Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
174<br />
Ortak Miras<br />
ların değişmez silahı olan ok ve yay Türk zaferlerine katkı<br />
sağlayan en önemli etkendi. (Tülay Metin, 2014,131-153)<br />
Türk tarihinde, ok ve yay ateşli silahların gelişmesine kadar<br />
çağlar boyunca uzak mesafeden kullanılan en önemli<br />
silah oldu. Sonraki dönemlerde de okçuluk bir spor olarak<br />
varlığını sürdürdü. Türk yayları ve okları çok ince ustalık<br />
gerektiren yapım süreçleriyle imal edildi. Türk okçuları<br />
malzemelerin özellikleri ve maharetleriyle ok atmada üstün<br />
bir beceri kazandı. Bugün İstanbul’da bir semte adını<br />
veren Ok Meydanı dünya okçuluk tarihinde benzeri olmayan<br />
bir örnek olarak varlığını duyurdu. Bu meydanda<br />
ok atış talimleri ve yarışmaları yapıldı ve en uzun menzillere<br />
işaret taşları dikildi. Okun atıldığı yere ayak taşı, düştüğü<br />
yere ana taşı dikilip bunlar da bir deftere kaydedildi.<br />
Okçuluğa o kadar önem verilirdi ki bir kanunname bile<br />
çıkarılmıştı. Yarışmalara padişahlar da iştirak eder ve onlar<br />
da rekorlar kırardı.<br />
Bir ara kaybolmaya yüz tutan geleneksel okçuluk son yıllarda<br />
yeniden canlandı. Okçular Tekkesi ihya edildi ve yeniden<br />
yarışmalar düzenlenmeye başlandı.<br />
Kılıç da lobut atma gibi tarihteki yerini alırken güreş ve<br />
atlı oyunlar gibi bazı sporların çağlar ötesine taşındığı görülüyor.<br />
Güç ve kuvvet, ataklık, cesaret ve kahramanlık bir<br />
yarışma atmosferi içinde yaşatılıyor. Bu spor dalları çok geniş<br />
bir coğrafyada bin yıllara uzanan kökleriyle insanımızı<br />
hâlâ heyecana sevk etmeye ve şaşırtmaya devam ediyor.<br />
Orta Asya Türklerinde Kırgızlar başta olmak üzere Kazaklar<br />
ve Özbekler at üzerinde birçok oyun oynar. Bunların<br />
en bilineni Kökbörü, önemli günlerde oynanan bir atlı<br />
çeviklik oyunudur. Kazakistan, Türkmenistan, Çin, Özbekistan,<br />
Rusya, Moğolistan, Türkiye ve Kırgızistan gibi<br />
geniş bir coğrafyada Kökbörü, Kökpar, Kupkari, Ulak,<br />
Ulak Tartış, Oğlak Kapmaca, Buzkaşi gibi farklı farklı<br />
isimlerle karşılaştığımız bu oyun günümüzde de halk tarafından<br />
sevilerek devam ettirilen bir oyundur.<br />
Gökbörü oyunuyla ilgili daha önceden tanıtım amacıyla<br />
yapılan çalışmalarla karşılaştık. Bu çalışmalar genelde seyahat<br />
eden bilim adamları tarafından veya bu bölgenin<br />
kültürünü tanıtmak amacıyla yapıldığını gördük. Saul<br />
Matveeviç Abromzon’un yazmış olduğu makalelerinden<br />
yola çıkılarak ortaya konan Kırgız ve Kırgızstan Tarıhı Boyunça<br />
Tandalma Emgekter adlı kitapta bu oyun hakkında<br />
kısaca bilgiler verilmiştir. Ellsworth Huntington, Orta<br />
Asya gezisinde Kırgızların Alay Bölgesi’nde bu oyunda<br />
buzağı kullandıklarını gösteren ve kendisi tarafından çekilen<br />
fotoğrafları dergisinde yayınlamıştır. N. N. Karazin,<br />
1872 yılında bu oyunla ilgili bilgiler vererek resmiyle birlikte<br />
tanıtmaya çalışmıştır. A. N. Krasnov da bu oyunla<br />
ilgili kısa bilgiler vermiştir. N. Uralov ise hatıralarında bu<br />
oyunlarla ilgi bilgiler sunmuştur. K. K. Kazanskiy, Pamir<br />
Yakınlarında adlı kitabında yine bu oyunla ilgili ilginç<br />
bilgiler vermektedir. Bütün bu bilgiler kısa olmakla birlikte,<br />
geleneğin o dönemlerde hangi şekillerde yaşadığını<br />
göstermeleri açısından önemlidirler. Fransız fotoğrafçısı<br />
Pol Nadar’ın 1890 yılında gökbörü oyunuyla ilgili çekmiş<br />
olduğu fotoğraflar, oyunun günümüze fazla bir değişikliğe<br />
uğramadan ulaştığını göstermektedir.<br />
Gökbörü oyununda oyunculara ulakçı, çabandes ve balban<br />
şeklinde isimler verilmektedir. Ulakçı ismi oyuncuların<br />
tamamı için kullanılırken, çabandes daha çevik ve<br />
hızlı olan oyunculara denmektedir. Güçlü olanlara ise balban<br />
denir. Ulakçılar oyundan önce abdest almaktadırlar.<br />
Ulakçının, oyun için yola çıkarken ev ahalisinin duasını<br />
alması da inançlarla ilgilidir. Oyundan önce yapılan dualar,<br />
yollarının açık olması, uğurlu gelmesi ve herhangi bir<br />
felaketin yaşanmaması için mutlaka yapılması gereken bir<br />
uygulamalardır.<br />
Oyun için günler öncesinden semiz teke veya bir yaşında<br />
buzağı seçilmektedir. Aksakalların duasıyla seçilen teke<br />
veya buzağı kesilir; iç organları ve kelle paçası alınan hayvanın<br />
karın boşluğuna tuz doldurulur ve soğuk su içerisinde<br />
2-3 saat bekletilir; oyun alanına çıkartılmadan önce<br />
yine aksakalların duaları eşliğinde oynamak ve seyretmek<br />
için gelenler tarafından dualar edilir. Oyunu düzenleyen<br />
kişiye ve ailesine hayır dualar edildikten sonra evin küçük<br />
çocuklarına ‘ulak’ verilir ve oyun sahasına götürmelerine<br />
izin verilir. Oyunun sonunda eve getirilen “ulak” etinden<br />
tadan kişinin oğlu olacağına dair inanç hâlâ yaşamaktadır.<br />
Pişirilen bu etin şifalı olduğuna ve aileye oğul getireceğine<br />
dair bu inancın sonunda oğlu olanlar, yine bu oyunu<br />
düzenlemekle yükümlü sayılırlar. Oyun kurallarıyla ilgili<br />
inançlara bakacak olursak, kuralların tamamen inançlara<br />
yönetildiğini görürüz. Öncelikle, oyunun aksakalların<br />
duası olmadan başlamadığını ve sonlanmadığını söyleyebiliriz.<br />
Çok sürükleyici ve heyecanlı geçtiğinden, oyunu<br />
yönetmek de oldukça güçtür. Bütün bu zorluklara rağmen<br />
dualarla başlayıp dualarla sona eren oyun süresine herkes<br />
saygı duyar. Kurallara göre, hediyeleri kazanan ulakçıya<br />
halk tarafından hayır dualar edilir. Ayrıca, oyunu düzenleyen<br />
kişinin özel misafirlerine dualar eşliğinde hediyeler<br />
verilir. Oyun sonunda, oyunu düzenleyen kişiye de iyi dileklerle<br />
hayır dualar edilir. Gökbörü oyunu halk arasında<br />
geleneksel bir şekilde günümüzde yaşatılmaktadır. Gökbörü,<br />
doğal icra ortamı bozulmamış nadir oyunlarımızın<br />
başında gelmektedir. Bu arada, bir spor dalı olarak kurallarını<br />
ve muhtevasını yeniden gözden geçirerek, oyun için<br />
yapay icra ortamı oluşturulmaya çalışıldığını da belirtmek<br />
gerekir. Başka bir ifadeyle, geleneksel nitelik taşıyan gök-