26.10.2023 Views

Atlas Tarih Özel Sayı

Atlas Tarih, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını özel bir sayıyla selamlıyor. Bu özel sayıyı, yarım asra yaklaşan tarihiyle cumhuriyetimizin köklü kurumlarından olan Sütaş iş birliğiyle hazırladık.

Atlas Tarih, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını özel bir sayıyla selamlıyor. Bu özel sayıyı, yarım asra yaklaşan tarihiyle cumhuriyetimizin köklü kurumlarından olan Sütaş iş birliğiyle hazırladık.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Atatürk, 1920 tarihindeki konuşmasında<br />

şöyle diyordu:<br />

“Dünyada her şey için maddiyat<br />

ve maneviyat için ve<br />

muvaffakiyet için en hakiki<br />

mürşit bilimdir; fendir. Bilim ve fenden başka<br />

kılavuz aramak gaflettir; bilgisizliktir; doğru<br />

yoldan sapmadır.” Atatürk bu sözleriyle başarıya<br />

giden tek yolun bilim ve teknikte belli<br />

aşamalar kaydetmek suretiyle gerçekleşebileceğine<br />

işaret etmektedir.<br />

Cumhuriyet döneminde, yepyeni bir siyasi<br />

yapılanma ile birlikte, yeni bir araştırma<br />

ruhu doğmuştur. Başta devletin desteği ve<br />

milli eğitime verdiği önem ve destekle yeni<br />

ve yapıcı bir nesil, cumhuriyete sahip çıkarak<br />

ona, adeta kanat germiş ve onun yaşaması<br />

için birinci şart olan bilim ve tefekkürün<br />

yükselip gelişmesinde üstlerine düşün<br />

kutsal görevi yerine getirmeye çalışmışlardır.<br />

Böylece, ilkleri takip eden dönemde, zaman<br />

akışı içinde çağımızdaki değişikliklere<br />

ayak uyduracak ve onu yakalama yolunda<br />

yeni kurumlaşmalar ve yeni bilim adamları<br />

devreye girmiş; cumhuriyetin ilk nesli yerini<br />

savaşı tanımayan, cumhuriyet döneminde<br />

doğmuş nesil, kendinden öncekilerin bıraktığı<br />

yerden bu sorumlulukları üstlenmiş,<br />

yeni bir nesle yerini bırakmıştır. Onlar kadar<br />

heyecanlı olmasalar da çalışmalarıyla Türkiye’yi<br />

çağdaş bilim kulvarındaki koşuda bir<br />

yerlere getirme çabası devam etmiş ve halen<br />

bu çaba devam etmektedir.<br />

Refik Saydam Enstitüsü<br />

1888’de “Telkihhane” olarak kurulan<br />

kurum, daha çok ülkede görülen<br />

bulaşıcı hastalıklar ve özellikle de<br />

çiçek hastalığına karşı yapılan aşılama<br />

işlemleriyle görevli idi. Bu kurum, 1928<br />

yılında Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir<br />

kurum haline getirilerek, sadece çiçek<br />

aşısı değil, bilinen hemen bütün bulaşıcı<br />

hastalık aşılarının yapıldığı; bunlarla<br />

ilgili aşıların üretildiği ve araştırmaların<br />

yapıldığı bir araştırma kurumu haline<br />

getirildi; daha önce ayrı olan kuduz<br />

aşısı ile ilgili kurum da buraya bağlandı.<br />

Ayrıca, zaman içinde görev alanı<br />

genişletildi; örneğin besin maddelerinin<br />

sağlıklı olup olmadığı konusundaki<br />

kontrolü bu kurum üstlenmiştir. Vermiş<br />

olduğu sağlık hizmetlerinin yanı sıra bu<br />

kurum, alanında bir okul görevini de<br />

üstlenmiştir.<br />

Refik Saydam Enstitüsü kuruluş yıllarında kimya, bakteriyoloji, immünoloji ve<br />

farmakodinami olmak üzere dört şubeden oluşuyordu.<br />

84 ATLAS TARİH<br />

082_089_K-E-CF-cumhuriyetbilim.indd 84 20.10.2023 17:14

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!