23.04.2017 Views

Arthur-Conan-Doyle-Sherlock-Holmes-Kızıl-Soruşturma

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

8. Anatomi Bilgisi -Kusursuz ama sistematik değil.<br />

9. Kriminoloji Bilgisi çok fazla. Yüzyılda yaşanmış ve işlenmiş olan bütün cinayet ve skandalları en<br />

ince ayrıntısına kadar biliyor.<br />

10. İyi viyolonsel çalıyor.<br />

11. Yetenekli bir eskrimci, boksör ve kılıç ustası.<br />

12. İngiliz yasaları üzerine iyi bir pratik bilgisi var.<br />

Yaptığım listede oldukça çok ilerlemiştim ki, kâğıdı umutsuzluk içinde ateşe attım. “Bu adamın, tüm bu<br />

özellikleri kendinde buluşturarak çalıştığı ve bu özelliklerin hepsine sahip olmasını gerektiren işinin ne<br />

olduğunu tam olarak bir öğrenebilirsem,” dedim kendi kendime, “Bu merakımdan bir an önce<br />

kurtulabilirim.”<br />

Sözünü ettiğim yetenekleri içinde en çok viyolonsel çalması üzerinde durdum. Diğer tüm yetenekleri<br />

harikulâdeydi ama viyolonsel çalması kadar eksantrik değildi. Viyolonseliyle ünlü bestecilerden parçalar<br />

çalardı, hem de zor parçalar, iyi biliyordum çünkü ricam üzerine Mendelssohn’un [12] Lieder’inden ve<br />

diğer ünlülerden birkaç parça çalmıştı. Ama tek başına kaldığı zaman, çok nadiren müzikle uğraşır ya da<br />

herhangi bir tanınmış parçayı çalardı. Bazı akşamlar koltuğunda arkasına yaslanıp gözlerini kapar ve<br />

dizindeki kemanından dikkatsizce gıcırtılar çıkarırdı. Kimi zaman, çıkan notalar güçlü ve hüzün doluydu.<br />

Bu notalar ara sıra, muhteşem ve neşeli de olurdu. Açıkçası, notalar, ruhuna egemen olan düşünceleri<br />

yansıtıyorlardı ama, müziğin bu düşüncelere yardım edip etmediği, viyolonsel çalmasının saçma bir arzu<br />

ya da basit bir merak olup olmadığına karar veremiyordum. Gösterdiğim sabrın ufak bir karşılığı olarak<br />

en sevdiğim parçaları çalmasaydı, birbiri ardına çaldığı ve insanı çileden çıkaran parçalarına isyan<br />

edebilirdim.<br />

İlk hafta içinde, bizi arayıp soran kimse olmadı ve arkadaşımın da benim gibi yalnız bir insan olduğunu<br />

düşünmeye başladım. Sonradan, birçok tanıdığı olduğunu ve bu tanıdıklarının, toplumun değişik<br />

sınıflarına mensup olduğunu öğrendim. Bay Lestrade adında ufak tefek, soluk benizli, fare suratlı ve kara<br />

gözlü, haftada üç dört kez gelen bir adamla tanıştım. Bir sabah, şık giyimli bir kız gelip yarım saatten<br />

fazla bir süre oturdu. Aynı günün öğle saatinde, Yahudi bir seyyar satıcıya benzeyen, saçları ağarmış,<br />

kılıksız ve oldukça heyecanlı görünen ve hemen arkasından oldukça yaşlı bir kadının takip ettiği acayip<br />

ziyaretçi geldi. Bir başka seferinde de yaşlı ve beyaz saçlı bir beyefendi gelip, arkadaşımla konuştu;<br />

başka sefer de acayip suratlı, pamuklu kadifeden yapılmış üniforması içinde bir demiryolu hamalı geldi.<br />

Her sınıfa mensup bu ilginç kişiler geldiği zaman <strong>Sherlock</strong> <strong>Holmes</strong>, oturma odasını kullanabilmek için<br />

bana rica ederdi, ben de yatak odama çekilirdim. Beni rahatsız ettiği için her seferinde özür dileyerek,<br />

“Bu odayı, bir iş yeri olarak kullanmam gerek,” derdi, “Ve bu insanlar da müşterim” diyerek kısa bir<br />

açıklama yapardı. Elime yine, üstü kapalı bir şekilde de olsa, işinin ne olduğunu sorma fırsatı geçmişti<br />

ama terbiyem, bir insanı, eğer istemiyorsa kendisine ait özel şeyleri söylemesi için zorlamama müsaade<br />

etmedi. İşinin ne olduğunu bana söylememesi için haklı birtakım nedenleri olduğunu düşündüm ama, çok<br />

geçmeden yeri geldiği bir sırada, ağzındaki baklayı çıkarttı.<br />

4 Marttı, hatırlamam için iyi bir nedenim var, o sabah her zamankinden daha erken kalkmış ve <strong>Sherlock</strong><br />

<strong>Holmes</strong>’u hâlâ kahvaltısını yaparken yakalamıştım. Ev sahibesi, geç kalkma huyumu çok iyi bildiğinden<br />

dolayı, sofrada, benim için kahvaltı hazırlanmamıştı. Anlamsız bir huysuzlukla zili çaldım ve ters bir<br />

şekilde kahvaltıya hazır olduğumu söyledim. Sonra, zaman geçirmek için masadan bir gazete aldım, bu<br />

sırada, arkadaşım, tostunu kıtır kıtır yiyordu. Gazetedeki makalelerden birinin başlığı kalemle çizilerek<br />

işaretlenmişti. Doğal olarak, göz gezdirmeye başladım.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!