23.11.2017 Views

ortakmiras_23112017

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dolu fıkraları büyük küçük herkesi sarıp sarmalar. “Hoca<br />

bir gün…” diye başlayan fıkralar herkesin dikkatini çeker.<br />

Onun fıkralarındaki bazı ifadeler, neredeyse birer atasözü<br />

veya deyim haline gelmiştir. “Ye kürküm ye, bindiğin dalı<br />

kesmek, parayı veren düdüğü çalar” yediden yetmişe herkesin<br />

hem güldüğü hem de ibret aldığı kıssalardır.<br />

Fıkralar hem bir yandan yaşamın garip ve tezat durumlarının<br />

anlatısal olarak normalize edilmesini ve anlamlandırılması<br />

işlevini görürken, öte yandan adeta bir yargı ve cezalandırma<br />

mekanizması olarak işlev görürler. Fıkralar bu<br />

yönleriyle insani ilişkileri düzenler ve toplumsal yaşamın<br />

düzenine, bütünlüğüne katkı sağlarlar. Bunlarla birlikte<br />

fıkralar gülme ve eğlendirme işlevleriyle gündelik yaşamın<br />

ağırlığı, kontrol edilemezliği, zorluğu ve karmaşası karşısında<br />

insanlara bunlarla baş etme ve etkilerini bertaraf<br />

etme imkânı sağlarlar. İnsani iletişim ve etkileşimin sağlanmasında<br />

pek çok birleştirici mekanizma vardır; ancak<br />

hiçbiri gülmenin yarattığı olumlu ve motive edici etkiyi<br />

sağlayamaz. Bu yönüyle fıkralar bir toplumun ruh, akıl ve<br />

davranış sağlığını garanti altına alan ve süspansif etki yaratan<br />

terapatik baş etme mekanizmalarıdır.<br />

Türk sözlü geleneği anlatmalık türlerde olduğu gibi söylemelik<br />

türler açısından da oldukça zengindir. Şüphesiz söylemelik<br />

türler dendiğinde ilk akla gelen, Türk insanına ve<br />

diline aidiyetini ortaya koyan adıyla, türküdür. Türk dünyasını<br />

farklı bölgelerinde “mahnı, halk yırı, yır, halk kaşığı,<br />

halk cırı, halk aydımı” gibi adlarla isimlendirilen türkü,<br />

duyguların ifade edilme ihtiyacının bir neticesi olarak ortaya<br />

çıkmıştır. Türkülerin en önemli hususiyetleri özel bir<br />

ifade tarzına sahip olmaları ve ezgileridir. Türküler, bir fert<br />

tarafından yaratılan ve zamanla anonimleşerek yaratıcısı<br />

unutulan, şahsa ya da topluma ait her türlü konu ve duyguyu<br />

aksettiren ürünlerdir. Bu yönleriyle türkülerin icra<br />

bağlamları gündelik ve özel yaşamın her boyutu olabilir.<br />

Türküler koşma ve mani türünden ortaya çıkmış manzum<br />

ürünlerdir. Halk arasında ezgi ile söylenen her türlü nazma<br />

türkü adı verilmektedir. Her türlü konuyu içerebilen<br />

türküler, aynı zamanda diğer sözlü türler içinde de karşımıza<br />

çıkar. Özellikle duyguların ifade edildiği kısımlarda<br />

türküler, anlatılmak istenen olayın duygusal boyutlarının<br />

dinleyiciye aktarılmasında rol oynar. Türk sözlü geleneği<br />

içinde türkülerin yaratılmasına ve icra edilmesine “türkü<br />

yakmak, çığırmak, söylemek” denilir. Türküler ezgilerine,<br />

konularına ve yapılarına göre ayrılır. Ezgilerine göre türküler<br />

usullü ve usulsüz olarak ikiye ayrılır. Usullü türküler<br />

genellikle oyun havaları olup bölgesel olarak “zeybek,<br />

horon, karşılama” gibi isimler alırlar. Usulsüz türküler ise<br />

uzun havalardır ve “maya, bozlak, koşma garip, hoyrat, kerem”<br />

gibi çeşitleri vardır. Konuları bakımından türküler;<br />

aşk ve sevda türküleri, gurbet türküleri, mizahi türküler,<br />

serhat türküleri, kahramanlık türküleri, eşkıya türküleri,<br />

tören türküleri, esnaf türküleri, çocuk ve oyun türküleri,<br />

askerlik türküleri ve çoban türküleri olarak sınıflandırılır.<br />

Türk sözlü kültür ve geleneği bünyesinde daha pek çok<br />

geleneği ve sözlü verimi barındırır. Bütün olarak değerlendirildiğinde<br />

Türk insanının evreni, dünyayı, kendisini<br />

ve çevresini görme, tanımlama, sınıflandırma, anlamlandırma<br />

ve yaratıcı dışavurumlarla insanileştirme çabasının<br />

bir neticesi ve göstergesi olarak sözlü kültürü, en yalın<br />

ifadesiyle Orta Asya’dan Balkanlar’a, tarihin erken devirlerinden<br />

günümüze Türk insanının tarih yapıcı bir millet<br />

olarak dünya kültür ve tarihine yön vermiş ve vermeye devam<br />

ediyor oluşunun temel dayanağı ve teminatıdır. Günümüzde<br />

eğer, tüm yerel farklılığımızın ve çeşitliliğimizin<br />

üstünde ve ötesinde ortak bir dünya görüşünü, duyuşunu<br />

ve yaşam tarzını ifade eden Türk dünyası kavramından söz<br />

edebiliyorsak, şüphesiz bu ortaklık ve birliğin katalizör<br />

mekanizması geçmişte de günümüzde de sözlü kültürümüz<br />

ve geleneğimiz olmuştur. Bu kültürel ortak miras,<br />

tıpkı geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türk insanının<br />

dünya üzerindeki serüveninin fenomenolojisini ortaya koyar.<br />

Türk insanının bütüncül olarak deneyimlenen dünyasını<br />

en estetik ve veciz şekilde nesilden nesile aktarılmasını<br />

sağlayan Türk sözlü kültürü, bu bağlamda hem Türk<br />

toplumunun kolektif belleğini ve hem de kimliğini ve en<br />

önemlisi kim olduğu ve olması gerektiğini gösteren biricik<br />

mirası ve sermayesidir.<br />

Kaynaklar<br />

• Aça, Mehmet (2007), “Halk Şiirinde Tür ve Şekil”, Türk Halk Edebiyatı El<br />

Kitabı, Ed.: M. Öcal Oğuz, Ankara: Grafiker Yayınları.<br />

• Akalın, L. Sami ve Şimşek, Esma (2003), “Maniler”, Türk Dünyası Edebiyat<br />

Tarihi III, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

• Alptekin, Ali Berat (2002), Halk Hikayelerinin Motif Yapısı, Ankara: Akçağ<br />

Yayınları.<br />

• Boratav, Pertev Naili (2002), Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciliği, İstanbul:<br />

Tarih Vakfı Yayınları.<br />

• Çobanoğlu, Özkul (2001), “Türk Destanları”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi I,<br />

Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

• Çobanoğlu, Özkul (2004), Türk Dünyası Ortak Atasözleri Sözlüğü, Ankara:<br />

Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

• Çobanoğlu, Özkul (2012), Türk Halk Edebiyatına Giriş, Eskişehir: Anadolu<br />

Ünivesitesi Yayınları.<br />

• Çobanoğlu, Özkul (2013), “Mit, Mitoloji ve Edebiyat”, Türk Edebiyatının<br />

Mitolojik Kaynakları, Eskişehir: Anadolu Ünivesitesi Yayınları.<br />

• Elçin, Şükrü (2005), Halk Edebiyatına Giriş, Ankara: Akçağ Yayınları.<br />

• Eker, Gülin Öğüt (2003), “Fıkralar”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi III, Ankara:<br />

Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

• Ong, Walter (2007), Sözlü ve Yazılı Kültür: Sözün Teknolojileşmesi, Çev.:<br />

Sema Postacıoğlu Banon, İstanbul: Metis Yayınları.<br />

• Özdemir, Nebi (2010), “Mizah, Eleştirel Düşünce ve Bilgelik: Nasreddin<br />

Hoca”, Milli Folklor, 87: 27-40.<br />

• Sakaoğlu, Saim (2002), “Masallar”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi II, Ankara:<br />

Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

• Yıldırım, Dursun (1998), Türk Bitiği: Araştırma-İnceleme Yazıları, Ankara:<br />

Akçağ Yayınları.<br />

• Yıldırım, Dursun (1999), Türk Edebiyatında Bektaşi Fıkraları, Ankara: Akçağ<br />

Yayınları.<br />

• Yıldız, Naciye (2003), “Ninniler”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi III, Ankara:<br />

Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.<br />

403<br />

Söz Sanatları

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!