07.01.2013 Views

ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...

ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...

ASKON EKONOMİ RAPORLARI: 14 KÜRESEL KRİZDEN KIRILGAN ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

88<br />

Kamusal sermayeli mevduat bankalarında çalışanların yüzde 71’ini yüksek öğretim kurumlarını bitirmiş ve<br />

lisansüstü eğitim yapmış personel oluşturmaktadır. Bu oran, özel sermayeli mevduat bankalarında yüzde 80, yabancı<br />

bankalarda yüzde 72 ve kalkınma ve yatırım bankalarında ise yüzde 73 şeklindedir.<br />

Ekim-Aralık 2009 dönemi itibariyle bankacılık sektöründe çalışanların yüzde 50’si kadınlardan oluşmaktadır.<br />

Bu oran kamusal sermayeli mevduat bankalarında yüzde 39, özel sermayeli mevduat bankalarında yüzde 55, Fon<br />

bankasında yüzde 38, yabancı bankalarda yüzde 55, kalkınma ve yatırım bankalarında ise yüzde 32 düzeyindedir.<br />

BDDK verilerine bakıldığında bankacılık sektöründe 2009 yılında mevduat başta olmak üzere, bankalara<br />

borçlar, para piyasalarına borçlar ve repo yoluyla yaratılan kaynaklar; öncelikle menkul değerler portföyü olmak<br />

üzere, krediler ve bankalardan alacaklar kalemlerine plase edilmistir.<br />

Kutu 8: Bankacılık Kârları<br />

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, düzenlediği basın toplantısında, 31 Aralık<br />

2009 tarihi itibariyle bankacılık sisteminin aktif büyüklüğünün 834 milyar lira olduğunu belirterek bir yıllık dönemde<br />

aktiflerini yüzde <strong>14</strong> oranında artırdığını kaydetti.<br />

Kredilerdeki artış oranının yüzde 6,9 olduğunu ifade eden Bilgin, kredilerin toplam tutarının da yıl sonunda 393 milyar<br />

lira düzeyinde gerçekleştiğini söyledi. Bilgin, takipteki alacakların da bu dönemde yüzde 55,5 oranında arttığını ve brüt<br />

olarak <strong>14</strong> milyardan, 22 milyar liraya geldiğini ifade etti.<br />

Yukarıdaki açıklamalara baktığımızda en çarpıcı husus kredilerin yüzde 6.9 artması olmuştur. Bankaların mevduat<br />

toplayıp kredi plase ettiklerini düşündüğümüzde satışların kredi olduğu anlaşılacaktır. Yani bankalar para kazanmak<br />

için kredi satmak durumundadırlar. Kredi artışının yüzde 6.9 olduğu bir ortamda banka kârları nasıl yüzde 50’lere doğru<br />

gitmektedir? Çok kısa bir şekilde ifade edilecek olursa, bankalar vatandaşın vergileriyle ödediği kamu borçları üzerinden<br />

kazançlarını çoğaltmışlardır.<br />

Bankaların mevduat faizlerini artırmadan kredi faizlerini artırdıkları ve vadesi gelmeyen kredileri geri çağırarak birçok<br />

şirketi zor durumda bıraktıkları bir gerçektir. Bankaların içinde yaşadığı topluma karşı sosyal sorumlulukları<br />

bulunmaktadır. Bu sorumluluklar, sadece güzel günlerde değil kötü günlerde de artırarak yerine getirmelidirler.<br />

Bankalar 2008 yılına göre 2009 yılında çalışan sayısını 562 kişi azaltmış, 28 şubeyi de kapatmışlardır. Yani kârlar<br />

artırılmış, personel azalmış, şube sayısı azalmıştır. Bankacılık tabiri ile bu durum aslında “verimlilik artışı” ile ya<br />

da “elektronik bankacılık” , “şubesiz bankacılık” ile açıklanabilir. Bu açıklamaların samimiyeti iyileşen ekonomik<br />

ortamda daha da net ortaya çıkacaktır. 2010 ve sonrasında şartlar iyileştiğinde de bankaların yine gelişen teknoloji yardımı<br />

ile şube ve personel sayısını azaltması beklenmelidir. Eğer artış oluyorsa bu noktada soru işaretleri oluşacaktır. Buna ek<br />

olarak, her şey bir kenara bırakıldığında bankaların kriz döneminde işçi çıkarması işletmecilik ahlakına uymayacaktır.<br />

İşten çıkarılan kişilerin bankaya 5000 TL maliyeti olduğunu düşündüğümüzde yıllık personel maliyetine katkısı 33<br />

milyon TL olacaktır. 20 milyar TL kâr eden bir sektörün bu hususu da açıklaması gerekmektedir.<br />

Bankacılık sektörünün ve finansal hizmetler sektörünün ülke içindeki öneminin her kesim farkındadır. Ancak, küresel<br />

krizin varlığından ve riskinden kaçınmak için bu kadar korumacı olmanın ve bu kadar fazla kapanmanın sektörün ahlaki<br />

tutumunu zedelediği açıktır. Tabir yerinde ise dünya finans piyasaları kalp krizi geçirirken ülkemiz bankaları ise kalbi çok<br />

sağlam ama el ve ayaklarını gereksiz yere kesen bir işletme yönetimi sergilemektedir.<br />

Bu kriz ortamları için de BDDK’ya ek dersler düşmektedir. Bankacılık sektörü için nasıl bir sermaye yeterlilik sınırı<br />

gerekmekte ise, ülke ihtiyaçlarına gore bir tür üst sınır da konulabilmelidir.<br />

Bankacılık sektörünün aktif toplamı 2008 yıl sonuna göre yüzde 13,8 oranında artarak Aralık 2009 itibarıyla<br />

833,9 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemde sektörün kredileri yüzde 6,9 artarken, menkul değerler<br />

TÜRKİYE <strong>EKONOMİ</strong>Sİ 2010

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!