ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
53<br />
2008-2009 yıllarında turizm gelirine aylar itibariyle bakıldığında, 2009 yılının bazı aylarında önceki yıla göre<br />
düşüş olduğu görülmektedir.<br />
3.1.4 Bazı Alt Sektörler<br />
Madencilik ve Metal<br />
Ülkemiz maden kaynakları itibariyle kendi kendine yeterli olan ülkeler arasında yer almakta ve altmışın<br />
üzerinde farklı maden ve mineral üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu konuda tarihsel anlamdaki gelişmeler 1923<br />
İktisat Kongresi’ne kadar gitmekle birlikte sonraki gelişmelerin yetersizliği şu andaki halimizden anlaşılabilmektedir.<br />
Gelişmiş sanayi ülkelerinde milli gelir içinde madenciliğin payı yüzde 4-10 arasında iken ülkemizde bu oran yüzde<br />
1.2 civarındadır.<br />
Sektöre baktığımızda yirmi dolayında yabancı ortaklı yerli firma ve yaklaşık dört bin adet işletme faaliyet<br />
göstermektedir. 34 bin 883 arama, 8 bin 568 işletme olmak üzere toplam 43 bin 451 maden ruhsatı işlem görmektedir.<br />
MİGEM tarafından verilen izin ile özel sektörün de yeraltı madenlerini ekonomiye kazandırması için ön işletme<br />
ve işletme ruhsatı alması kabul edilmiş, bu anlamda 71 ilde 5 bin 576 maden sahası için ihaleler açılmıştır. Özel<br />
sektöre devredilecek arazi ile birlikte birçokmadenin üretimi de söz konusu olabilecektir. Devlet, mermer, maden<br />
kömürü, elmas, yakut, uranyum, toryum, altın, kurşun, demir gibi madenlerle birlikte bor maden sahalarında da<br />
arama ve işletme hakkını özel sektöre verecek, bu şekilde atıl duran sahalar özel sektör eliyle işletilecek, ekonomiye<br />
katma değer sağlanmasına çalışılacaktır.<br />
Ülkemiz dünya piyasalarında bor, feldispat ve manyezit üretiminde üst sıralarda yer almaktadır.<br />
Madencilik üretiminin önünde sadece mevzuat, politik ve rekabet engelleri değil, aynı zamanda çevre<br />
düşmanlığı şeklinde lanse edilen psikolojik engeller de yer almaktadır. Bir yandan otomobil üretelim derken<br />
öte yandan 1200 kg’lık bir otomobil üretmek için lazım olan 5 ton mineral maddenin de doğadan sökülüp alınması<br />
gerektiğini bilmemiz gerekmektedir.<br />
Ülkemizde maden aramalarının ancak yüzde 30’u gerçekleştirilmiştir. Yani yüzde 70 itibariyle ülkemiz<br />
maden potansiyeli noktasında bakir/belirsiz durumdadır. Avrupa ülkelerinde varlığını ortaya çıkarmamış bir<br />
ülke bulunmamakta, her ülke hangi varlığa sahip olduğunu bilmekte ve buna göre bir program yapmaktadır.<br />
Ülkemizin en önemli kaynaklarından biri olan bor’daki rekabet gücümüz ilk ürün maliyetlerinin<br />
düşüklüğünden kaynaklanmaktadır. Başka ülkelere göre üç misli daha ucuz bor maden maliyetimiz bulunmaktadır.<br />
Ancak, daha çok hammadde olarak satımı yapılan bor yerine, bora dayalı kimyasal madde üretimine veya nihai<br />
madde üretimine geçilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde madenlerin de ikame yöntemleri söz konusu olabilmektedir.<br />
Ülkemizde toryum vb. gibi varlığı bile ispatlanmamış bazı madenlerden bahsedilmekte (neptünyum, ostinyum)<br />
, bir tür internet efsanesi olarak varolmayan başka madenler de ifade edilmektedir. Belki bu söylentilerin arkasında<br />
bu soruların gerçek muhatabının kim olduğunun bilinmemesi de rol oynamaktadır.<br />
Maden üretiminde küresel şirketlerin kendilerine yâr olmayan madenlerin çıkarılmasını engelledikleri yönünde<br />
manipülatif hareketler yaptıkları bilinmektedir. Ya ilgili rezervleri kendileri ele geçirmeyi ya da çıkarılmasını<br />
engellemeyi tercih edebilirler. Ülkemizde bu anlamda bir madencilik bilinci hem halk, hem üretici hem de kamu<br />
kesiminde gerekmektedir. Madencilik zararlı diyerek üretimi engellemek ne kadar yanlış ise bu işi herkese vermekde<br />
o kadar yanlıştır. Madenlerin neticede kıt kaynaklar olduğu ve hem zaman hem miktar itibariyle en optimum<br />
kullanımının neticede kamu tarafından tespit edilebileceğinin kabul edilmesi ve buna göre gereken politikaların<br />
oluşturulması en akılcı yöntem olacaktır.<br />
Madencilik sektörünün yaşadığı sorunların başında bazı mevzuat engelleri yer almaktadır. Madenciliğin uzun<br />
soluklu bir iş olduğu ve yatırımların belki 20 sene sonra getirisinin alınacağı düşünülürse kamusal koordinasyonla<br />
kararlar alınmalı ve olumlu düzenlemeler olumsuz hale getirilmemelidir. Kaypak bir zeminde bu kadar uzun süreli<br />
yatırımların gerçekleştirilmesi de tabii olarak mümkün olmayacaktır.<br />
Son yıllardaki ihracat atağımızdan madencilik kesimi de payını almış ve maden ihracatımız 2004 yılında 1.3<br />
TÜRKİYE <strong>EKONOMİ</strong>Sİ 2010