22.01.2013 Views

yorum-ilkeleri

yorum-ilkeleri

yorum-ilkeleri

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kemal Gözler, “Yorum Đlkeleri”, Kamu Hukukçuları Platformu Toplantısı, Ankara, 29.9.2012 55<br />

Türkiye’de hiçbir zaman türbanı yasaklayan bir kanun yürürlükte olmamıştır. Dolayısıyla<br />

türban Türkiye’de her zaman serbest idi. Ancak buna rağmen uygulama bu<br />

yolda değildi. Üniversite rektörlükleri şu ya da bu şekilde, değişik adlar altında, çoğunlukla<br />

fakülte binasının giriş kapısına astıkları bir “duyuru” ile üniversiteye türbanla<br />

girilmesini yasaklamışlardır.<br />

Rektörün bir kararıyla, bir duyuru ile bir temel hak ve hürriyet yasaklanamaz.<br />

Böyle bir yasak, kanunun yasaklamadığı her şey serbesttir ilkesine aykırıdır. Ne var<br />

ki, Türk Danıştayı bu tür “fiilî yasakları” hukuka aykırı görmemiştir.<br />

Bu dönemde, türban yasağının uygulama şekli hakkında da bir iki şey söylemek<br />

isteriz. Normal olarak bir hukuk devletinde bir yasağın ihlaline bir müeyyide bağlanır.<br />

Üniversitede öğrenciler için yasakların müeyyidesi ise Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinde<br />

hükme bağlanır. Dolayısıyla üniversiteye başörtüsüyle girmek yasak ise,<br />

bu yasağı ihlâl eden öğrenciler hakkında tutanak tutulması ve haklarında disiplin soruşturması<br />

açılması ve kendilerine disiplin cezası verilmesi gerekirdi. Bunu yapan<br />

üniversiteler veya fakülteler de olmuştur. Bu dönemde başörtüsü takan öğrencilere disiplin<br />

cezası verilmesine yönelik pek çok örnek vardır. Ancak çoğunlukla, özellikle<br />

taşra üniversitelerinde, başörtüsü yasağı, böyle bir disiplin soruşturması süreci işletilmeden,<br />

doğrudan doğruya başörtülü öğrencilerin üniversiteye girmesine engel<br />

olunmak suretiyle uygulanmıştır. Pratikte bu üniversitelerde başörtüsü yasağı, görevlilerin<br />

kapıda durup başörtülü öğrencilerin binanın içine girmelerine engel olmaları<br />

şeklinde uygulanmıştır. Hatta bazı üniversitelerde kampüsün girişinde belediye otobüsü<br />

ve dolmuşları durdurup başörtülü kız öğrencileri otobüs veya dolmuştan indirildiğine<br />

şahit olunmuştur. Bu uygulama, tamamıyla hukuka aykırıydı. Öğrencilerin eğitim<br />

hürriyetini ortadan kaldırır nitelikteydi. Binanın içine her nasılsa girmiş öğrenciler<br />

de bazen binanın dışına şu ya da bu şekilde, çoğunlukla da öğrenciyle tartışılarak<br />

dışarı çıkarılmaktaydı. Bu uygulama sadece hukuka aykırı değil, ceza hukuku açısından<br />

suç teşkil eden bir uygulamaydı.<br />

Yukarıda açıklandığı gibi Türkiye’de türbanı yasaklayan bir kanun hükmü ve hatta<br />

bir yönetmelik hükmü yoktur. Dolayısıyla türban yasak değildir. Ancak her ne<br />

hikmetse türbanın yasak olduğu varsayılıp, türbana serbestlik tanımak için Türkiye’de<br />

9 Şubat 2008 tarih ve 5735 sayılı Kanunla Anayasa değişikliği yapılmıştır. Söz konusu<br />

Kanunla 1982 Anayasasının eşitlik ilkesinin düzenlendiği 10’uncu maddesinin son<br />

fıkrasının “bütün işlemlerinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve her türlü kamu<br />

hizmetlerinden yararlanılmasında” ibaresi eklenmiştir. Ancak 5735 sayılı Kanun<br />

Anayasa Mahkemesinin 5 Haziran 2008 tarihli ve E.2008/16, K.2008/116 sayılı kararı<br />

ile iptal edilmiştir. Yine aynı Kanunla Anayasanın 42’nci maddesine, altıncı fıkra-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!