13.07.2015 Views

Download (1339Kb) - Suleyman Demirel University Research ...

Download (1339Kb) - Suleyman Demirel University Research ...

Download (1339Kb) - Suleyman Demirel University Research ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilkelerine bağlı olarak düzenlendiği adil çalışma toplumları ortaya koyma çabası içindeoldular. Bu yöneliş, ideolojik bakışın belirlediği anti-ütopya kurgusuna zeminhazırlamıştır.Anti-ütopyacı düşünüş, kuralların karşısındadır. “Devletten kaçar, doğalıyapaya, doğayı matematiklere, eğriyi dik açıya, organik olanı organizasyona yeğler.Mantık ve üçlü kurallarla dalga geçer, düşlenen ya da sevilen yaşam tarzınıbenimser.” 73 Bu da klâsik ütopyanın iyimserliğinin, daha iyiye ulaşma ümidininkarşısında duran eleştirel ütopyadır. Bu çerçevede anti-ütopyalara E. M. Forster’inMakinenin Sonu (1928), Kurt Vonnegut’un Player Piano (Kendi Çalar Piyano, 1952),Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 (1953), George Orwell’in Animal Farm (HayvanÇiftliği, 1945), Ursula K. Le Guin’in The Dispossessed (Mülksüzler, 1974), RobertHavemann’ın, Tomorrow (Yarın, 1979)’u gibi eserler örnek olarak gösterilebilir.Postmodern edebiyat anlayışının 1960’lardan itibaren gelişmeye başlamasıyla buedebî akımın çerçevesine girebilecek ütopik eserler de yazılmaya başlanmıştır. Böyleceanti-ütopya son dönemde postmodernizmle birleşerek yeni kapılar aralamayabaşlamıştır. Anti-ütopyanın postmodernizm açısından önemi kötü koşulları ve ferdinpsikolojik durumunu irdeleyebilmesidir. Fertten topluma genişleyen çemberde ferdintoplumun neresinde olduğunu, başka bir ifadeyle ferdin toplum için ne ifade ettiğiniortaya çıkarmaya çalışır. Bazen bu, mevcut durumun iyi görünmediğinin, daha dakötüye gideceğinin ifadesine bürünür. Postmodernizm ürünleri olumsuz koşulların dahada kötüye gideceğini, iyi toplumların hiçbir zaman oluşamayacaklarını öngörür. Buradaütopyanın bilim-kurgu ile ilişkisi de devreye girer. Daha önce belirttiğimiz gibi bilimkurgununve teknolojinin insanlık için vaat ettiği cennet fikri anti-ütopya ile âdetacehennem fikrine dönüşür. Zira bilim geliştikçe insanlar yalnızlaşır, manevî bir ölümeterk edilir ve toplum fikri böylece ortadan kalkar. İnsanlığın hizmetine sunulanmakineler anti-ütopyacı bakışla insanlığın felaketini hazırlar. Çünkü insanoğlu kendieliyle yarattığı makinelerin esiri olur, onlara yenilir.Olumsuz bir zeminde oluşan bu görüş günümüzde de devam etmektedir.İnsanların giderek daha da yalnızlaştığı toplumlarda sanal hayatlar sürdürülmektedir. Buda “ütopyaların sonu mu geldi?” sorusunu gündeme getirir. İnsanlar yaşadıkça şüphesiz73 Gilles Lapouge, “Ütopya ve Olanaksızın Kaygan Yeri”, Varlık, nr. 1025, Şubat 1993, s. 3.22

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!