BUĞDAY İLE KOYUN GERİSİ OYUNHayvanların içeriye kapatılıp önlerine yem konularak beslenmesihayvan y<strong>et</strong>iştiriciliği değildir. Türkiye ekolojisine ve beslenmekültürüne uygun olan koyun ve keçi y<strong>et</strong>iştiriciliğine dönülmesi gerekir.Beslenmekültürümüz farklıdır.Biz kahvaltıdapeynir yeriz. AvrupalıyemezOsmanlı döneminde atların, Cumhuriy<strong>et</strong>döneminde ise sığırcılığın ıslahına yönelikdaha fazla çaba harcandı. Koyun ve keçicilerinıslahı her iki dönemde de göz ardı edildi. OysaTürkiye’deki otlar genel olarak kısa boyludur. Koyunve keçi y<strong>et</strong>iştiriciliğine elverişlidir. Koyunlarotları dişleriyle kestiği için kısa ot ister, sığırlardişleriyle değil dilleriyle keserler. Bunun için otlarınyüksek boylu olması gerekir. Avrupa çok yağışaldığı için otların boyu yüksektir, sığır y<strong>et</strong>iştiriciliğineuygundur. Koyun ve keçiye değil.Beslenme kültürlerimiz Avrupalılardan farklıdır.Bizler kahvaltıda peynir yeriz. Avrupalı yemez.Bizler sütü, süt olarak içmeyiz. Ayran, yoğurt vepeynire dönüştürerek, yeriz. Avrupalı sütü dahaçok süt olarak içer.Tarımda uygulanan yanlış politikalardanbitkisel ür<strong>et</strong>im gibi hayvan y<strong>et</strong>iştiriciliği denasibini aldı. Hayvan y<strong>et</strong>iştiriciliğinde koyunve keçi yerine sığırın desteklenmesi koyun vekeçi varlığını azalttı. Koyun varlığı, 1980’de48 milyon 638 bin idi. 2011’de 25 milyon 032.1980’de Ankara keçisi sayısı 3 milyon 658 biniken 2011’de 151 bine kadar düştü. Kıl keçisi,1980’de 15 milyon 385 bin iken, 2011’de 7 milyon126 bine geriledi (TÜİK, DİE).Türkiye’de iki tür keçi var. Bunlar, tiftiği içiny<strong>et</strong>iştirilen Ankara keçisi ile süt ve <strong>et</strong>i için y<strong>et</strong>iştirilenkıl keçileridir. Sayıları az da olsa Malta ve Kilisgibi bazı süt ırkı kıl keçiler <strong>hal</strong>en var. Ankara keçisiise dünyaya Orta Anadolu’dan yayılmış amaülkemizde nesli tükenmek üzere. Koyun ve keçivarlığının düşmesine paralel olarak süt ve <strong>et</strong> verimiiçindeki payı da değişti. Koyunların 1991’dekitoplam süt ür<strong>et</strong>imi içindeki payı yüzde 11 iken,keçinin yüzde 3,3 idi. 2011’e gelindiğinde koyununsüt ür<strong>et</strong>imindeki payı yüzde 5,9’a düştü. Keçininpayı yüzde 2,1’e geriledi (TÜİK). Koyun vekeçi süt, peynir ve tereyağı ile beslenme kültürümüzise koyun ve keçi sütündeki düşüşü oranındadeğişti.Politikaların koyun keçi yerine sığırdan yanauygulanması özgür mera hayvancılığını köstekledi.Kapalı alan fabrikasyon hayvan ür<strong>et</strong>iminegeçildi. Bu durumla birlikte meraların ölçeği küçüldü.Cumhuriy<strong>et</strong>in hemen ardından (1928’de)işlenen toplam tarım arazi miktarı 6,6 milyonhektar iken çayır mera varlığı 46 milyon hektardı.Yani 1928’de çayır mera alanı, işlenen toplamarazi miktarının yaklaşık 7 katıydı. Bu oran, aslındadoğanın o zamanlarda ne kadar daha yaşanılırolduğunu gösteren bir durumdur. Şimdilerdeişlenebilen tarım toprağı miktarı 20 milyon hektaraulaştı. 1928’de 46 milyon hektar olan çayırmera varlığı, 1975’lerdeki sayıma göre 21,8 milyonhektara, şimdilerde ise, 15 milyon hektarınaltına indi. Yitirilen çayır mera oranında ekolojikdenge bozuldu. Hayvanların sağlığı bozuldu, refahıgeriledi. Hayvansal ürünlerin, kalite, tat, lezz<strong>et</strong>ve besleyiciliği azaldı, sağlıksızlaştı.Söz <strong>et</strong>meden geçmemek gerekli ki; geviş g<strong>et</strong>irenhayvanların küresel ısınmaya neden olduğubilgisi yaygın biçimde kullanılıyor ve kamuoyunayanlış bilgi veriliyor. Ev<strong>et</strong>, inekler karbondioksitten25 kat daha zararlı olan m<strong>et</strong>an gazını geğirirler.Ancak özgür hayvanlar meralara yaptıklarıBaşTürkiye‘deki hayvan varlığı, milyonTÜİK50Sığır Manda Koyun Keçi4030201001980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 201330ET ATLASI
katkı ile bunu tolere ederler. İnekler başta olmaküzere tüm geviş g<strong>et</strong>iren özgür hayvanlar, gezegeniısıtmaz soğuturlar. Aslında gezegenimizin kırsalbahçıvanlarıdır onlar. Özgür inekler ve diğergeviş g<strong>et</strong>irenler toprağa bıraktıkları dışkılarıylatoprağın verimini arttırırlar. Verimli <strong>hal</strong>e dönüşenotlaklar daha fazla karbondioksit depolar.Topraktaki her bir ton humus, atmosferden 1,8ton karbondioksit emer. Kürenin ısınmasını engeller.Merada özgür otlayan hayvanlar, otladığıyere gübrelerini bırakır ve bıraktıkları gübrelerotları geliştirir, sağlıklı kılar. Toprağı korur; yağışve rüzgâr erozyonunu engeller.Endüstriyel hayvancılıkta ise inekler doğadagezinmez, otlamaz ve beslendikleri kapalı alanlaraatıklarını bırakırlar. Hayvanlar kapalı alanlardakendisine besin verildiğinde kendi besininiür<strong>et</strong>ebilme y<strong>et</strong>eneğini kullanması engellendiğigibi kötürümleştirilmiş ve bakıma muhtaç <strong>hal</strong>eg<strong>et</strong>irilmiş olur. Sorun buradadır. Kısacası küreyiısıtan özgür inekler değil, endüstriyel hayvancılıktır.Dünyadaki küçük aile çiftçilerinin küresel örgütüLa Via Campesina üyesi olan Türkiye ÇiftçiSendikaları Konfederasyonu hayvanların içeriyekapatılıp, önlerine yem konularak beslenmesinihayvan y<strong>et</strong>iştiriciliği olarak görmüyor. Konfederasyonayrıca Türkiye’nin ekolojisine ve Türkiye’dekibeslenme kültürüne uygun olan koyunve keçi y<strong>et</strong>iştiriciliğine dönülmesini savunuyor.Türkiye’de kullanılan bir deyimde olduğu gibi“Buğday ile koyun gerisi oyun!” diyor.Yitirilen meraoranında ekolojikdenge bozuldu.Hayvansal ürünlerinbesleyiciliği azaldıBölüm 2EKOLOJİSayfa 31–51ET ATLASI31