12 13ve internet haber siteleri direniş haberlerini veren kaynaklar olaraksaygınlık ve önemlerini artırmışlardır. Bu anlamda sosyal medya vealternatif medyanın direnişin sesi olma durumu iktidarı oldukça rahatsızetmiştir.Başbakan Erdoğan, 31 Mayıs’ta Gezi direnişinin büyümesi üzerine 2Haziran’da çıktığı bir televizyon programında “Şu anda Twitter denilenbir bela var, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilenşey aslında şu anda toplumların baş belasıdır” demişti. Bu açıklamanınardından başta İzmir olmak üzere bazı illerde olayların organizeedilmesine attıkları mesajlarla yardım ettikleri iddia edilen bazıTwitter kullanıcıları polis tarafından gözaltına alınmıştı.Gezi direnişi sonrası devlet sosyal medya ve dolayısıyla internetintoplumsal anlamda gücünü gördü ve bu gücü etkisizleştirmek ya dabu güçle mücadele edebilmek için hemen harekete geçti.Bu girişimin de gösterdiği gibi Gezi direnişi iktidarı korkutmuş, birdaha böylesine bir hareketin organize edilememesi için gerekli önlemlerialma telaşına düşen iktidar, sokaktan ve sokakla birlikte hareketeden sosyal medyanın gücünden rahatsız olmuştur.Gezi direnişinde olan şey aslında bir hegemonya mücadelesidir.Hegemonya iktidardaki grubun iktidarını koruyabilmesi ve yenidenüretebilmesi için egemenliği altındaki insanların uzlaşımını ve rızasınıkazanmak için başvurduğu stratejiler alanı olarak tanımlanabilir.Ancak AKP hükümeti ittifak kurmayı ve tüm toplumun rızasınıkazanmayı bir tarafa bırakıp, kendi istediği her şeyi yapmaya başladı.Yaptıklarıyla karşısına aldıklarının cepheleşmesine neden oldu.Bu cepheyi dikkate almadığın anda kurduğunu sandığın hegemonyaçatırdamaya başlar. Gezi direnişi bu anlamda AKP hegemonyasınınaldığı en ağır darbedir.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Bursa mitinginde yaptığıkonuşmada şunları söylemiştir; “Twitter mivitır hepsinin kökünükazıyacağız. Uluslararası camia şunu der, hiç beni ilgilendirmiyor.Süratle bu adımı atıyoruz, ülkemin güvenliği söz konusu. Ülkemefitne sokmak isteyen karşısında bizi bulacak.” 1 Başbakanın açıklamasınınardından ve Başbakanlık’ın “Engellemekten başka çaremizyok” açıklamasının gelmesinden sonra Twitter’a erişim engellendi.Gezi direnişi sırasında yaşanan sokak ve internet ilişkisi birçok anlamdaöğretici olmuştur. Şimdiye kadar sosyal medyayı anlamsızbulan devrimciler artık sosyal medyanın ne kadar önemli olduğunuve istenirse tüm engellemelere rağmen topluma birşeyler anlatmakiçin kullanılabileceğini göstermiştir. İktidar sosyal medyanın anamuhalefet partisinden bile güçlü muhalefet edebileceğini ve sokakile bütünleşen sosyal medyanın tüm ülkeyi ayağa kaldırabileceğinigörmüştür.Kaynakça-Gerbaudo, Paolo (2012) Tweets and Streets, Pluto Press, Northampton1 Anadolu Ajansı “Twitter’dan kökünü kazıyacağız”http://www.aa.com.tr/tr/haberler/303732--twitterin-kokunu-kaziyacagiz
14 15Toplumsal Hareketler ve AnonimÖrgütlenmeler: İsyan AğlarıŞevket Uyanık *Burada, örgütlenmelere birebir etki eden sansür ve gözetimin büyüyenetkisinden, hacker gruplarının anonim örgütlenme tarzlarınadair gözlemlerden ve tekno-eylemci grupların toplumsal hareketlereolan etkisinden bahsetmek istiyorum. Tabi bunlardan bahsederken,her zaman bir sorun olarak karşımıza çıkan “mülkiyet” ve bilginin vekültürün karşısında sınırlayıcı olarak yer alan “telif hakları” kavramlarınakonumuz dahilinde danışacağız. Çünkü Türkiye’de, 5651 sayılısansür kanunları gibi uygulamalarla İnterneti kendi mülkiyetlerine,insanları da kendi gözetimleri altına almak isteyenler mevcut. Fakatunuttukları bir şey var ki, internet ve ağ yapıları, bu şekilde mülkiyetaltına alınabilecek bir şey değil.Michael Albert, Katılımcı Ekonomi – Kapitalizmden Sonra Yaşam adlıeserinin Mülkiyet bölümüne, şöyle bir alıntı ile başlar; “Tutsak edilmişbir korsan Büyük İskender’e zekice ve doğru bir cevap verdi. Bu kraladama denizin gaddar hakimi olmakla neyi kastettiğini sorduğunda,korsan cesaret dolu bir gururla şöyle cevapladı: ‘Sizin bütün dünyayahükmetmekle kastettiğiniz şeyin aynısını. Ben bunu küçük birgemiyle yaptığım için hırsız diye anılıyorum, ama siz büyük bir donanmaylayaptığınız için imparator olarak kabul ediliyorsunuz.” 2 Budiyalogun alıntılandığı zamandan yüzyıllar sonra ise Wikileaks’ten-JulianAssange şöyle der; “Elimizdeki en önemli özgürleşme aracıolan İnternet, totaliterliğin bugüne dek görülmedik düzeyde tehlikelibir yöntemi haline geldi. İnternet insan uygarlığı için bir tehdit arzediyor”. 3 Tarihsel aralığı oldukça açık olan bu iki alıntının bağlamıbirbirinden uzak gelebilir fakat bazı politik ve toplumsal süreçlerinbizi, ilk alıntının yapıldığı tarihlerdeki zihniyet yapısına çektiğini hepbirlikte görmekte ve bunu deneyimlemekteyiz.Sivil itaatsizlik eylemlerinin çok daha eskilere dayandığını bilmekleberaber burada toplumsal hareketleri 68’ eylemleri ile başlatabiliriz.Çünkü 68’in etkileri, oluşturduğu bilinç, eylem pratiklerinin* Korsan Parti2 St. Augustine, akt. Michael Albert, Katılımcı Ekonomi – Kapitalizmden Sonra Yaşam, çev. Taylan Doğan, İstanbul,Aram yay., Eylül 2004, s.1293 JulianAssange ve JacobAppelbaum, Andy Müller-Maguhn, JeremieZimmermann, Şifrepunk: Özgürlük ve İnternetinGeleceği Üzerine Bir Tartışma, çev. Ayşe D. Temiz, İstanbul, Metis yay., 2012, s. 11olgunlaşması ve belki de dijital aktivizmle buluştuğu noktalar, halencanlılığını koruyan unsurlardır. Bu eylemlerin bir farklılığı da, iktidarıhedefleyen stratejilerin başarısızlığını göstermesi ve bu hedefireddetmesi, öte yandan tüm vurgusunu bütün iktidar ve hiyerarşikyapılanmaları özgürlük adına dönüştürme bilincini üretmesiydi. İşteHackHareketi’nin -daha sonra Hacktivizm olarak adlandırılacak- detemelleri bu zamanlara dayanmaktadır. Hatta o zamanlar bu eylemleroldukça saygı duyulan, şimdiki gibi “terörizm” ile bağdaştırılmayanbir düzeydeydi. Tekno-eylemcilik olarak adlandırabileceğimiz bugirişimler, 1960’lı yıllarda dijital karşı-kültür şeklinde belirginleşenhareketin ikinci dalgası olarak karşımıza çıkar. Başka bir dünyanınmümkün olabileceği düşüncesi ile hareket eden bu tekno-eylemciler,dijital iletişim teknolojilerini kullanarak endüstri toplumunundemokratikleşmesine katkıda bulunabileceklerini düşünmüşlerdir. 4Buradan görüyoruz ki 68’ zamanı doğan, yeşeren ve gelişen politikhareketler, hem toplumsal alanda hem de dijital alanda bütünleşmiş,yer yer beraber hareket etmiş ve sonuçta aynı amaçlar altında örgütlenmiştir.Zaten; iletişim örgütlenmektir. Ayrıca bu eylemcilerin çalışmalarıyalnızca insanların eylemcilik ‘yapma’ şeklini değiştirmemekte,internetin kendi yüzünü de değiştirmektedir. 5Kitlesel eylemlerin dayandığı noktalardan biri kesinlikle ekonomiksistemin sorunlara çare üretememesi ve kendini yenileyememesidir.Öfkeliler Hareketi, Occupy Wall Street ve Mısır’daki Eylemler(Tahrir),bazı noktalarda birbirlerinden ayrılsa da ekonomik işleyişin körüklediğieylemlerdi. Burada, adını 1910 Meksika Devrimi’nin liderinden,yani köylülerin topraklarını kaybetmesi üzerine, toprak ağalarına karşıkomünal toprak sahipliğini yeniden kurmayı amaçlayan hareketinöncüsü olan EmilioZapata’dan alan Zapatista Hareketi’nden bahsetmemizgerekiyor. Bu toplumsal “isyan” hareketi yeni düzenin baş pazarlarındanolan Meksika’da, burjuvazinin, yönetenlerin, lobicilerintepkisini çekmiştir. Neden mi? Yazının başında da vurgu yaptığımgibi mülkiyet ilişkileri yüzünden. Evet, sınıfsal/toplumsal/sosyal/ekonomikilişkiler değişiyor fakat mülkiyet ilişkileri değişmiyor! Öncelikle1994 yılında serbest ticaret anlaşması NAFTA geliyor, ardından1995 yılında, Türkiye de dahil olmak üzere müzakereye katılan 114ülke tarafından imzalanan TRIPS; tam adıyla Ticaretle Bağlantılı FikriMülkiyet Hakları Anlaşması. TRIPS’in önemi, fikri mülkiyet haklarınınticaretle olan bağlantısının düzenlendiği ilk anlaşma olmasıdır.4 Kate Milberry, “Wiki Tarzı: Değişim Tasarlamak, Demokrasi Uygulamak”, der. GuidoRuivenkamp – JoostJongerden– Murat Öztürk, Teknoloji ve Toplum: Yıkıcı Bir Direniş ve Yeniden Yapılanma, çev. Cumhur Atay, İstanbul,Kalkedon Yayınları, 2010, s. 58-595 Milberry, a.g.m., s.49