124 125Temel hak ve hürriyetler çalışılırken negatif, pozitif, aktif; ya da sosyal,ekonomik, kültürel; ya da kuşaksal çeşitli kategorizasyonlar yapıldığıgörülebilse de, bu kategorizasyonlar temel hak ve hürriyetlerinönemine veya önceliğine ilişkin bir ayrım değil, kronolojik, akademikve doktrinsel tanımlama ve açıklama amacıyla yapılan ayrımlardır.Temel hak ve hürriyetler bir bütündür ve bu haklar bir arada var olmadıktan,kullanılmadıktan sonra özgürlükten söz edilemez.Bizim ana konumuz Internet ekseninde kalacağından biz de kuşaksalolarak özetle temel hak ve hürriyetleri aşağıdaki şekilde kategorizeedebiliriz:Birinci kuşak haklar: Vücut bütünlüğü ve yaşam güvenliği, konut dokunulmazlığı,düşünce hürriyeti, siyasal haklar.İkinci kuşak haklar: Çalışma ve hayatını idame ettirme, dinlenme,emeklilik, sağlık, barışçı toplanma, seyahat ve mülkiyet gibi sosyal veekonomik haklar.Üçüncü kuşak haklar: Çevre hakkı, barış hakkı, gelişme ve fırsat eşitliğihakları.Dördüncü kuşak haklar: Internete erişim ve birlikte gelişecek şu andatartışılan haklar.III. Temel Hak ve Hürriyetlerin SınırlandırılmasıTemel hak ve hürriyetlerin bu makale bakımından da en önemli niteliklerindenbiri prensip olarak dokunulmaz olmasıdır. Yani, temel hakve hürriyetlerin sınırlandırılması ancak aşağıdaki unsurlar dahilindeve bunlara uygun olarak yapılabilir:1. Savaş, sıkı yönetim, seferberlik, olağanüstü hal gibi mutlak gerektiricive yakın bir tehdit bulunmalıdır.2. Sınırlama söz konusu tehdidi giderme amaçlı olmalı ve buamaçla orantılı bir sınırlama yapılmaldır.3. Sınırlama kanunla yapılmalı ve sınırlamanın çerçevesi amaç,araç ve süre bakımından belirlenmelidir.4. Bu şekilde belirlenen sınırlama, amacını aşmamalı ve amacı dışındakullanılmamalıdır.2001 yılında Anayasa’da yapılan bir değişiklikle temel hak ve hürriyetlerinkamu güvenliği, ülkenin bölünmez bütünlüğü, özel hayatınve meslek sırlarının korunması gibi amaçlarla da sınırlanabileceğineilişkin bir hüküm getirilmiştir.Temel hak ve hürriyetler ancak bu şekilde sınırlanabilecek olsa da,getirilebilecek kanuni sınırlar bakımından da mutlak anayasal çerçevevardır.Savaş ve olağanüstü hallerde dahi kimse düşünce ve kanaatlerindenötürü suçlanamaz ve bunları açıklamaya zorlanamaz. Herhalukarda,uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükler ihlal edilemez.Hukukumuzda da sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerineaykırı olamayacağı ve öngördükleri amaç dışında kullanılamayacağıkabul edilmiştir. Burada altı çizilmesi gereken nokta“demokratik toplum/rejim” anlayışıdır. Türkiye, Strasbourg ruhunu,Avrupa Birliği (“AB”) Kopenhag siyasi kriterlerini benimsemekle, yukarıdadeğindiğimiz uluslararası sözleşmelere taraf olmakla ve ABmüktesebatına uyum gayretiyle zaten aslında “demokratik toplum”derken neyi anladğını ortaya koymaktadır. Bu anlayış Anayasa Mahkememiztarafından da kararlarında atıfta bulunulan batı uygarlığındabenimsenen demokrasi anlayışıdır.Uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükler dediğimizde aklımızaİHEB ve AİHS hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(“AİHM”) kararları ve bunlardan kaynaklanan yükümlülüklerimizgelir.Ancak, yine temel hak ve özgürlükler çerçevesi içinde olan angaryayıönleme, çocuk işçiliğini önleme, işçi hakları, işçi sağlığı ve iş güvenliğiesasları, ağır ve tehlikeli işlerde insani çalışma şartlarına ilişkinstandartları getiren Uluslararası Çalışma Örgütü (“ILO”) ve onun sözleşmelerive ek sözleşmeleri gibi farklı uluslararası enstrüman ve angajmanlardankaynaklanan yükümlülüklerimiz de vardır.AİHS de bazı hallerde temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanmasını öngörmektedir.Ancak, AİHM bu kısıtlama şartları testini ulusal varlığıtehdit eden durumlar kavramı üzerinden yapmaktadır. Savaş ve ulusalvarlığı tehdit eden sair haller sadece belli bir grubu ya da gruplarıveya kişi ya da kişileri değil tüm nüfusu tehdit etmeli ve tüm toplumunkamu düzenini ve kamu sağlığını olağanüstü bir boyutta, gerçekleşmesikesin ve yakın bir tehlike olması halinde bunun temel hak
126 127ve özgürlüklerin kısıtlanmasında meşru zemin teşkil edeceği ilkesinitesis etmiştir.Hem temel bir hak ve hürriyet olan hem de diğer tüm hak ve hürriyetleringarantisi olan en önemli husus da hakkı ihlal edilen herkesinsiyasi ve ekonomik olarak bağımsız yetkili yargı makamında, kanunönünde idareyle yani kamu otoritesiyle eşit şekilde, idarenin yanikamu otoritesinin işlemlerinin sui istimalini iddia ederek durdurulmasıve zararlarının giderilmesini talep edebilmesidir.İdarenin işlemleriyle yargı denetimine tabi olması erkler ayrılığınınbir gereği ve tüm temel hak ve hürriyetlerin garantisidir.Anayasa Mahkemesi’nin varlık sebebi Türkiye Büyük Millet Meclisitarafından insan haklarının ihlal edilmesini önlemektir.AİHM kararları da ülkemiz ve insanımız için temel hak ve hürriyetlerintanımlanması, sınırlandırılması, kullanılması ve idarenin işlemlerininhukuka uygunluğunun tespiti bakımından çok büyük birarzetmektedir. Bununla birlikte AİHM kararları cebren icra edilemez,ancak tazminat ile mümkün olduğunca zararları giderme noktasındabir etkisi olur. Ayrıca bir kısım mevzuatımıza göre bir Türk mahkemesininkararı AİHS’ne aykırı olduğu AİHM tarafından tespit edilmişse,mağdur AİHM kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içindeyargılanamın yenilenmesini isteyebilir.AİHM, 1976 tarihli Handyside v. UK kararında ifade hürriyetinin sadecerahatsız edici olmayan bilgi ve fikirlere değil, devleti veya toplumunbir kısmını rahatsız edebilecek veya şoke edebilecek fikir veyorumlara da uygulanacağını belirterek çoğulculuk, hoşgörü ve açıkgörüşlülüğü demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurları olaraksaymış; çoğulculuğu, ifade ve toplanma ve dernekleşme hürriyetinigarantine altına alan, siyasi ve toplumsal farklılıklara izin veren, devletinfarklı görüşlere karşı eşit mesafe durmasını ifade eden siyasal tarafsızlıkilkesini demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsuru olarakortaya koymuştur.IV. Internet Erişimi Temel İnsan Hakkıdır2003 yılının Aralık ayında yapılan Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi’nde,Birleşmiş Milletler Kurucu Belgesi ve İHEB çerçevesinde sürdürülebilirgelişim ve yaşam kalitesini artırma yönünde insanların ve toplumlarınpotansiyellerini azami ölçüde kullanabilmeleri için herkesinbilgi yaratma, bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve paylaşma hakkı olduğuve bu hakları kullanabilmelerini sağlayacak şartların yaratılmasıhususunda katılımcı devletler, özel sektör ve sivil toplum temsilcileribir sonuç bildirisi yayınlamışlardır.Bildiride gelişim hakkının kullanılmasının ayrılmaz bir parçası olanfikir ve ifade hürriyetlerinin ve bu hürriyetlerin hiçbir müdahaleolmaksızın, milli sınırlardan bağımsız olarak her türlü media (aracıplatform) kullanılarılarak ifade edebilmesi ve paylaşabilmesiningerekli olduğu belirtilmiştir. İletişim sadece temel bir hak değil aynızamanda temel bir insan ihtiyacı, toplumsal bir süreç ve toplumsalorganizasyonun da temelidir.Nitekim İHEB dahi daha o yıllarda son derece öngörülü davranarak19. Maddesinde her türlü media kullanımına atıfta bulunmuştur.BBC, 2009 – 2010 arasında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 26ülke ve 14 bini Internet kullanıcısı dahi olmayan 27 bin yetişkin nezdindeyaptığı bir araştırma sonucunda, her beş kişiden birinin yani%79’luk bir kesimin Internet erişimini temel bir insan hakkı olarakgördüğü ortaya çıkmıştır.Internet’in çok ciddi kısıtlamalarla karşılaştığı Çin’de oran %87 çıkmış,bir başka Internet’le çok sorunlu ülke olan Rusya’dan katılanların%71’i ise Internet’in devlet tarafından düzenlenmemesi gerektiğinibelirtmiştir.Ülkemiz bakımından sonuç çok enteresandır. Internet’e erişimin temelinsan hakkı olduğunu düşünenlerin oranı Portekiz hariç tüm Avrupa’dandaha yüksek bir oranla %91 çıkmıştır.16 Mayıs 2011 tarihi bundan on yıllar sonra hukuk kitaplarına ve literatüregirecek olan bir miladın tarihidir.BM Genel Kurulu İnsan Hakları Komisyonu, özel raportörünün katkılarıylahazırlanarak yayınladığı bir raporla Internet erişiminin temelbir insan hakkı olduğunu ve bu sayede insanların fikir ve ifade hürriyetlerinikullanabildiğini ifade etmektedir. Rapordan, bu sonucununyanında Internet alanı hakların gasp edildiği, insanlara ve toplumlarazarar veren bir alan olsun gibi bir anlam çıkarılamaz, zira rapordadaha önce işaret ettiğimiz sınırlandırma koşullarına da yer verilmiştir.Buna göre Internet’e içerik veya erişim bakımından bir kısıtlama yapılacaksayani bu kısıtlamanın doğrudan sonucu olarak ifade hürriyeti-