13.07.2015 Views

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ekabet yerleştikçe, bizleri bir konunun bütününügörmek, tasarlamak ve üretmek yerine, birbirindenkopuk, küçük uzmanlık alanlarına hapsediyor.Bütünü göremediğimiz, rekabete ve kısa dönemlikâra uygun çalışılan, güvensiz, dar ve karanlıkmekân ve uzamlarda, sadece önümüzdeki işin parçasınıyapmaya, öncesini sonrasını görmemeye,hatta sorgulamamaya itiliyoruz. Sıkıştırıldığımız,fiziksel ve zihinsel hücrelerde bir şeyler üretmemizbekleniyor. Çoğu zaman bu beklenen tanımlıbir somut ürün oluyor. Düşünmeyi, incelemeyi,yorumlamayı, yaratmayı değil, bilinen bir şeyiyeniden üretmeyi görev tanımımız olarak buluveriyoruz,hem de hiç farkına varmadan. Bu durum,sadece mimarlar ya da yapı üretim süreçlerindekimeslekler değil, yeni kapitalist sistemdeki tüm çalışanlariçin geçerli.Üretim süreçlerinin etkileri bununla da sınırlıdeğil. Daha kötüsü, toplumsal dokuda oluşankopukluklar. Birbirimizle ilişkilerimizi, toplumsalbağlarımızı da yitiriyoruz ya da zaten bu bağlarınyitmiş olduğu ortamlarda doğup büyüdüğümüziçin, başka türlüsünü tahayyül dahie demez halegeliyoruz. Geçmişlerimizde dayanışma toplumlarını,sadece ihtiyaç kadar üretilmesini ve paylaşımları,artık yazılı ve sözlü tarih çalışmalarındanokuyor, duyuyoruz. Mesleki uygulamalarımızda,endüstriyel bir üretim sürecinin üretim hattındakiizole “elemanlar” 3 haline geliyoruz. Kültür vemekân, kompartımanlara bölünerek birlikte parçalanıyor,çözülüyor.Bir yandan, <strong>mimarlığı</strong>n içsel çelişkilerinden birini;kolektif iş yapma/ekip çalışmasının bereketinekarşılık, bireysel baskınlığın arz ve talebi arasındakigerilimi, rekabet ve bireyselcilik kazanıyor.Varlık nedeni gereği diğer uzmanlıklarla, üreticilerleve kullanıcı ya da işverenle yapıcı iletişimiiçermesi, uyumlu bir ekip dayanışması olmasıgereken mimarlık, mevcut hâkim düzende mimarınkendini baskın ve ezici güç, “Mimar” 4 olaraksunmak zorunda kaldığı bir güçler şovu halinegeliyor. Dayanışma ve açık fikirle proje üretimiortadan kalkıyor, bireysel rekabet her aşamadaön plana çıkıyor. Diğer yandan, kullanıcı ile bağlarkopuyor. Mekânın sunacağı yaşam bir kenaraitiliyor, kullanıcının tasarlanan mekânlardakideneyimi tasarlanmak yerine, adeta moda dergilerindenbeğenilip seçilmiş “form”a uygunolacak şekilde tüm iç düzenlemeler planlanıyor.Mimarlık yaşayan mekân / yer’in değil, modayauygun nesnelerin tasarımına indirgeniyor. 5 Yapılar“moda” ve “reklâm” yoluyla yeni tüketim nesnesihaline geliyor.Bu süreç tüm meslekler için, hatta tıp için bileböyle işliyor. 6 Ancak bu noktada, mimarlık gibibir ayağı yaratıcılıkta diğeri de uygulama pratiklerindeolan meslek sahiplerinin hakim kapitalist/endüstriyel iş üretme süreçlerinden özel olaraketkilendiklerini söyleyebiliriz. Mimarlık okumayakarar verenlerin, karar dönemindeki birikim vefarkındalıkları, arzuları, beklentileri birbirlerindençok farklı olsa da, tüm bu hayallerde mutlaka çevreile ilgili bir duyarlılık, bir tutku ön plandadır.Çevreye, ilişkilere yönelik adı henüz konmamışbu duyarlılık, mimarlık eğitiminden sonra ve bueğitim sayesinde, bütünü görebilmeyi ve tasarlamayı,bütün, “bütün”ler ve parçalar arasındakiilişkileri tahayyül edebilmeyi düşünsel ve algısaldünyamızın doğal akışı, işleyişi haline gelir. Tamda bu yüzden, kapitalist iş üretim süreçlerinde mimarlıkya da daha genel olarak (her türlü) üretimsüreçlerinde ve ortamlarında çalışmak, mimarlarıdaha yoğun olarak mesleki arayışlara itiyor olabilirmi? Mimarlık okuyup başka işler yapan bireylerdesözü edilen bütünsel bakış, sisteme daha (?)yoğun eleştiriler ve arayışta, somut adım atmadaetkili olabilir mi? Diğer açıdan baktığımızda daşu soru çıkıyor; doğaya, toprağa, coğrafyaya doğrudanmüdahale içeren yapı üretimi, bu sürecedâhil olanlarda doğaya yönelik farkındalık, sorgulamave uyum arayışını hızlandırıyor olabilir mi?Mesleki tatmin, eğitim aldığı alanda çalışma oranı,iş ortamından ve gündelik olarak yaptığı işlerdenmemnuniyet konularında nesnel araştırmalarındeğeri büyük. Burada, nesnel araştırmalara değinmeden,günümüzde giderek yaygınlaşan sürdürülebiliryaşam odaklı deneyimlerin arayışlarımızakatkıları üzerinde kısaca durmalı.SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAMSürdürülebilirlik takip edilmesi olanaksız olacakkadar çok farklı şekillerde, farklı anlam ve işlevlerehizmet etmek üzere kullanıldığından, her ortamve durumda öncelikle bundan ne anladığımızıpaylaşmak zorunlu gibi. 7 Sürdürülebilirlik kavramıile sürdürülebilir yaşamı kastediyoruz, olanaksızlığıçok açık olan sürdürülebilir büyüme ya dasürdürülebilir kalkınmayı değil. Kavram ilk olarak1972’de The Ecologist dergisinde yayınlanan, etkileyicimakale “A Blueprint For Survival (HayattaKalmak için Bir Plan)”da irdelendi. Yazarlar,Goldsmith ve Prescott-Allen, “Endüstriyel yaşambiçimin temel sorunu sürdürülebilir olmamasıdır”derken, metin boyunca sürdürülebilirlikve kalıcılık kavramlarını adeta birbirinin yerine32dosya <strong>mimarlığı</strong> <strong>“sosyolojik</strong> <strong>olarak”</strong> <strong>anlamak</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!