ahlaklarını” ayaklar altınaaldılar.Fakat, Gladwell’in ve sokakların romantizmine inananların aksine, sokaklarainen kişiler geleneksel medyanın tamamı tarafından göz ardıedilebilir, fakat dijital iletişim teknolojileri üzerinden 40.000 kişininbir araya gelmesini siz göz ardı etseniz bile dünyanın geri kalanı vedijital veriler göz ardı etmez.33 Malcolm Gladwell, “Small Change: Why the revolution will not be tweeted”, The New Yorker. 4 Ekim 2010.34 CNN International, “Tech’s role in revolution overhyped?”. 27 Mart 2011. 35 Feldrim.tumblr.com, 21 Mayıs 2011. Gladwell’in öne sürdüğü diğer argümana gelecek olursak, “ideolojikaltyapının iyi kurgulanmadığı” hareketlerin başarılı olamayacağı vedijital iletişim teknolojilerinin kişiler arasında hızlı iletişim sağlamasınınideolojik altyapıya bir katkısının olmadığına dikkat çekiyor.Verdiği örnekte, 60’larda Amerika’daki sosyal haklar hareketinden örnekveriyor. Bu hareketin yaklaşık 20 yıllık bir gelişme süreci olmuştudiyor.Bununla beraber, dijital iletişim teknolojilerinin “ezilenlere” yeni hareketalanları sağladığı gibi, madalyonun öteki yüzünde, “ezenlere”de yeni baskı alanları yarattığını söylüyor. Dolayısıyla, sözünü ettiği“ideolojik altyapı” oluşmadığı için, dijital iletişim teknolojileri üzerindenbir değişim gerçekleşse bile değiştirdiği şeyin yerine koyacak birşeyleri olmadığını vurguluyor.Tam da bu noktada Slavoj Zizek’in 28 Ocak 2012’de Mimar Sinan Üniversitesi’ndeyaptığı “Bulutlardaki Özgürlük: Küresel çağda yasaklamabiçimleri” 36 başlıklı konuşmada verdiği bir örneğe dikkat çekmekgerekiyor. Zizek, vereceği örneğe geçmeden önce “Bugün dünyada neoluyor?” sorusunun cevap olarak hepimizin neler olduğunu iyi bildiğimiziama hakkında bir şey söyleyemediğimizi ifade eden bir girişyaptı. Fukuyama’nın söylediği gibi ideolojinin sonunun geldiğindenve bu post-ideolojik dönemde insanların rahatsızlıklarının çözümünübilmeden sadece bu rahatsızlıklarını dile getirerek ayaklanabildiklerinisöylerken 2011 Londra Ayaklanmalarından dem vurdu. Daha sonra,tüm Amerika’ya ve dünyanın diğer bölgelerine yayılan “OccupyWall Street” hareketi hakkında verdiği örnek Gladwell’in “ideolojikaltyapı” ile söylediklerine cevap niteliğinde:Occupy Wall Street eylemlerinde Bill Clinton yaptığı ziyarette eylemcilere,programlarının ve taleplerinin ne olduğunu sormuş. Protestoculardanbir tanesi de Clinton’a bir program veya taleplerinin olmadığını,mevcut durumdan rahatsız olduklarını ve bunu ifade etmek içinorada olduklarını söylemiş. Clinton da onlara, biz de sizler gibi rahatsızız,sizlerle beraberiz, taleplerinizi iletirseniz hep beraber bunlarıdeğiştirebiliriz, demiş.Burada Zizek, insanların rahatsız olduklarını ve büyük bir değişimineşiğinde olduklarını bildiklerini ama bu fikrin ne olduğunu tam olarakifade edecek olgunluğa henüz gelmediğini—ve bu yüzden, olgunlaşmadanbu fikri ifade ederek muhataplarının onu kendi bakış açıları36 Slavoj Zizek, “Bulutlardaki Özgürlük: Küresel çağda yasaklama biçimleri” 28 Ocak 2012, İstanbul.