ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
38<br />
Hem tüketici hem de yatırımcı güveninin henüz sağlanmadığı görülmektedir. Bankacılık sisteminin istikrarı,<br />
kamu finansmanı ve Ruple’nin değeri gibi konular petrol fiyatlarındaki ani değişimle birlikte ters yönlü olarak<br />
etkilenebilir. Küresel şartların beklenenden daha iyi gelişmesi durumunda ise Rusya’nın kriz öncesi varlık düzeyine<br />
ulaşması da gayet mümkün gözükmektedir.<br />
Kutu 1: Avrasya ve Küresel Değişmeler<br />
400 milyon’dan fazla nüfusu olan, bölgesel milli gelirin 1.6 trilyon dolar ve dış ticaret hacminin 1.2 trilyon dolar<br />
olduğu Avrasya önümüzdeki yıllarda daha da fazla öneminden bahsettirecektir. 2050 yılında dünya toplam milli gelirinin<br />
yüzde 60’ının bu bölgede üretileceği ve dünya nüfusunun üçte ikisinin ise bu bölgede yaşayayacağı öngörülmektedir.<br />
Avrasya ülkeleri arasında ortaya çıkacak ortak bir ticaret alanı, ortak Pazar ve gümrük birliği oluşumu ile bölgedeki<br />
ülkelerin kendi para birimlerini kullanabilmeleri bu pazarın gelişmesine de yardımcı olacaktır.<br />
AB, mevcut yapısı ile standartları belirli olup daha zengin bir yapı sergilemektedir. Yüksek nüfuslu ve fakir olan diğer<br />
ülkelerin kapıları bir anlamda AB’ye kapalı kalmaya devam edecektir. Bu nedenle, AB’ye giremeyecek olan ülkelerin de<br />
kendi bölgelerinde benzer oluşumlar oluşturmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır.<br />
Son yıllardaki gelişmelere baktığımızda Avrasya’da büyük bir paylaşım savaşı kendini göstermektedir. Hazar ve<br />
Orta Asya, her türlü küresel projelerde (enerji, ulaşım vs.) yer almaktadır. Rusya toparlanmakta, Çin ekonomik, siyasi ve<br />
askeri bir güç olarak varlığını arttırmaktadır. Hindistan ise nüfusu ve üretimi ile yükselen bir güç olarak ortaya çıkmakta<br />
Afganistan-Pakistan ise bölgenin mevcut kaos noktası olmaktadır.<br />
Türkiye’nin de uluslararası siyasetteki açılımları ile paralel olarak düşünüldüğünde bu bölgelerin şimdiye kadar<br />
ihmal edildiğini ancak yeni dönemde bu bölgelere de gereken önemin verileceğini söyleyebiliriz. Bu bölgedeki ülkelerin<br />
her ne kadar kendi stratejileri olmuş olsa da mevcut küresel etkileşim ortamında kendi refahlarını tek başlarına tayin etme<br />
imkanları bulunmamaktadır.<br />
TÜRKİYE <strong>EKONOMİ</strong>Sİ 2010