Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Saha Kız (Yakutya-Rusya)<br />
74<br />
Ortak Miras<br />
Bu makalede; Türk kültüründe ana renklerden başlayarak<br />
kültür tarihimizde çeşitli anlamlar taşımaları bakımından<br />
kültürel mirasımızın bir parçası haline getirilen renklerin<br />
değerlendirmesini yapacağız. Burada ilk olarak, “renk”<br />
sözü üzerinde duracak, daha sonra fiziksel bir olgu olarak<br />
renklerin meydan gelişi hakkında bilgi vereceğiz. Makalenin<br />
asıl kısmını oluşturan kültürümüzde renkler kısmında<br />
ise ana ve ara renklerin kültürel ifade aracı olarak kullanılmaları<br />
hakkında bilgi vereceğiz. Bu bağlamda; evreni<br />
algılamada ışıkla ilgili olması bakımından ilk olarak “ak”<br />
ve “kara” renkler, daha sonra tanrısal bir anlam içermesini<br />
dikkate alarak “gök” renk ve gök rengin zaman içinde<br />
anlam değişimini de içermesini dikkate alarak “yeşil” renk<br />
üzerinde duracağız. Bu renkleri takiben “sarı” renk, tarihsel<br />
anlamda önemli bir değişim ve dönüşümün anlamı<br />
olan “al”, “kızıl” ve “kırmızı” renklerin anlamları üzerinde<br />
duracağız. Makalemizde son olarak değerlendireceğimiz<br />
renkler ise “boz”, “kahverengi”, “pembe”, “mor” ve “turuncu”<br />
gibi alt ve ara renkler olacaktır. Makalemizin son<br />
kısmında ise, bütün renkler hakkında genel bir değerlendirme<br />
yer alacaktır.<br />
Kültür tarihimizde renklerin anlamları üzerinde ayrıntılı<br />
bir değerlendirmeye geçmeden önce, “renk” sözü ve fizik<br />
bilimine göre renklerin oluşumu ve farklarını ayırt etme<br />
ölçütlerinin ne olduğu hakkında kısaca bilgi vermek yerinde<br />
olacaktır.<br />
“Renk” sözü dilimize Farsçadan girmiştir. Eski Türkçede<br />
“renk” karşılığı kullanılan sözün ne olduğu konusunda<br />
etimoloji sözlüklerinde bir söz gösterilmiyorsa da bugünkü<br />
Kazak, Özbek, Çuvaş ve Tatar Türkçeleri grubunda<br />
halen kullanılan “tüs”,“tös”, “tüü” ve “ön” sözlerinin eski<br />
Türkçe döneminde de“renk” karşılığı olarak kullanıldığını<br />
Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lugati’t-Türk adlı<br />
eserinden öğreniyoruz(Aşurov 2015: 150-153). Bugün<br />
“tüs” ve “ön” sözleri renk anlamında halen Kuzey Doğu<br />
Türkçesinde yaşatılırken, Batı veya Oğuz Türkçesinde<br />
yaşatılmaması üzerinde durulması gereken bir konu olmakla<br />
birlikte, Batı Türkçesinde “giysi, kıyafet, görünüş”<br />
anlamında kullanılan “don” sözünün renk karşılığında<br />
kullanılmış olmasının muhtemel olduğunudüşünüyoruz.<br />
Diğer taraftan, Fransızcadan Türkçeye alıntılanmış bir söz<br />
olan “tone” sözünün farklı bir anlamda olduğunu, bu ton<br />
sözünün “bir rengin renk sıralamasındaki yeri” anlamına<br />
geldiğini belirtelim.<br />
Fizik bilimine göre renk;“cisimlerin yansıttığı ya da yaydığı<br />
ışığın gözle algılanmasına ilişkin, ton, parlaklık, doymuşluk<br />
olmak üzere üç nitelikle betimlenen özelliğe ‘renk’<br />
denmektedir.” Fizikte renk;“elektromanyetik ışınım tayfının<br />
insan gözünün algılayabildiği bölgesinde yer alan dalga<br />
boylarıyla ilişkilidir. İngiliz bilim insanı Isaac Newton,<br />
beyaz ışık üzerinde gerçekleştirdiği deneyler sonucunda,<br />
beyaz ışığı bir prizma aracılığıyla renkli bileşenlerine ayır-