41 Küresel anlamda devam eden diğer önemli hususlar arasında Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmaları gelmektedir. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Anlaşmaları günümüzdeki uluslararası ticaretin temel yasalarını oluşturmakta olup ülkeler açısından bağlayıcılık arz etmektedir. GATT’ın yerini alan DTÖ’nün alanları da genişletilmiş ve malların ticaretine ek olarak hizmetlerin ve fikri mülkiyet haklarının da ticareti DTÖ ile gündeme gelmiştir. Her yıl Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu’na bu yıl ülkemizden TCMB govarnörü dışında üst düzey bir katılım olmamıştır. Buna rağmen ülkemiz hem uyguladığı bazı politikaların örnek gösterilmesi hem de katılan diğer ülkelerin olumlu şekilde zikretmeleri ile katılmış kadar olmuştur. Davos sırasında açıklanan Küresel Risk Raporu’na göre, 2010 yılındaki küresel riskler daha önceki krizlerde etkili olan varlık fiyatlarının daha da düşmesi, dünyanın büyüme motoru Çin’in büyümesinin yavaşlaması (özellikle büyüme oranının yüzde 6’nın altına inmesi), ortaya çıkabilecek mali krizler, kronik hastalıklar olarak sıralanmıştır. Yani 2010 yılı da yine kriz korkusu ile geçecek bir yıl olacaktır. 27-29 Ocak tarihlerindeki Forum toplantılarında finansal kriz ve sonuçları, bu sonuçlar bağlamında alınması gereken dersler üzerinde de tartışmalar yapılmıştır. Netice olarak sistemin yeniden gözden geçirilmesi ve sadece kişisel gelir dağılımı değil, ülkeler arasında da sağlıklı bir gelir dağılımını sağlayacak bir sistem inşası gerektiği ifade edilmiştir. Özellikle devletlerin aldığı önlemlerin uzun vadeli etkileri, finansal sistem ile ilgili küresel düzenlemeler, bunların kimler tarafından geliştirileceği ve uygulanacağı en ciddi sorular olarak ortaya çıkmaktadır. Kutu 3: Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmaları GATT (General Agreement on Tariffs and Trade, Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması) 1947 yılında imzalanmıştır. 28 ülkenin imzaladığı bu anlaşma 1 Ocak 1948’de yürürlüğe girmiş ve kuralları 1 Ocak 1995 yılında DTÖ’nün kurulmasına kadar geçerliliğini korumuştur. Seksenli yılların başları hariç tutulursa bahsedilen dönemde dünya ticareti devamlı olarak artış göstermiştir. DTÖ kuruluncaya kadar GATT Anlaşması çerçevesinde yapılan müzakerelere “round” adı verilmiş ve her bir roundda bazı kararlar alınmıştır. 1964-1967 yılları arasında yapılan Kennedy Round’a katılan 62 ülke anti damping önlemleri konularında anlaşmaya varmış ve GATT kapsamı buna göre genişletilmiştir. 1986-1994 yılları arasında 123 ülkenin de katılımı ile Cenova’da Uruguay Round gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılarda mal ticaretinin kapsamının genişletilmesine ek olarak hizmet sektörü ve fikri mülkiyet hakları konusunda çok taraflı iki anlaşma imzalanmış, taraf ülkeler anlaşamaz ise bu anlaşmazlıkların nasıl halledileceği ve ticari anlaşmazlıklardaki hukuk ve usul koşullarının şeffaflığına yönelik mekanizmalar getirilmiştir. Uruguay Roundu neticesi oluşan yeni kararlar için GATT 94 adı verilmiş ve bu şekilde 1947’deki GATT’tan ayrılmıştır. Ancak, DTÖ yeni gelişmelerle GATT’ın yerini almış ve bu anlaşma DTÖ içindeki 60’a yakın anlaşmanın bir parçası olmuştur. DTÖ ise 153 ülkenin üye olduğu serbest ticareti geliştirmeye çalışan bir örgüt olarak kabul edilmektedir. Anlaşmazlıklarda sorunlar çözülmekte ve ilgili ticari kurallar uygulanmaktadır. DTÖ’nün gündeminde 2001 yılında başlayan Doha Kalkınma Gündemi bulunmaktadır. DTÖ’nün detaylara inilmeksizin temel prensiplerine baktığımızda, ayrımcılık yapılmama, ulusal muamele, ticaret ortamının serbestleştirilmesi, iş ortamının öngörülebilir hale getirilmesi, rekabetin teşviki, kalkınma ve ekonomik reform teşviki ilkeleri sayılabilir. DTÖ sisteminin işleyişine baktığımızda Çerçeve DTÖ Anlaşması ile birlikte GATT, GATS, TRIPS, Anlaşmazlıkların Halli ve Ticaret Politikası Değerlendirmeleri yer almaktadır. Küresel düzeydeki gelişmelere baktığımızda DTÖ’nün kurulduğu 1995 yılından bugüne sanayi ürünlerinin tarifelerinde yüzde 6’dan yüzde 40’a varan indirimler, gümrük vergisi muafiyetleri (yüzde 20’lerden yüzde 41’lere) sağlanmıştır. GATT 47 ile birlikte tarım ürünlerinin ticareti de kapsama alınmış ancak bazı eksik hususlar nedeni ile sübvansiyon ve ithalat kotası gibi tarife dışı engeller kullanılmış ve tarım ürünleri ticareti bundan zarar görmüştür. Uruguay Raund ile birlikte bir Tarım Anlaşması imzalanarak bu eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır. Bu anlaşma ile piyasaya giriş, ulusal destekler ve ihracat teşvikleri kapsama alınmıştır. DTÖ kurulduktan sonra tekstil ve giyim sektörü de “Tekstil ve Giyim Anlaşması” ile GATT 94 kurallarına bağlanmıştır. Bu şekilde gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere uyguladığı kotalar son bulma dönemine girmiştir. 2004 yılına gelindiğinde tüm ülkeler bu alandaki kotaları kaldırdığı için anlaşma amacına ulaşmıştır. GATS, hizmet ticareti genel anlaşması iken TRIPS ile fikri mülkiyet hakları uluslararası sisteme entegre edilmiştir. Telif hakları, ticari markalar, patentler, entegre devre tasarımları ve diğer başlıklarda birçok düzenleme getirilmiştir. Tarife dışı engeller, şeffaflık, ticaret politikalarının değerlendirilmesi ve anlaşmazlıkların hallini de içeren bu DTÖ sistemi ile küresel anlamda bir düzen oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bütün bunlara rağmen ticaretin yeni gerekleri olarak Doha Kalkınma Gündemindeki müzakereler devam etmektedir. Hatta bunlara ek olarak e-ticaret, istihdam standartları ve bölgeselleşme gibi yeni konular da gündeme gelmektedir. TÜRKİYE <strong>EKONOMİ</strong>Sİ 2010
42 Küresel düzeyde önemli olan konulardan bir diğeri ise hem kendi coğrafyamızdaki hem de diğer coğrafyalardaki milletlerarası anlaşmazlıklar ve savaş riskleri sayılmaktadır. İki ülke arasındaki sorun bu ülkelerin arkasındaki diğer ülkeler arasında da sorun oluşmasına sebep olmakta bu ise hem insani hem de ticari anlamda olumsuz geri dönüşler yaşanmasına neden olmaktadır. Zaten kriz ortamında hem ülke içi hem de ülkeler arasında ciddi sorunlar yaşanırken bu sorunları savaş ve savaş çığırtkanlıkları ile beslemenin de bir anlamı bulunmamaktadır. TÜRKİYE <strong>EKONOMİ</strong>Sİ 2010