23.04.2017 Views

Arthur-Conan-Doyle-Sherlock-Holmes-Kızıl-Soruşturma

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

enim için çok fazla. Parayı kaybetmek istemiyordum. Her şeyin iyi olması için gayret ettim. Ama bu<br />

sonuncusu canıma tak etti ve ondan gitmesini istedim. Gidişinin nedeni buydu.’<br />

‘Sonra?’<br />

‘Onun arabayla uzaklaştığını görünce kalbim ferahladı. Oğlum o sıralar izindeydi ama ona bunlardan hiç<br />

bahsetmedim. Çünkü, oğlumun çok sert bir mizacı vardır ve kız kardeşini de çok sever. Eğer, olanları<br />

kendisine anlatsaydım, olay çıkarabilirdi. Dediğim gibi, onların arkasından kapıyı kapadığımda<br />

üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Fakat, erken sevinmiştim. Çünkü daha bir saat geçmeden kapının zili<br />

çaldı ve Bay Drebber’ın geri döndüğünü gördüm. Çok heyecanlıydı ve içkiyi fazla kaçırdığından dolayı,<br />

her zamankinden daha beter olmuştu. Kızımla oturduğum odaya zorla girdi ve trenini kaçırdığıyla ilgili<br />

anlamsız sözler söyledi. Sonra Alice’e dönüp, ona gözümün önünde kendisiyle gelmesini teklif etti. ‘Sen<br />

istediğin gibi davranacak yaştasın,’ dedi, ‘ve seni durduracak hiçbir yasa yok. Bir kenarda yeterince<br />

param da var. Bu yaşlı kadını hiç düşünme bile, benimle gel, seninle uzaklara gidelim. Seni bir prenses<br />

gibi yaşatırım.’ Zavallı Alice, o kadar çok korkmuştu ki ondan geri çekildi ama, o kötü adam kızımı<br />

bileklerinden yakaladı ve kapıya doğru sürüklemeye çalıştı. Çığlık attım, o anda oğlum <strong>Arthur</strong> odaya<br />

girdi. Sonradan olanları ben de bilmiyorum. Küfürler ve itiş kakış sesleri duydum. Başımı<br />

kaldıramayacak kadar korkmuştum. Ama başımı kaldırdığımda <strong>Arthur</strong>’un elinde bir sopa vardı ve neşeli<br />

neşeli güldüğünü gördüm. ‘O ahlâksız adamın bizi bir daha rahatsız edeceğini sanmıyorum,’ dedi.<br />

‘Arkasından gidip ne yaptığını göreceğim.’ Bu sözleri söyledikten sonra şapkasını aldı ve sokaktan aşağı<br />

doğru yürümeye başladı. Ertesi sabah, Bay Drebber’ın, esrarengiz ölümünü duyduk.’<br />

“Bu açıklamayı sık sık nefes nefese kalan ve duraksayan Bayan Charpentier’in kendi ağzından duydum.<br />

Bazen öyle kısık sesle konuşuyordu ki, ne dediğini zor anlıyordum. Yine de olası bir hataya yer vermemek<br />

için, anlattıklarını kısa kısa not ettim.”<br />

“Oldukça heyecan verici,” dedi <strong>Sherlock</strong> <strong>Holmes</strong>, esneyerek. “Sonra ne oldu?”<br />

“Bayan Charpentier duraksayınca,” diye sözlerine devam etti dedektif, “Tüm dâvânın bir noktaya<br />

dayandığını gördüm. Kadınları etkilediğini düşündüğüm bir şekilde gözlerimi ona dikerek oğlunun saat<br />

kaçta döndüğünü sordum.”<br />

“Bilmiyorum,” diye cevapladı.<br />

“Bilmiyor musunuz?”<br />

“Hayır, anahtarı var, o yüzden eve kendi girmiş.”<br />

“Siz yattıktan sonra mı?”<br />

“Evet.”<br />

“Saat kaçta yattınız?”<br />

“On bir gibi.”<br />

“Öyleyse oğlunuz gideli en az iki saat mi oluyordu?”<br />

“Evet.”<br />

“Belki de dört beş saat.”<br />

“Belki.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!