23.04.2017 Views

Arthur-Conan-Doyle-Sherlock-Holmes-Kızıl-Soruşturma

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

görülüyordu. İşte bu yüzden herkes birbirinden korkuyor ve yüreğindekilerin hiçbirini dile getiremiyordu.<br />

* * *<br />

Güzel bir sabah, John Ferrier buğday tarlalarına gitmek için yola koyulacaktı ki, dış yani bahçe<br />

kapısının mandalının tıkırtısını duydu. Kapının mandalını açanın kim olduğunu anlamak için pencereden<br />

bakmasıyla orta yaşlı, iri yarı bir adamın patikadan geldiğini gördü. Yüreği ağzına geldi çünkü gelen,<br />

liderleri Peter Young’un ta kendisiydi. Tüm benliğini korku sardı çünkü, böyle bir ziyaretin kendisi için<br />

pek hayırlı olmayacağını biliyordu - Ferrier, Mormon liderini karşılamak için kapıya koştu. Young,<br />

Ferrier’in selâmlarını soğuk bir şekilde karşıladı ve yüzünde ciddi bir ifadeyle oturma odasına kadar<br />

Ferrier’i takip etti.<br />

Kendine bir sandalye alıp çiftçiye sert bir ifadeyle, açık renk kirpiklerinin altından bakarak, “Ferrier<br />

Kardeş” dedi, “Gerçek inananlar, seninle iyi dost oldular. Seni çölde açlıktan ölürken yanımıza aldık,<br />

seninle yemeğimizi paylaşıp Seçilmiş vadiye sağ salim varmanı sağlayarak sana topraklarımızdan iyi bir<br />

pay verdik ve bizim korumamız altında servetinin genişlemesine izin verdik. Öyle değil mi?”<br />

“Öyle,” diye cevapladı John Ferrier.<br />

“Tüm bunlara karşılık, senden tek bir isteğimiz vardı: o da, gerçek inancı benimsemen ve bu inancın<br />

gerektirdiklerine her anlamda ayak uydurman. İsteğimizi yerine getireceğine söz verdin ama hakkında<br />

söylenenler doğruysa, sen dininin gereklerini ihmâl ediyormuşsun.”<br />

“Peki inancımı nasıl ihmâl ediyormuşum?” diye sordu Ferrier, itiraz edercesine ellerini havaya<br />

kaldırarak. “Ortak bütçeye para mı ayırmadım? Tapınaktaki ayinlere mi katılmadım? Yoksa - ?”<br />

“Karıların nerede?” diye sordu Young, çevresine bakınarak. “Çağır da onlara bir merhaba diyeyim.”<br />

“Evlenmediğim doğru,” dedi Ferrier. “Ama çok az kadın vardı ve evlenmek için benden daha haklı<br />

sebepleri olan birçok erkek vardı. Yalnız bir adam değilim: İsteklerime karşılık veren bir kızım var.”<br />

“Seninle konuşmak istememin sebebi de kızın,” dedi Mormon’ların lideri. “Kızın, adeta bir Utah Çiçeği<br />

olup çıktı ve bu topraklarda, yüksek bir konuma sahip pek çok insanın gözüne girdi.”<br />

John Ferrier içinden bir ah çekti.<br />

“Kızın hakkında inanmak istemeyeceğim haberler duydum - bir maceraya gönlünü kaptırdığı yolunda<br />

haberler. Sanırım bunlar, çok konuşan insanların uydurması olmalı. Azizlik mertebesine ermiş Joseph<br />

Smith’in kanunundaki on üçüncü kural nedir? ‘İnancı gerçek her genç kızın, seçilmişlerden biriyle<br />

evlenmesi gerekir, eğer kız bir yabancıyla evlenirse, büyük bir günah işlemiş olur.’ Durum böyleyken,<br />

kızın bu kuralı çiğnerse, kurala uyulmasını sağlamadığın için, cezalandırılman kaçınılmazdır.”<br />

John Ferrier, hiç cevap vermedi, kamçısıyla sinirli bir şekilde oynuyordu.<br />

“Bu noktadan yola çıkarak, tüm inancın sınanacak - Kutsal Dörtlü Meclisinin kararı budur. Kız, genç<br />

olduğundan, ne saçı başı ağarmış biriyle evlenmesine izin veririz ne de onu seçme hakkından mahrum<br />

bırakırız. Yaşlıların doğurmamış birçok genç karısı var ama gençlerimizin de kendilerine eş bulması<br />

gerek. Stangerson’un bir oğlu var, Drebber’ın da bir oğlu var ve ikisi de kızını evlerine memnuniyetle<br />

gelin olarak kabul ederler. Bırakalım da kızın, ikisinden birini kendine eş seçsin. Özellikle yakışıklı ve<br />

zenginler, ayrıca inançları da sağlam. Buna ne dersin?”<br />

Ferrier bir müddet, kaşları çatık bir halde sessiz kaldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!