11.07.2015 Views

Direnisin@Hali2

Direnisin@Hali2

Direnisin@Hali2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

140 141Bilindiği gibi Foucault, iktidarın doğasını betimlerken, onun dönüştürücüetkisine göndermede bulunmuştu.Bu nedenle de iktidarıyöneten ya da “baskı uygulayan” bir mekanizma olarak ele almakyerine, dönüştürücü ve düzenleyici güç olarak tanımlamayı uygunbulmuştu. 49 Bu da düzenleyici güçler olarak dizebileceğimiz bazıkategoriler üstünden sosyal medya aktivizminde karşı unsurları kategorilendirmeyizorunlu kılıyor, yani aile ve arkadaşlar, örgüt vekomüniteler, devletin ideolojik aygıtları ve devletin genel şiddetaygıtları ya da baskı mekanizmalarını ele almak gerekiyor. Bu bağlamdasosyal medya aktivizmi dediğimiz aktivizmin içerik üretmesüreçlerinde yalnızca devlet ve şirket değil, başka unsurlarla dabireyi güvencesizleştirebileceğini somutlaştırarak devam edelim.Görüştüğüm aktivistlerden biri çok uzun süre önce ailesine sosyalmedyadaki paylaşımlarından ötürü giden bir haber nedeniyle yaşadığısorunun ardından mahlas kullanmaya başladığını, sonradanpolis takibinde olduğunu fark ettiğinde bunun ne kadar doğru birkarar olduğunu algıladığını söyledi. Bir başka kullanıcı ise dahilolduğu siyasal hareketin temsilcilerinin defalarca yazdıklarındanötürü kendisini uyardığını en sonunda bir mahlasla ve kendine dairhiçbir bilgiyi açık etmeden içerik üretmeye ve ilişkilenmeye başladığınıbelirtti.Her iki örnek de günlük hayatımız içerisinde baskı mekanizmasıolarak görmekten imtina ettiğimiz sosyal ilişkilerin (aile,sevgili, eş, dost vs.) ve örgütlerin (STK, siyasal parti, sendika vs.)baskı unsuru olarak varlıklarını sergiliyor.Örgütlülük ve Yeni MedyaYukarıdaki temel çerçeve ışığında metnin bundan sonraki kısmıdevlet ve şirket tekelinden ziyade, sosyal ilişkiler ve örgütler temelindeyeni medya alanındaki mikroiktidar ilişkilerinin incelemesiniyapmak ve Türkiye özelinde bunun siyasal örgütlenme süreçlerineetkisini tartışmakk amacıyla kurgulandı.Pravda hala geçerli bir model mi?Tweetler ve Sokaklar kitabının yazarı Paolo Gerbaudo yaptığımızsöyleşide şunları söylemişti: Bana kalırsa Leninizm çok daha uzunzaman önce geldi yolun sonuna. Şimdi 2014’teyiz ve Rus devrimininüstünden neredeyse 100 yıl geçti. 20. Asrın başındaki hayalperest veörgütsel tekniklerle eylemlerimizi yürütmeye devam edemeyiz. Lenin’inpolitikaları bugün yalnızca mevcut koşullara ve sosyal yapıyauygunsuz değildir, ayrıca birçok seviyede de etik olarak kınamayada açıktır.Aslında bu cümleler, sosyal ağların yarattığı anonimite ve şeffaflık,eşitlik, yataylık olanakları çerçevesinde düşünüldüğünde, özelliklede Leninizm’in Stalinizm döneminde aldığı darbelerle birlikte geldiğikonuma dair anlam ifade ediyorlar. Ancak yalnızca örgütlenmedeğil, ajitasyon ve propaganda modelleri bakımından da Leninistpropagandanın tarihsel fonksiyonu konusunda ciddi sorunlar olduğunuve özellikle de basın ayağı konusunda SSCB’ye paralel birpropaganda anlayışı çürümesinin Leninist parti/oluşum üyelerininsosyal medya kullanımlarına da yansıdığını söyleyebiliriz.Hatta açacak olursak, Türkiye’de Leninist propaganda ve Pravda mekanizmasıhariç bazı İslami cemaatler ve AKP’nin ortaya çıkış dönemidışında propaganda ve iletişim modeli oluşturma konusundafazla alternatifle karşılaşmadığımızı görebiliriz.Bu da bize bir modelolarak Pravda’nın ne olduğunu ve yeni medya çağında Pravda’nıniletişimsel bir strateji olarak ne anlama geldiğini açıklama gerekliliğinidoğuruyor.Pravda aslında 1917 devriminin yapıtaşlarından biri sayılabilir.İlkkez 1908’de Lev Troçki yönetiminde Viyana’da basılmaya başlanan,kaçak yollardan Rusya’ya sokulan bu yayın, 1912’de Petersburg’dagizli bir gazete olarak yayımlanmaya devam edildi.Çarlık rejimininpolis örgütü tarafından sürekli olarak kapatılan gazete, her defasındabaşka bir adla yeniden çıktı.Sonunda 1917 Ekim Devrimi’ndensonra partinin resmi yayın organı haline geldi.Bu başlangıç teknikolarak ziyadesiyle ‘devrimci’ ve ‘ilerici’ bir yayın organına ilişkinolumlu bir tasvir olabilir; ancak Pravda’nın tarih içerisindeki konumuzaman içerisinde değişir. Devletin ideolojik aygıtı olarak Pravda,her parti yayın organı gibi partinin genel gündemine ve ülkenin dışdünyaya ilişkin ‘görmek istediği’ içeriklere saplanan bir yayın olmuştu.Bugün yazık ki benzer bir ‘hastalığın’ Türkiye’de var olduğunu,her tandanstan siyasi parti yahut oluşumun kendisi için bir yayınkurma eğilimine girdiğinde bu yayınların ‘parti yayını’ olmaktanyahut mevcut iktidarın havuzuna dahil olmaktan kurtulamadığınıgörüyoruz.Özellikle gelişen içerik yönetim sistemleri ve bu sistemlerin yaygınlaşmasıylasayıca artan ama üretilen içerik bakımından niteliksel ve49 http://www.flsfdergisi.com/sayi14/65-78.pdf

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!