26.10.2023 Views

Atlas Tarih Özel Sayı

Atlas Tarih, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını özel bir sayıyla selamlıyor. Bu özel sayıyı, yarım asra yaklaşan tarihiyle cumhuriyetimizin köklü kurumlarından olan Sütaş iş birliğiyle hazırladık.

Atlas Tarih, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını özel bir sayıyla selamlıyor. Bu özel sayıyı, yarım asra yaklaşan tarihiyle cumhuriyetimizin köklü kurumlarından olan Sütaş iş birliğiyle hazırladık.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Altın Mikrofon ve Cem Karaca<br />

Hürriyet gazetesi 1965’te Batı müziğinin<br />

zengin teknik ve şekillerinden<br />

faydalanılarak yine Batı müziği aletleriyle<br />

çalınmak suretiyle Türk müziğine<br />

yeni bir yön vermek amacıyla “Altın<br />

Mikrofon” adlı bir yarışma düzenledi. Bu<br />

yarışma, popüler müziğin Anadolu’ya<br />

yayılmasında, pek çok grubun ve<br />

şarkıcının ortaya çıkmasında önemli<br />

bir rol oynadı. Cem Karaca, Haramiler,<br />

Siluetler, Mavi Işıklar, Selçuk Alagöz,<br />

Moğollar, Edip Akbayram gibi sanatçı<br />

ve topluluklar önce “Altın Mikrofon”<br />

yarışmasında isimlerini duyurdular ve<br />

bu yarışmayla ivme kazanan popüler<br />

müzik hızlı bir gelişme sürecine girdi.<br />

1960’larda taş plakların yerini 45’likler<br />

almaya başladı, taşınır pikaplar moda<br />

oldu ve nihayet “LP”lere geçildi. İlk<br />

olarak popüler müzik parçalarına Türkçe<br />

sözler yazılarak yapılan aranjmanlar<br />

gündeme geldi. Bu dönemle özdeşleşen<br />

sanatçı, yıllarca yerli bestelere dudak<br />

büken Ajda Pekkan oldu. Ancak<br />

Pekkan’ın yanı sıra Erol Büyükburç’tan<br />

Alpay’a, Tanju Okan’dan Ayla Dikmen’e,<br />

Kamuran Akkor’dan Şenay’a pek çok isim<br />

aranjmanlar söylediler. Bu sıralarda Barış<br />

Manço, Cem Karaca, Fikret Kızılok, Selda<br />

Bağcan, Üç Hürel, Hümeyra, Erkin Koray,<br />

Edip Akbayram gibi isimler, geleneksel<br />

türküleri ve enstrümanları kullanarak<br />

müzik yapmaya başladılar. 1967’deki “Altın<br />

Mikrofon” yarışmasında grubu Apaşlar<br />

ile birlikte “Emrah” adlı parçayı söyleyen<br />

Cem Karaca, bu akımın öncülerinden<br />

biri. Sözleri Erzurumlu Emrah’tan alınan<br />

parça, aranjman anlayışına karşı “ulusal”<br />

denebilecek bir yaklaşımı benimseyen<br />

Anadolu pop/rock akımının öncü<br />

girişimlerinden biri olarak kabul edildi.<br />

Kardaşlar, Moğollar, Dervişhan gibi<br />

gruplarla rock müziğin yetkin örneklerini<br />

veren Cem Karaca, giderek şarkılarında<br />

ideolojik bir söylem geliştirdi. 1980’deki<br />

askeri darbeden sonra yedi yıl boyunca<br />

vatandaşlık haklarından mahrum<br />

bırakılan Karaca, Türkiye’ye döndükten<br />

sonra da müzik çalışmalarına devam etti,<br />

2004 yılında yaşamını yitirdi.<br />

Oğuz Atay<br />

“Tutunamayanlar”<br />

Oğuz Atay’ın, 1970 yılında TRT<br />

Sanat Ödülleri Yarışması’nda<br />

başarı ödülü kazanan,<br />

“Tutunamayanlar” kitabı (ilk<br />

kez 1972’de basıldı), özellikle<br />

1980’lerden sonra gençlerin<br />

başyapıtı haline geldi. Eserleri<br />

birçok edebiyat eleştirmeni<br />

tarafından incelenen Atay, 43<br />

yıllık yaşamında sadece beş eser<br />

(İkinci romanı “Tehlikeli Oyunlar<br />

1973”, psikolojik çözümlemelere<br />

ağırlık verdiği öykü kitabı “Korkuyu<br />

Beklerken 1975”, mekanik<br />

profesörü Mustafa İnan’ın yaşam<br />

öyküsünü anlattığı romanı “Bir<br />

Bilim Adamının Romanı 1975” ve<br />

Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen<br />

oyunu “Oyunlarla Yaşayanlar<br />

1979-1980”) üretmesine rağmen<br />

Türk edebiyatının en tartışılan<br />

yazarları arasına girmeyi başardı.<br />

Tutunamayanlar’la küçük burjuva<br />

düzeninin ve Türk aydınının<br />

acıklı güldürüsünü cesur biçim<br />

denemeleriyle anlatan Oğuz Atay,<br />

Türk romanında yeni bir açılımın<br />

öncüsü olmuştur.<br />

Devekuşu Kabare Tiyatrosu<br />

1967 yılında Haldun Taner<br />

öncülüğünde Metin Akpınar, Zeki<br />

Alasya ve Ahmet Gülhan tarafından<br />

kurulan Devekuşu Kabare, Türk<br />

tiyatrosunun 25 yılına damgasını<br />

vurdu. “Vatanını Kurtaran Şaban”<br />

adlı oyunla perdelerini açan<br />

Devekuşu Kabare, önceleri küçük<br />

salonlarda dar bir kitleye hitap<br />

ediyordu. Haldun Taner kabare<br />

tiyatrosunu, “Avrupa’ya her gidişte<br />

önce kabarelere uğrarım. Bir<br />

ülkenin nabzı kabare tiyatrolarında<br />

atar. Zekâ ve hoşgörü seviyesi de<br />

en çok oralarda belli olur” sözleriyle<br />

açıklıyordu. 1978 yılında Haldun<br />

Taner ve Ahmet Gülhan ayrıldı.<br />

Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın<br />

yönetiminde daha geniş kitlelere<br />

ulaşan Devekuşu Kabare, etkisi<br />

günümüze kadar devam eden<br />

bir efsane haline geldi. “Beyoğlu<br />

Beyoğlu”, “Yasaklar”, “Aşk Olsun”<br />

gibi unutulmaz oyunlara imza atan<br />

Devekuşu Kabare, 1988 yılında<br />

sahne hayatına son verdi.<br />

108 ATLAS TARİH<br />

100_111_K-E-CF-cumhuriyetsanat.indd 108 20.10.2023 17:15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!