23.04.2017 Views

Arthur-Conan-Doyle-Sherlock-Holmes-Kızıl-Soruşturma

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

uzun yıllar boyunca özlemini duyduğunuz bir şeyi arasaydınız ve aradığınızı birden elinizin altında<br />

bulsaydınız, yaşadığım duyguları o zaman anlardınız. Sinirlerimi yatıştırmak için bir sigara yaktım ama<br />

ellerim titriyordu ve heyecandan şakaklarım zonkluyordu. Arabayı sürerken, yaşlı John Ferrier’in ve tatlı<br />

Lucy’min karanlıktan bana bakıp gülümsediklerini görüyordum sanki, tıpkı şu anda sizi bu odada<br />

gördüğüm gibi. Onların hayali, arabayı Brixtone Sokağı’ndaki evin önünde durdurana kadar bana eşlik<br />

ettiler.<br />

“Yağmurun şakırtısı dışında ne bir ses duyuluyordu ne de ortalıkta kimse vardı. Arabayı durdurup<br />

Drebber’ın inmesini bekledim ama, o inmedi. Şüphelenip arabanın penceresinden içeriye baktığımda<br />

Drebber’ın bir kenara büzülmüş, sarhoş bir halde uyuduğunu gördüm. Kolundan tutup salladım ve ‘İnme<br />

vakti,” dedim.<br />

“Pekâlâ, arabacı,” dedi.<br />

“Kastettiği otele geldiğimizi sandığını düşündüm çünkü başka hiçbir söz söylemeden arabadan indi ve<br />

beni bahçeye kadar takip etti. Ayakta durması için yanında yürüyüp ona destek olmak zorunda kaldım.<br />

Fakat bu şekilde zor yürüyorduk. Çünkü oldukça ağırdı. Evin kapısına geldiğimizde kapıyı ben açtım ve<br />

onu ön odaya geçirdim. Size yemin ederim ki, onu ön odaya geçirene kadar babayla kızı önümüzde<br />

yürüdüler.<br />

“Cehennem gibi karanlık,” dedi, ayağıyla yere sertçe vurarak.<br />

“İçerisi birazdan aydınlık olacak,” dedim bir kibrit yakıp, yanımda getirdiğim bir mumu yakarak.<br />

“Şimdi, Enoch Drebber,” diye sözlerime devam ettim, ona doğru dönüp ışığı yüzüme tutarak, “Ben<br />

kimim?”<br />

“Gözlerinden uyku akarak ve sarhoş bir halde bana baktı. Aşırı sarhoş olmasına rağmen gözlerinde<br />

beliren korku parıltısı ve tüm bedeninin korkudan şiddetle sarsılması, beni tanıdığını gösteriyordu.<br />

Korkudan mosmor kesilmiş bir halde sendeleyerek geri çekildi ve dişleri birbirine vururken, alnından<br />

soğuk terler boşandığını gördüm. Bu manzara karşısında kapıya yaslanıp uzun uzun, vahşi bir sesle<br />

güldüm. Her zaman için, intikamın tatlı olduğunu düşünmüştüm ama şimdi, sahip olduğum gönül<br />

rahatlığına bu kadar rahat bir şekilde kavuşacağım, aklımın ucundan bile geçmemişti.<br />

“’Seni adi yaratık!’ dedim; “Salt Lake’den birçok yere, Saint Petersburg’a, oradan da buralara kadar<br />

sizi takip ettim ve her seferinde elimden kurtuldunuz. En sonunda, peşinizden koşturmam bir son buldu. Ya<br />

sen ya da ben yarın sabahın ilk ışıklarını göremeyeceğiz.’ Ben konuşurken korkudan iyice büzüldüğünü ve<br />

yüzündeki ifadeden, benim deli olduğumu düşündüğünü görebiliyordum. İntikam saati gelmişti.<br />

Şakaklarımda beliren damarlar kuvvetle atıyordu. Birdenbire burnum kanamaya başladı. Eğer burnum<br />

kanamasaydı, öldürücü bir kâlp krizi geçireceğim muhakkaktı.<br />

“Lucy Ferrier için ne diyeceksin?” diye bağırdım, Drebber’a, kapıyı kilitleyip anahtarı elimde<br />

sallayarak. “Cezanı çekeceğin anın gelmesi çok uzun sürdü ama cezanı en sonunda çekeceksin.” Ben<br />

konuşurken, o korkağın dudaklarının titrediğini gördüm. Hayatını kurtarmak için bana yalvaracaktı ama<br />

bunun faydasız olduğunu biliyordu.<br />

“Beni öldürecek misin?” diye sordu kekeleyerek.<br />

“Seni öldürmeyeceğim,” diye cevap verdim. ‘Pis bir sürüngeni öldürmekten bahseden de kim? Zavallı<br />

sevgilimi, öldürdüğünüz babasından ayırırken ve o lânetli, rezil haremine zorla götürürken sen merhamet<br />

gösterdin mi?’

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!