02.12.2016 Views

GT1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bosphorus Grill’in açıldığı gün olması nedeniyle, odama gidip hazırlandıktan<br />

sonra yeniden aşağı inerek restoranda ayrılmış masama<br />

geçiyorum. Boğaz şeridinde, denizin bu kadar yakınında olduğunuz<br />

nadir noktalardan birindeyim. Boğaz köprüsünden Tarihi Yarımada’ya<br />

ve Kız Kulesi’ne müthiş bir manzarayı ve ışıklarını doyasıya<br />

izleme imkanı sunuyor, restoran. Envai çeşit meze, zeytinyağlılar,<br />

deniz mahsülleri ve ızgara etlerden oluşan açık büfede gezindikten<br />

sonra siparişimi masadan veriyorum. Şaraplar konusunda oldukça<br />

bilgili garsonumun önerdiklerinin arasından seçim yapıyorum. Bir de<br />

öğreniyorum ki, konuklar yemekten sonra restoranın iskelesinden<br />

tekneye binerek istedikleri mekana taşınabiliyorlar. İstanbul’un gece<br />

ışıkları yanmaya başladığında, büyüleyici bir atmosferin ve lezzetli<br />

yemeklerin etkisiyle doymanın ötesinde bir haz, yaşadığım.<br />

Karşımda Boğaz manzarasıyla yine harika ve güneşli bir güne uyanıyorum.<br />

Sabah kahvaltısı, otelin Laledan restoranında açık büfeyle<br />

başlıyor. Öylesine zengin bir menüye sahip ki, tıka basa yememek<br />

elde değil. Kendimi dizginlemeye çalışarak, öğle yemeğine de yer<br />

ayırma gayretiyle en beğendiklerimden bir tabak hazırlıyorum. Çırağan’ın<br />

olağanüstü ve dingin bir peyzajı var. Terasta, bu alabildiğine<br />

geniş bahçelerine dalıp giderken kahvemi yudumluyorum. Sıra, havuz<br />

ve güneşlenmeye gelmeli; böyle güzel bir gün kaçmaz!<br />

Güneşe, gökyüzüne ve yüzmeye doyduktan sonra sarayın hamamındaki<br />

randevuma yetişiyorum. Otelin güleryüzlü ve ilgili personelinin<br />

karşıladığı Spa’da ilk iş: Buhar odası ve saunada toksinlerden kurtulmak.<br />

Daha sonra, hamamın korktuğumun aksine ılık ve loş ortamında<br />

kurnanın üzerine alınıyorum. Havluların üzerine uzandıktan<br />

sonra, kese faslı başlıyor. Sertlik derecesini size göre ayarladıkları bu<br />

ölü deriyi arındırma safhasını köpüklü masaj takip ediyor. Belki, birçok<br />

hamamda benzer bir prosedür uygulanıyor olabilir ama burada<br />

Çırağan’ın imzası olan ‘zeytinyağlı ve ballı’ karışım devreye giriyor.<br />

Yumuşacık köpüklerden bir yorganın üzerinize serilerek masaj olurken<br />

kendinizi bir saatliğine sultan gibi hissetmemek mümkün değil.<br />

Bütün bir yılın ve çalışmanın yorgunluğunu atmanın daha ideal bir<br />

yolu olabilir mi, bilemiyorum. Durulama ve dinlenmenin ardından<br />

ne yazık ki bu güzel rüyadan uyanıp gerçek dünyaya dönüyorum.<br />

Burada, Çırağan Sarayı’nı gezerken hayran olduğum tarihi hamamından<br />

da biraz bahsetmem gerek. Yapımına 16. yüzyılın sonlarına doğru<br />

başlanan saray, aslında o zamanların amirali Kılıç Ali Paşa’nın yalısı<br />

olarak düşünülmüş ve ahşaptan inşa edilmiş. İlerleyen zamanlarda,<br />

defalarca yıkılıp yeniden yapılan saray son haline 19. yüzyılda Sultan<br />

Abdülaziz’in isteğiyle gelmiş. Öğrendiğime göre, birçok farklı mimari<br />

tarzı barındırması da bundan kaynaklanıyor. Ancak, ne yazık ki<br />

1910’daki yangında mermer duvarları ve sütunları haricinde kurtulan<br />

yalnızca ‘Türk Hamamı’ olmuş. Günümüzde çok özel bir ortama sahip<br />

bu hamam, işlevini etkinlikler için koruyor. Bunların arasında; nikah<br />

142 Özel Haber

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!