23.04.2017 Views

Arthur-Conan-Doyle-Sherlock-Holmes-Kızıl-Soruşturma

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yapı gibi tir tir titriyordu. Sessiz odada, mahkûmun göğsünden gelen hırıltılı ve uğultulu, kısık bir ses<br />

duyuluyordu.<br />

“Sizde anevrizma [40] hastalığı var!” diye bağırdım.<br />

“Hastalığıma bu adı veriyorlar,” dedi sakin bir şekilde. “Geçen hafta, muayene olmak için bir doktora<br />

gittim ve bana kâlp damarlarımın birkaç güne kalmadan yırtılacağını söyledi. Hastalığım her geçen gün<br />

daha da kötüye gidiyordu. Salt Lake Dağlarında aşırı yorulmaktan ve sağlıksız beslenmekten<br />

yakalanmıştım bu hastalığa. Şimdi görevimi yerine getirdim ve nasıl ölürsem öleyim hiç umurumda bile<br />

değil ama, yaptıklarımın bir açıklamasını bırakmak istiyorum geride. Öldükten sonra, aşağılık bir katil<br />

olarak hatırlanmak istemiyorum.”<br />

Müfettiş ve iki dedektif, hikâyesini anlatmasına izin vermenin ne kadar uygun olacağını kendi aralarında<br />

çabucak tartıştılar.<br />

“Doktor, tehlikenin çok yakın olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diye sordu Müfettiş.<br />

“Kesinlikle,” diye cevap verdim.<br />

“Öyleyse adaleti yerine getirmek için görevimizi yerine getirip ifadesini hemen almalıyız,” dedi<br />

Müfettiş. “İfadenizi vermekte şimdi özgürsünüz, efendim, fakat söylediklerinizin kayıtlara geçirileceği<br />

konusunda sizi bir kez daha uyarıyorum.”<br />

“İzin verirseniz oturacağım,” dedi mahkûm, söylediğini yerine getirerek. “Anevrizmam kolayca<br />

yorulmama neden oluyor ve yarım saat önce giriştiğimiz boğuşma sonrasında meseleleri tam olarak<br />

aydınlatamadık. Bir ayağım çukurda olduğu için size yalan söylemeye niyetim yok. Söyleyeceğim her şey<br />

doğrudur fakat, şunu da bilmenizi isterimki bu anlatacaklarımı nasıl karşılayacağınız benim için hiç<br />

önemli değildir.”<br />

Bu sözleri söyledikten sonra, Jefferson Hope sandalyesinde arkasına yaslandı ve ifadesini vermeye<br />

başladı. Anlattığı olaylar, çok sıradan şeylermiş gibi sakin bir şekilde ve olayların sırasını atlamadan<br />

konuşuyordu. Sonradan eklenen ifadenin doğruluğunu teyit edebilirim çünkü Lestrade’in, mahkûmun<br />

sözlerini not ettiği defterini elime geçirmiştim.<br />

“Bu heriflerden ne kadar neden nefret ettiğim, sizleri pek ilgilendirmez,” dedi; “İki insanın - bir babanın<br />

ve kızının - ölümlerinden sorumlu olmaları, benim için yeterli bir sebepti ve bu hatalarını, kendi<br />

hayatlarıyla ödediler. Suçlarının zaman aşımına uğramış olması yüzünden, hiçbir mahkemede onların<br />

suçluluğunu kanıtlayamazdım. Fakat işledikleri suçları biliyordum ve hakimin, jürinin ve celladın yerini<br />

ben almıştım. İçinizde bir parça olsun insanlık varsa, benim yerimde olsanız siz de aynısını yapardınız.<br />

“Sözünü ettiğim kızla, uzun yıllar önce evlenecektim. Fakat zavallı kız, o Drebber denen herifle zorla<br />

evlendirilmiş ve bu yüzden kalbi paramparça olmuştu. Alyansını,zavallı sevgilimin parmağından<br />

çıkartmıştım. Ölürken, Drebber’a o yüzüğü göstereceğime yemin ettim. Böylece işlediği cinayeti<br />

hatırlayacak ve kendisini neden cezalandırmak istediğimi anlayacaktı. Yüzüğü yanımda taşıyıp onu ve<br />

arkadaşını, iki kıtada takip etmek pahasına da olsa, sonunda onları yakaladım. Yakında ölürsem, ki öyle<br />

gözüküyor, bu dünyadaki görevimi iyi bir şekilde yerine getirdiğimi bilerek öleceğim. Onları kendi<br />

ellerimle yeryüzünden yok ettim. Ümit edebileceğim ya da arzulayacağım başka hiçbir şey kalmadı.”<br />

“Onlar zengindi, bense fakir; işte bu yüzden, onları takip etmem kolay olmadı. Londra’ya geldiğimde<br />

cebimde tek metelik bile yoktu ve geçimimi sürdürmek için bir işe başlamam gerektiğini anladım. Ata<br />

binmek ve araba sürmek, benim için yürümek kadar doğaldı, o yüzden, bir atlı arabanın sahibinin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!