13.07.2015 Views

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eğlenceli Değilse, Sürdürülebilir DeğildirZ. Ebru Aksoy, Mimar, Permakültür Tasarımcısı 1Lise son… Bir dönemin sonu ve yaklaşan yenidönemin verdiği heyecan. Tüm arkadaşlardageleceğe yönelik hayaller, düşünceler. Umutdolu, değişim döneminin keyfini çıkartan, enerjikaylar. (Lise son benim için güzel bir yıldı gerçekten).Meslek seçimi telaşı. Her kafadan bir ses,bir de iç ses. Düşler. Bir şeyi “yapmak istiyorum”demenin verdiği benzersizenerji. Yoğun, doludolu ama bereketli bir geçiş dönemi.Mimarlık 1. Sınıf… Lisenin en kıdemlisi olmaktan,fakültenin en acemisi olmaya geçiş. Yepyenibir ortam. Bir yandan “mimar olmak istiyorum”demiş ve amaca doğru ilk engeli aşıp yeni biraşamaya umutla ulaşmış verdiği müthiş bir içselgüç ve güven. Diğer yandan, yeni bir mekânda,fiziksel ve daha da önemlisi sosyal ortamdayabancı, hatta “çaylak” hissetmenin verdiğitedirginlik. Liseden tanıdıklarla, lisedeyken yakınolunmasa bile, bu yeni ortamda hemen bir arayageliş. Farklı bir ilden geliniyorsa, memleketlilerinilk günlerdeki dayanışması.Tasarım stüdyosununo geniş, rahat, lise sınıfından çok farklı hali…Heyecanla ve güvenle karışık büyük bir ilgiylehocaları, konuşulanları, istenenleri takip vegayret… Arkadaşlarla tanışma, grup projeleri,yeni bağların oluşması.Mezuniyet…Okulun o ilk günlerindeki yapıcı veparlak enerjine yönde dönüşüp hangi yolu aydınlattıysa,onun ışığında yeni adımlar. Yaşamınsunduğu yollar arasından bir seçim…İşte bu noktada, heyecan ve merakla yapı üretimsüreçlerine dâhil olan yeni mezun bir mimarın,hangi özel çalışma alanında olursa olsun; tasarım,üretim, kontrol ya da planlama,umutlarınınartık kırılmaya, heyecanın körelmeye başlamaolasılığının yüksek olduğunu söylemem sanırımkabul edilebilir bir genelleme olur. Akademikortama girmeyen çoğumuz, eğer köfteci olmadıysak,2 mezuniyetimizden itibaren, geçerli yapıüretim süreçlerinde bir yerlere oturuyor ve sürüklenmeyebaşlıyoruz. Yapının ihtiyaç için değil,değişim değeri için üretildiği çağımızda, yapıüretimindeki kriterler en baştaki hayallerimizdenya da okulda kök salan tutkularımızdan çokfarklı olabiliyor… Bu değişim değeri üretim bandındahemen yerimizi alıyor, çarkın bir parçasıhaline geliyoruz. Ürettiğimiz fikir / proje / yapı,kısacası “ürün”ümüzle tarih boyu var olagelmişbağlantımız kopuyor.Sorunun sadece mimarlık pratiği ile de sınırlı olmadığıçok açık. Küçük hücrelere bölünmüş bilgive meslek pratikleri, aralarında dayanışma yerinedosya <strong>mimarlığı</strong> <strong>“sosyolojik</strong> <strong>olarak”</strong> <strong>anlamak</strong>31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!