128 129ne ve başta saydığımız temel hak ve hürriyetlere herhangi bir sınırlandırmagetirilecekse, bu sınırlandırmanın sadece tehlikeyi gidermeyeyönelik, en asgari şekilde kısıtlayıcı, süre ve çerçevesi belirli şekildekanunla yapılmalı, amacı dışında kullanılmamalı, başkalarının haklarınıve ulusal güvenlik, kamu düzeni ve kamu sağlığını korumaamaçlı olarak gerekliliği “proven” yani müsbit olmalıdır. Kısıtlamayailişkin çıkarılan düzenleme ve bu düzenlemenin uygulaması siyasi veekonomik olarak bağımsız yargı denetimine tabi olmalıdır.Bu çok önemli raporda altı çizilmesi gereken hususlar şunlardır:• Keyfi olarak Internet sitesi veya içerik bloklama ve filtreleme adliveya tamamen bağımsız düzenleyici makam tarafından kanuni sınırlamalarauygun olarak yapılmalıdır. Şahsi yorumuma göre düzenleyicikurumun bu yetkisi ani bloklama veya filtreleme için yargılamayıgerektiren haller dışındaki çocuk pornosu, dolandırıcılıkve terör suçları gibi zararın çok büyük ve hukuk ihlalinin çok açıkolduğu hallerle sınırlı olmalıdır.• Meşru fikir ve ifade hürriyeti kullanımları ceza hukuku kapsamındançıkarılmalıdır. Bu konuda ülkemizdeki durum ele alınırkençok çarpıcı bir örnek olan Fazıl Say davası örneğini ele alacağız.• Hizmet sağlayıcılara gayrı makul sorumluluklar yüklenmemelidir.Internet hizmet sağlayıcıları dediğimiz, erişim sağlayıcılara ve hizmetsağlayıcılara, Internetteki içeriği kendileri sağlıyormuşçasınahukuki ve cezai sorumluluklar yüklenmekte ve bu sorumluluklarçerçevesinde hizmet sağlayıcıların yöneticileri cezai sorumluluklayargılanmakta veya hukuki sorumluluklar ve idari cezalar söz konusuolabilmektedir. Bu konuyu da ülkemiz çerçevesinde aşağıdaele alacağız.• Yetersiz mahremiyet ve gizli bilgi koruması. Mahremiyet de birinsan hakkıdır. Ne yazık ki kişisel bilgiler, hassas bilgiler, gizli bilgiler,tıbbi bilgiler, ticari sırlar gibi hususlar ve bunların saklanmasıile korunmasına ilişkin ülkemizde spesifik düzenlemeler bulunmamaktadır.Bu da sadece Internet ve temel haklar bakımından değilher bakımdan büyük sorunlar yaratmaktadır. Devletlerin veya şirketlerin,kişilerin Internet veya sair araçlar üzerinden yaptıkları verialış verişini gözetlemeleri ve kullanmaları, trafik bilgilerinin tespitigibi hususlar tüm dünyada ortak bir sorundur.Netice itibarı ile BM’in bu raporu dünyada büyük bir yankı uyandırmışve heyecanla karşılanmıştır.“Internet’in Babası” olarak adlandırılan, Google başkan yardımcılarındanünlü Vinton Cerf bu raporu New York Times’daki bir yazısı iledeğerlendirmiştir. Internet’in mutlaka geliştirilmesinin, yayılmasınınve korunmasının insanlık için yapılması gereken bir şey olduğunuancak Internet’e erişimin temel bir insan hakkı olmadığını yazmıştır.Bunu yazarken bir zamanlar bir ailenin atı olmadan hayatlarını idameettirmekte büyük zorluklar çekeceğini belirtmiş, o dönemde hayatıidame ettirmenin bir hak olduğunu ancak at sahibi olmanın başlı başınabir hak olmadığını belirterek bir mukayese yapmıştır. Ki ben dekendisine saygı duymama ve bunu yazdığı dönemlerde kendisiyle debirlikte çalışıyor olmamıza rağmen bu fikri ve mukayeseyi saçma bulmuştumve bu görüşlerine iştirak edememiştim. Neticede bugün eğitim,sağlık, hayat için elzem olan iletişim ve bilgiye ulaşma, ifade vefikir ve tabii ki basın hürriyeti için Internet olmazsa olmaz bir şarttır.İyi niyetli, doğru ve dengeli var olan veya iyi niyetle getirilmek istenenhakların lüks veya bol görünmeye başlanarak özgürlük alanlarındaraltma hevesi veya temayülü otokratik bir yaklaşımdır ve insanhaklarının, temel hak ve hürriyetlerin temel felsefesi ile çelişir.Nisbetendaha özgürlükçü olan 1961 Anayasası lüks görülmeye başlandıkçazaman içinde törpülendi. 12 Eylül 1980’de darbe ile 61 Anayasasıdönemi sona ermeden önce yapılan müdahelelerle değişikliklere uğratıldı.Nitekim, Uluslararası Af Örgütü de Cerf’in insan hakları algısının çokdar olduğunu belirmiştir. Kendi verdikleri bir örnekte nasıl ki bir kişininbir şehrin meydanına veya merkezine fiziksel erişimi olmadan,gösteri ve toplanma hakkını kullanamayacaksa, Internet’e erişim olmadanda ifade hürriyeti, basın hürriyeti ve eğitim hürriyetinin kullanılmasınınimkansız ve anlamsız olacağını anlatmaya çalışmışlardır.Nihayet, AB Parlamenter Meclisi 4 Mart 2014’te Internet erişiminin,ifade hürriyetinin, eğitim hakkının, kültürel hayatta yer alma hakkının,siyasi hakların, toplanma, örgütlenme ve dernekleşme haklarınınkullanılabilmesini gerçekleştiren bir olgu olduğunu kabul etmiştir. Internet’ibu sebeple AİHS’nin 10. Maddesi çerçevesinde değerlendirdiklerinibildirmiştir.
130 131AB, BM’e ve üye devletlere de bu konuda uyum halinde kodifikasyonçağrısı yapmıştır. Estonya, Finlandiya, Fransa gibi ülkeler Interneterişimini temel bir hak olarak kabul edip kendi iç mevzuatlarınadercetmişlerdir.V. Batı’da Internet ve İletişim Skandalıİdarenin işlemlerinin yargı denetimine tabi olması ve bireysel haklarınkorunması demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün conditio sinequo non’u yani, olmazsa olmaz şartıdır.Ancak bu yaklaşımın en eskiye dayandığı batılı ülkelerde dahi sonyirmi yıldır yargıçlar temel hakların sınırlanması noktasında hukukile çoğunlukçu yasama faaliyeti arasında sıkışmıştır. Bu çelişki tümülkelerde benzer özellikler arzetmektedir.Özellikle internet ve telekomünikasyon noktasında devlet gücünününsui istimali veya devletin kişilik haklarının ihlalleri 2013 yılındabüyük bir skandal ile zirveye çıkmıştır.Edward Snowden’ın 2013’te başlattığı bilgi akışı sayesinde dünya inanılmasıgüç bazı gerçeklerin farkına varmaya başlamış ve bu gerçeklerABD’yi ve Birleşik Krallığı 2014 itibarı ile Sınır Tanımayan Gazetecilerin“Internet Düşmanı Ülkeler” listesine sokmuştur.ABD’nin başta Birleşik Krallık olmak üzere Almanya, Kanada, Avusturalyave Yeni Zellanda ile çok ciddi bir Internet ve iletişim gözetlemesive milyonlarca doküman ve varılan teknoloji itibarı ile akıllarınalamayacağı büyüklükte veri topladıkları ortaya çıkmıştır.İkinci Dünya Savaşı sonunda kurulan içinde ABD, Birleşik Krallık,Kanada, Avusturalya ve Yeni Zellanda’nın bulunduğu Five Eyes isimliistihbarat ağı yürüttüğü ortak veya ulusal istihbarat programlarıylamilyonlarca Amerikalı’nın ve Amerikalı olmayan Internet kullanıcısınınmetadata ve içerik paylaşımlarını, gözetlediği ve topladığı ve telefonlarınıdinlediği ortaya çıkmıştır.Bu gözetlemelere ve dinlemelere Hotmail ve MSN Messenger’ın sahibiMicrosoft, British Telecom, Verizone ve Vodafone gibi şirketin ticariortak olarak katıldıkları ortaya çıkmıştır.Örneğin Guardian, çok gizli bir mahkeme kararına istinaden NationalSecurity Agency’nin (“NSA”) 120 milyon Verizone abonesinin telefonkayıtlarını toplandığını ortaya koymuştur.NSA yürüttüğü PRISM adındaki gözetleme programı çerçevesinde bilinemeyensayıda Amerikalı’nın ve diğer ülke vatandaşlarının e-maillerini,video görüşmelerini, chatlerini Google, Microsoft, Yahoo,Apple gibi devlerin veri merkezlerine veri taşıyan iletim sistemlerinesızmak suretiyle yüzmilyonlarca kullanıcıdan medata ve içerik toplamakabiliyeti kazanmış ve yine tam olarak bilinemeyen hacimdebilgi depolamıştır. Aynı tarz bir gözetleme sistemini Birleşik Krallıkda MUSCULAR adı ile tesis ederek benzer istihbarat faaliyetleri gerçekleştirmiştir.Bu ortaya çıkan skandalın tam boyutunu her yönüyle anlatmak bumakalenin amacının dışındadır. Neticede, o demokratik toplum standardınıbelirleyen batı yüzmilyonlarca vatandaşının ve vatandaşı olmayanInternet kullanıcısının iletişim özgürlüğünü ve mahremiyetiniihlal etmiştir.Bu faaliyetlerin savaş tam-tamları çalan bir neo-con olmakla suçlananCumhuriyetçi George W. Bush veya selefi bir Cumhuriyetçi başkandöneminde değil de, Demokrat ve ABD tarihinin ilk siyahi başkanıObama döneminde yapılmış olması da kaderin acı bir cilvesidir.Bütün bu süreçler kaçınılmaz olarak bir takım hukuki sonuçlar doğurmuşve çok ilginç iki mahkeme kararı ortaya çıkmıştır.Klayman v. Obama davasında Verizon aboneleri Karry Klaman’ın açtığıdavaya müdahil olmuşlardır. 16 Haziran 2013’te Federal HakimRichard Leon verdiği kararla uygulamanın yüksek teknolojinin ihlalibakımından daha keyfi ve rastgele kullanılamayacağını, uygulamanınABD anayasasını ihlal ettiğini ve herhangi bir yakın ve ciddi birsaldırıyı önlediğine dair de herhangi bir delil de bulunmadığını ifadeetmiştir.Hükumetin topladığı bilgilerin imha edilmesine karar verilmiş olmasınarağmen, kararın yürütmesi ABD hükumetinin çok ciddi milligüvenlik sebeplerini ve anayasaya uygunluk denetiminde durumunözellik arzettiği sebebiyle yaptığı temyiz başvurusu ile durdurulmuştur.Bu arada Amerikan Temel Haklar Birliği ile New York Temel HaklarBirliği, Ulusal İstihbarat ve NSA direktörleri ile bir kısım üst düzeyilgili bürokrat aleyhine dava açmıştır.ACRU v. Clapper davasında, Federal Hakim William Pauley, NSA tara-