13.07.2015 Views

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlığı “sosyolojik olarak” anlamak - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir kuram gelişti. Ama insanların öngörmedikleri-Fransız karşıtlarından çok daha zeki olan Almankomutanların tamamen farkında oldukları demiryollarınınsavaşmayı çok daha kolaylaştırdığıydı.Daha sonra gelen üçüncü gelişme de elektrikti.Dolayısıyla siyasal gücün uygulanması ile ülkemekânı ya da kent mekânı arasındaki ilişkilerde-ki bu ilişkiler tamamen yeni idi- sorunlar vardı.P.R.: Yani sorun eskiye kıyasla daha az mimarlıklailişkiliydi. Bunlar bir tür mekân teknikleri...M.F.: Ondokuzuncu yüzyıldan sonra mekânıntemel sorunları gerçekten başka türdendi. Bumimari nitelikli sorunların unutulduğu anlamınagelmez. İlk söylediklerim -hastalık ve siyasal sorunlar-açısından <strong>mimarlığı</strong>n çok önemli bir rolüvardı. Şehircilik ve işçi konutları üzerine düşünmeler,mimarlık üzerine düşünmelerdi.P.R.: Fakat <strong>mimarlığı</strong>n kendisi -Ecole des Beaux-Arts bütünüyle farklı bir mekânsal sorunlar kümesineaittir.M.F.: Bu yeni teknolojiler ve yeni ekonomik süreçlerde,ülkenin kentleşmesini polis devleti modelinedayandırmak yerine, mimarlık ve kentleşmeninsınırlarının çok ötesine uzanan bir mekanüzerine düşünme ortaya çıktı.P.R.: Sonucu olarak da Ecole des Ponts etChaussees.M.F.: Evet. Ecole des Ponts et Chaussees ve onunFransız rasyonalitesindeki büyük önemi bunun birparçasıdır. Mekânı tasarlayanlar, mimarlar değil,mühendisler, köprülerin, yolların, su kemerlerinin,demiryollarının yapımcıları ile politeknisyenlerdi(ve bunlar Fransız demiryollarının gerçekdenetleyicileriydiler).P.R.: Bu durum günümüze kadar devam etti mi,yoksa biz mekân teknisyenlerinin birbirleriyle ilişkilerindebir değişikliğe mi tanık oluyoruz?M.F.: Bazı değişikliklere tanık olabiliriz amabana öyle geliyor ki, şimdiye kadar hep topraklarıparselleyip, yapıp satanlarla Ponts etChaussees’dekiler ve benzerleri ile birlikteydik.P.R.: Dolayısıyla mimarlar artık, bir zamanlarolduğu ya da sandıkları gibi mekânın ustalarıdeğiller.M.F.: Bu doğru. <strong>Mimarlar</strong> o üç büyük değişkenin–yerin, iletişimin ve hızın- teknisyeni ya da mühendisideğiller. Bunlar mimarın alanının dışınakaçtılar.P.R.: Geçmişte ya da şimdi kurtuluşun veya direnmeningücü olan herhangi bir özel mimari projebulabiliyor musunuz?M.F.: Bana bir şeyin “kurtuluş” düzenine, diğerinin“baskı” düzenine ait olduğunu söylemek olanaklıgörünmüyor. Bir toplama kampının kurtuluşaracı olmadığı gibi bazı şeyler kesinlikle söylenebilirsede, bir sistem ne denli korkunç olursaolsun, her türlü direnmeyi engelleyen işkence veinfazın dışında, yine de direnme, başkaldırma vemuhalefet gruplarının oluşması için olanaklar –genellikle itiraf edilmese de- vardır. Öte yandanişlevsel olarak da bir şeyin tamamen –doğasıgereği- kurtuluşçu olabileceğine inanmıyorum.Özgürlük bir pratiktir. Dolayısıyla, aslında herzaman bazı baskıları değiştirmeyi, gevşetmeyi yada kaldırmayı amaçlayan projeler olabilirse de buprojelerin hiçbirinin varlığı, özgürlüğün projeninkendisi ile sağlanabileceğinin güvencesi olamaz.İnsanların özgürlüğü hiçbir zaman özgürlükleringüvencesi olan kurumlar ve yasalar ile sağlanmışdeğildir. Bu yüzden bu kurumlar ve yasalar tersineişleme yeteneğine de sahiptirler. Bu, yasalarınve kurumların, çift anlamlı olmasından değil,sadece özgürlüğün uygulanması zorunlu bir şeyolduğundandırP.R.: Bunun kentsel örnekleri var mı? Ya da mimarlarınbaşarılı olduğu örnekler.M.F.: Bir noktaya kadar bugün -bence hiç gerekliolmayan bir acımasızlıkla- gizli Stalinist diyetanımlanan Le Corbusier, eminim iyi niyetleresahipti ve yaptıklarını özgürleştirici etkiler adınaortaya koymuştu. Belki önerdiği amaçlar sonuçtaumduğundan daha az özgürleştirici idi, ama yinetekrarlayacağım, kanımca özgürlüğün kullanılmasınıngüvencesi hiçbir zaman nesnelerin yapısındakendiliğinden mevcut değildir. Özgürlüğüngüvencesi özgürlüktür.P.R.: Dolayısıyla Le Corbusier’i bir başarı örneğiolarak göremiyorsunuz. Sadece amacının özgürleştiriciolmak olduğunu söylüyorsunuz. Başarılıbir örnek verebilir misiniz?M.F.: Hayır. Başarılı olunamaz. Eğer birisi özgürlüğünetkin bir biçimde kullanıldığı bir yer bulacakolursa -ve belki öyle yerler vardır- bunun14dosya <strong>mimarlığı</strong> <strong>“sosyolojik</strong> <strong>olarak”</strong> <strong>anlamak</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!