13.07.2015 Views

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

P.R.: Dolayısıyla bu değişikliğin mimarlık kuramınınkendisinde olması gerekmezdi.M.F.: Doğru. Bu değişiklik mimarların düşüncelerindeya da ilerde göreceğimiz gibi, tekniklerindeolan bir değişiklik değildi; ama siyasetçilerin kendileriniilgilendiren şeylerin seçimini ve onlarlailgilenme biçimlerini etkileyen düşüncelerindekibir değişiklikti. Mimarlık onyedinci ve onsekizinciyüzyılda bu etmenlerden biri oldu.P.R.: Nedenini söyleyebilir misiniz?Claude-Nicolas Ledoux, Chaux ideal kentsöylüyoruz. O zaman polis raporları ki, bunlar yönetimtekniklerine hasredilmiş bilimsel eserlerdir,okunduğunda, mimarlık ile şehirciliğin önemli biryer tuttukları görülür. Söylemek istediğim bu.P.R.: Eski uygarlıklarda, Roma’da ya daYunan’daki fark ne idi?M.F.: Roma’yı tartışırken, sorunun Vitrivius’unetrafında döndüğü görülür. Onaltıncı yüzyıldanitibaren Vitrivius yeniden yorumlanmaya başlandıama onaltıncı yüzyılda da -ve kuşkusuz ortaçağdada- Vitrivius’unki ile -eğer buna üzerinde düşünmekderseniz- aynı tarzda düşüncelere rastlanabilir.Siyaset, yönetim sanatı, iyi yönetim tarzı üzerineyazılanlar genellikle mimarlık ve kentlerinörgütlenmesine ilişkin bilimler ya da çözümlemeleriçermez. Jean Borlin’in Republic’inde (Paris,1577) <strong>mimarlığı</strong>n rolü üzerine etraflı bir tartışmayoktur ama onsekizinci yüzyıl polis raporları bunlarladoludur.P.R.: Teknikler ve pratiklerin olduğunu, ama birsöylemin olmadığını mı söylemek istiyorsunuz?M.F.: Onsekizinci yüzyıldan önce mimarlıküzerine söylemlerin olmadığını söylemiyorum.Onsekizinci yüzyıldan önceki mimarlık tartışmalarınınsiyasal boyutu ya da öneminin olmadığınıda söylemiyorum. İşaret etmek istediğim onsekizinciyüzyıldan sonra; siyaseti, insanları yönetmeninsanatı olarak gören her siyaset tartışmasında,bir ya da birkaç bölüm, şehircilik, toplu kullanımlar,sağlık ve özel mimarlığa ayrılmıştır. Onaltıncıyüzyıldaki yönetim sanatı ile ilişkili tartışmalardabu bölümler yoktur. Bu değişim, belki mimarlarınmimarlık üstüne düşüncelerinde yoktur, amasiyasetçilerin düşüncelerinde var olduğu açıkçagörülebilir.M.F.: Sanıyorum, nedeni, kent sorunu ve Fransakadar büyük bir ülkenin yönetiminin topraklar bütününübir kent gibi düşünme gerekliliğinin onyedinciyüzyılda açık seçik ifade edilmesine benzer,birkaç olgu ile bağlantılı. Kent artık bir ayrıcalıklaralanı olarak görülmüyordu, tarlalar, ormanlar veyollardan oluşan alan içinde istisna değildi. Yazılıolmayan genel yasaların etkinlik alanının ötesindekiadalar değildi kentler. Aksine, yarattıklarısorunlar ve oluşturdukları kendilerine özgü biçimleriile ülkenin tümüne uygulanacak yönetimselrasyonalite için modeller sağladılar.Devletlerin büyük kentlere benzediği kabulündenhareket eden, ülke yönetimine ilişkin bir diziütopya ya da proje vardır; başkent kentin anameydanı gibidir; şehirlerarası yollar kentin sokaklarıgibidir. Şehirlerdeki katı ve etkin zabıta düzenitüm ülkeye yaygınlaştırıldığında devletin iyiörgütlenmişliği sağlanacaktır. Başlangıçta zabıtakavramı sadece kentte huzuru sağlayacak bir dizikural için geçerli idi, ancak yine o noktada polis,tüm ülkenin yönetimi için geçerli bir rasyonalitetürünün de kendisi oldu. Kentin oluşturduğu modeltüm devlet için geçerli kuralların varlık bulup,geliştiği yer oldu.Bugün Fransa’da bile polis kavramı çoğunluklayanlış anlaşılır. Bir Fransız’a polisle ilgili bir şeysöylendiğinde sadece üniformalı ya da gizli serviste(sivil) çalışanı anlar. On yedi ve on sekizinciyüzyıllarda “polis”, yönetim rasyonalitesine ilişkinprogram anlamına gelirdi. Bu, bireylerin geneldekidavranışlarını herhangi bir müdahaleye gerekkalmadan kendi kendini denetleme noktasınavarıncaya kadar her şeyin kontrol edildiği bir sistemikurmaya dönük bir proje gibi nitelenebilir.Fransızların zabıta altına alma çabalarının kendineözgülüğüdür bu. Öte yandan İngilizler; biryandan parlamenter gelenekleri, öte yandan yerelkomünal özerklikleri ve ayrıca da dini sistemlerindendolayı kıyaslanabilir bir sistem geliştirmediler.12dosya <strong>mimarlığı</strong> <strong>“sosyolojik</strong> <strong>olarak”</strong> <strong>anlamak</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!