13.07.2015 Views

LIFELONG LEARNING CULTURE - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

LIFELONG LEARNING CULTURE - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

LIFELONG LEARNING CULTURE - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

HAYAT BOYU ÖĞRENME KÜLTÜRÜ ve MESLEKİ EĞİTİM SEMPOZYUMUHAYAT BOYU ÖĞRENME KÜLTÜRÜ ve MESLEKİ EĞİTİM SEMPOZYUMUmiştir yahut hükümet değişmiştir. Uygulamanın sonucu görülmeden günübirlik uygulamalar bu sonuçları doğurmuştur.Mesleki eğitim devlet politikası haline getirilmeli, bürokrat, bakan veya hükümet değişiminden etkilenmemelidir. Bunugerçekleştirebilmek için tüm tarafların katılımı ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve stratejiler belirlenmeli,hükümet programlarından bağımsız olarak uygulanmalıdır. Dolayısıyla hükümet programından bağımsız uygulamakisteniyorsa devlet politikası haline getirilmelidir.Bilim, teknoloji ve üretim sistemlerinde hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Bunun sonucu olarak ekonomik sistemin ihtiyaçduyduğu orta kademe istihdam edilebilir kalifiye elemanlarda aranan vasıflarda önemli ölçüde değişim olmaktadır. Budeğişim önümüzdeki yıllarda daha da hızlanacaktır. Eğitim programları bu güne göre değil ferdin iş hayatına atılacağıgüne göre hayat boyu öğrenimi de içine alacak şekilde hazırlanmalı, uygulanmalı ve değerlendirilmelidir. Hayat boyuöğrenme süreçleri, ilköğretimden başlayarak lisans üstü eğitim kademelerini de içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.Böyle bir sistem yatay ve dikey geçişlerin uygulanmasında büyük kolaylık sağlar.4+4+4 sisteminde ikinci 4 yıldan başlayarak öğrencinin toplam gelimi ölçülmeli ve e-devlet sistemine kaydedilmelidir.Öğrencinin ilgi ve yeteneğini ortaya çıkaran modül ve testler geliştirilmeli, bu bilgiler e-devlet sisteminde öğrenci velisiile paylaşılmalıdır.Tüm dünyada ülkeler bireylerini daha iyi eğitmek için sürekli arayış içerisindedir. Kullanılan kriterler ve kavramlar aynıdır.Bilindiği gibi merkeziyetçilik terk edilmiş, “yerinden yönetim ve katılımcılık”, “yönetim ve denetimin birbirinden ayrılması”,denetime yardımcı olan veya onları kritik edebilen sivil toplum örgütlerinin “ölçme ve değerlendirme birimleri”oluşturmaları teşvik edilmekte, “liberal ekonominin kuralları” ve bilhassa “rekabetçilik” öne çıkarılmaktadır. Türkiye’dekisisteme baktığımızda kamuda rekabetçilik anlayışı yoktur. Yöneticiysen, ne kadar az icraat yaparsan o kadar az hatayaparsın, kimse de seni görevden alamaz. Çünkü rekabet, performans denetimi yok, çalışanı-üreteni ödüllendiren birsistem yok.Tüm devlet kurumları, iç kontrol/denetim yanında bağımsız dış kontrol/denetim kurumları tarafından periyodik olarakdeğerlendirilmelidir. Biz dış kontrolden bahsediyoruz, bizim hala iç kontrol mekanizmamız yok. Mevcut il ve ilçelerdebulunan komisyonlar daha işlevsel hale getirilmelidir. İl ve ilçelerde belirli kriterlere göre seçimle gelen “Eğitim ÖğretimKomisyonları” teşkil edilmeli, dış denetimde bu kurullardan da temsilciler bulunmalıdır.Okul yönetiminde seçimle gelen paydaşlar (okul aile birliği, ilgili vakıf/dernek), bölgede en çok vergi ödeyen işverenler,eğitim kurumlarına en fazla destek veren hayırseverler yer almalıdır. Geçiş sürecinde bu kurullar danışma kurulları şeklindeyapılandırılmalı, nihai hedef yönetime dâhil edilmek olmalıdır. Çünkü benim çocuğum eğitiliyor, şekillendiriliyor,ona yön veriliyor, üniversite sınavına giriyor fakat benim çocuğumun aldığı eğitimle ilgili benim hiçbir söz/müdahalehakkım yok. Çünkü yetiştirilen insan tek tip, standart insan tipi yetiştirmek, veliye sen bilmezsin biz biliriz demek, problemçıktığında ise problemi velinin kucağına itme anlayışıdır. Oysa farklılıklar zenginliktir. Herkesin aynı şeyi düşünmesive öğrenmesi gerekmez.Tüm eğitim kurumlarında performans denetimine geçilmeli, performans göstergeleri şeffaf ve ölçülebilir olmalıdır.Performans kriterleri her seviyedeki eğitim kurumlarının birbiri ile kıyaslanabilmeli, rekabeti sağlamalıdır. 1970’li yıllardaABD’de yapılan eğitimle ilgili bu çalışmalar müthiş rekabet getirmiştir. Bugünkü geri kalmış ve gelişmekte olanülkelerin ana problemi rekabetsizlik, ABD ve gelişmiş ülkelerin problemi ise aşırı rekabettendir. İş piyasasında rekabetinaşırı olduğu ülkelerdeki insanlar emekli olduktan sonra rekabetin daha az olduğu başka yerlere yerleşiyor. Bizim gibigelişmekte olan ülkelerde ise rekabet yok. Bir ülke veya kurum gelişmek istiyorsa; mutlaka hem özel sektörde hem dekamuda rekabeti sağlamalıdır. Rekabetin olmadığı yerde gelişmede olmaz.Rekabeti sağlamak için oluşturulacak performans kriterleri olarak kullanılabilecek bir çok kriter vardır. Bu kriterlerdenbazıları; kaynakların etkili ve verimli kullanımı, bir üst eğitim kurumuna veya iş piyasasına geçiş, mezunların merkeziyapılan sınavlarda veya mesleki yeterlilik sınavlarında gösterdiği başarı, belde-ilçe-il-bölge bazında yapılan yarışmalardagöstermiş olduğu başarı, paydaşlarla iletişim-iş birliği, paydaş memnuniyet anketleri, mezuniyet sonrası istihdam oranı,bir önceki döneme göre kurumun başarısı.E-devlet sistemi daha da geliştirilmeli, tüm bilgilere TC kimlik numarası ile ulaşılabilecek şekilde düzenlenmelidir. Ferdintüm gelişimi, sertifikaları, diplomaları, eğitim faaliyetleri, yeterlilik ve yetkinlikleri, iş-çalışma-vergi-faaliyetleri, sicilbilgileri, iş bilgileri e-devlet sisteminde kayıtlı tutulmalıdır. 1997’de yaptığım çalışmalarda TC kimlik numarası yoktu,vergi numarası yoktu, öğrenci gelişim dosyası yoktu. O zaman gündeme getirmiştim. Bugün hepsi var. Aslında bunlarıntamamen birleştirilerek, e-devlette daha geniş kapsamlı hale getirilmesi lazım. Şu an her kurum kendine bir şeyyapıyor, veri kaydetme protokolleri yok desen standartları belli değil, belirlenmiş olsa dahi bu standartlar kurumlara bildirilmemekteveya gerekli duyurular yapılarak standartlara uyum konusunda kurumlar zorlanmamaktadır. Veri kayıt vepaylaşımı standartlaştırılması konusunda yapılan çalışmaların hızlandırılması gerekir. Bu çalışmalar zamanında yapılmadığındagelecekte veri tabanlarının birleştirilmesi için harcanacak emek, zaman ve maliyeti çok daha fazla olacaktır. Veritabanına erişim için yetkilendirme esasına göre belli kurum ve şahısların hangi bilgilere ulaşabileceği tanımlanmalıdır.Ortaöğretimde fen, sosyal, müzik, resim, tiyatro, spor, folklor, mesleki alanlarda projeler; okul, belde, il, ilçe, bölge,ülke, ulusal ve uluslararası yarışmalara katılan, derece alan tüm öğrencilerin başarıları puanlanmalı, bir üst eğitim kurumunageçişte dikkate alınmalıdır. Özellikle yetenek sınavı ile öğrenci alan bölümlere geçişte bu başarı puanları dikkatealınmalıdır. Sınavsız bir üst eğitim kurumuna geçişleri sağlanmalıdır.Mesleki yeterlilikler sistemi çalışması başlamıştır. Bu mesleki yeterliliklerle ilgili test merkezleri acilen oluşturulmalıdır. İşeyerleştirilmeler buna göre yapılmalıdır. ÖSYM tarafından yapılan sınavlar, alan yeterliliklerini de ölçen sınav sisteminegeçmelidir. Sınav-test merkezleri ferdin mesleki yeterliliklerinin ölçümüne ağırlık vermeli, genel yeterliliklerin ölçümüÖSYM tarafından geliştirilerek uygulanmalıdır. Devlette işe yerleştirmede ÖSYM tarafından yapılan test türü sınavlarlaferdin genel yeterlilikleri çoktan seçmeli soru tipleri ile ölçülerek yapılmaktadır. Eğer mesleki yeterlilikler ölçülmeyip işeyerleştirilmeler buna göre yapılmadığı takdirde, bugün ortaöğretimden mezun olan veya okuyanların özel dersanelereakın ettiği gibi üniversiteyi bitirdikten sonra özel dershaneye gitme problemi artmaya devam edecektir.İş yeri eğitiminde; programların hazırlanması, planlanması, uygulanması, ölçülmesi, değerlendirilmesi, denetlenmesigibi her kademesinde paydaşların katkı ve katılımı sağlanmalıdır. Bu katılımın sağlanabilmesi için bu iş birliğinde taraflarınkazanımları için farkındalık oluşturulmalıdır.İşletmelerdeki iyi uygulamalar kamuoyuyla paylaşılmalı, yaygınlaştırılmalı ve ödüllendirilmelidir. Mesleki eğitimle ilgilikarar alma süreçlerinde paydaşların aktif katılımını sağlayacak araçlar geliştirilmelidir. Özel okullara verilecek teşvikve desteklerde öncelik mesleki eğitim alanında okul ve eğitim merkezleri açanlara en üst seviyede teşvik ve desteklerverilmelidir. Ayrıca bu okullar gerekiyorsa sanayi kuruluşlarıyla birlikte işletilmelidir. Sponsor atölyeler, sponsor kuruluşlarbulunmalıdır. İş yeri eğitimi veren işletmeler yapılan eğitimi maddi olarak desteklemelidir. Verilecek teşviklerle gönüllülüğedayalı iş birliği geliştirilmelidir.Günümüzde mesleki eğitimin en büyük problemi, ilgili sektörle öğretmenin ilişkisinin olmaması, sektörün iş gücü talebinibilmemesidir. Bunun için artık öğretmenler ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda minimum puanı aldıktan sonra iş piyasasıtecrübesine göre işe alınmalıdır. Mevcut mesleki eğitim öğretmenlerinin de belli periyotlarla mutlaka ilgili sektörle çalışmaşartı getirilmelidir. Gerekiyorsa meslek öğretmenlerinin iş piyasasında tatillerde çalışmasını özendirmek için teşvikunsurları geliştirilmeli, örneğin iş piyasasında çalıştığı günler için fazladan ödeme yapılmalıdır. Biz Karabük Üniversitesiolarak Demir Çelik ile sektöründe bu iş birliğini yapıyoruz. Kardemir’de proje yapan, çalışan öğretim elemanlarının dersanlatım metotlarının dahi değiştiğini gözlemliyoruz.Dinleme zahmetine katlandığınız için hepinize teşekkürler.128 129

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!