Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Şu ilana bir göz atın,” diye cevapladı. “Olaydan sonra her gazeteye, bir kopyasını hiç vakit<br />
kaybetmeden gönderdim.”<br />
Gazeteyi bana uzattı ve sözünü ettiği yere hemen baktım. ‘Bulunan Eşyalar’ köşesindeki ilk ilandı. ‘Bu<br />
sabah, Brixtone Sokağında, yazılıydı, ‘White Hart Meyhanesi ve Holland Grove Sokağı arasındaki yolda<br />
basit, altın bir evlilik yüzüğü bulundu. Bu akşam saat sekiz ile dokuz arası, Baker Sokağı, 22IB’deki<br />
Doktor Watson’a müracaat edebilirsiniz.’<br />
“Adınızı kullandığım için özür dilerim azizim Watson,” dedi. “Kendi adımı kullanacak olsaydım, o<br />
ahmaklar her şeyin farkına varıp işime burunlarını sokarlardı.”<br />
“Hiç sorun değil,” dedim. “Ama birisinin müracaat ettiğini düşünelim, o zaman ne yapacağız, ben de<br />
yüzük yok ki.”<br />
“Oh, yüzüğünüz var,” dedi, bana bir tane uzatarak. “Bu, işimizi pekâlâ görür. Neredeyse hiç farkı yok.”<br />
“Peki bu ilana kimin cevap vereceğini umuyorsunuz?”<br />
“Kahverengi paltolu adamın - başka bir deyişle, küt burunlu çizmeler giyen, kırmızı yüzlü arkadaşımızın<br />
cevap vereceğini umuyorum. Kendisi gelmese bile bir suç ortağını gönderir.”<br />
“Bunun çok tehlikeli olduğunu düşünmez mi?”<br />
“Hiç zannetmiyorum. Bu dâvâ hakkındaki görüşüm doğruysa, ki doğru olduğuna inanmam için haklı<br />
nedenlerim var, bu adam yüzüğü kaybetmektense her şeyi tehlikeye atabilir. Benim düşünceme göre,<br />
yüzüğü Drebber’ın üzerine eğilirken düşürdü ve o sırada onun eksikliğini duymadı. Evi terk ettikten sonra<br />
yüzüğü düşürdüğünü fark etti ve aceleyle geri döndü fakat, mumu söndürmeden giderek, hata yaptığı için<br />
polisin, çoktan olay yerine gelmiş olduğunu gördü. Bahçenin girişinde görüldüğü zaman, doğabilecek<br />
şüphelerden kurtulmak için sarhoş numarası yapmak zorundaydı. Şimdi, kendinizi o adamın yerine koyun.<br />
Meseleyi bir kez daha gözden geçirince, yüzüğü evden çıktıktan sonra sokakta düşürmüş olmasının<br />
mümkün olduğunu düşünmüştür. Peki, sonra ne yapacaktı? Yüzüğü ‘Bulunan eşyalar’ köşesinde görmeyi<br />
umarak, büyük bir heyecanla, akşam gazetelerine göz atacaktı. Gözü elbette bu ilana ilişecekti. Fazlasıyla<br />
sevinecekti. Bunun bir tuzak olabileceğinden neden korkacaktı ki? Yüzüğün bulunmasının cinayetle bir<br />
ilgisinin olacağını düşündüğümüz onun, aklına bile gelmeyecekti. Ve buraya gelecekti. Gelecek de. Bir<br />
saate kalmaz burada olur.”<br />
“Peki sonra?” diye sordum.<br />
“Oh, onun icabına ben bakarım. Kendinize ait bir silâhınız var mı?”<br />
“Askerlikten kalma eski bir tabancam ve birkaç kurşunum var.”<br />
“Tabancanızı temizleyip doldursanız iyi olur. Karşımızdaki tehlikeli bir adam; onu gafil avlayacak<br />
olmama karşın, tedbirli olmayı elden bırakmamak iyi olur.”<br />
Yatak odama gittim ve tavsiyesine uydum. Tabancayla döndüğümde, sofra kaldırılmıştı ve <strong>Holmes</strong> en<br />
sevdiği işle, viyolonselinden gıcırtılar çıkarmakla meşguldü.<br />
“Dâvâ gittikçe büyüyor,” dedi, ben odaya girince; “Amerika’ya çektiğim telgrafa cevap aldım. Dâvâ<br />
hakkındaki görüşüm doğruluk kazandı.”<br />
“Peki görüşünüz nedir?” diye sordum heyecanla.