23.11.2017 Views

ortakmiras_23112017

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

artık kağan / Elimizden düşmesin, ne yayımız ne kalkan/<br />

Damgamız olsun bize, yol gösteren bir buyan” 8 .<br />

Damga, bir şeyin üzerine bir nişan, bir işaret basmaya yarayan<br />

araç. Bu araçla basılan nişan, işaret. Eski Türkçede<br />

“tamga” günümüz Türkiye Türkçesinde “damga” olarak<br />

ifade edilen bu kavram Azerbaycan lehçesinde “damğa”,<br />

Tatar lehçesinde “tamga”, Başkurt, Özbek, Kırgız ve Uygur<br />

lehçesinde “tamğa”, Türkmen lehçesinde “tağma”, Kazak<br />

lehçesinde “tanba” olarak ifade edilmektedir. Bu kavram<br />

aynı anlamda Rusçaya da “tamga” olarak geçmiştir.<br />

Damga kavramı Türk-Moğol halkları tarafından kullanılmakta<br />

olup, damgaların nasıl oluştuğu konusunda kesin<br />

bir hüküm yoktur. Ancak genel olarak, kayalardaki işaretlerin,<br />

resimlerin zamanla damgalara dönüştüğü genel<br />

kabul görmektedir.<br />

Rusçadaki yabancı kelimelerin etimolojisinin yapıldığı<br />

sözlükte “damga” kelimesinin Türkçe olduğu belirtilerek,<br />

birinci manası, Moğol boy toplumunda, boya ait olan<br />

(mesela, hayvan) veya boy mensupları tarafından yapılan<br />

(mesela seramik, halı gibi) eşyalar üzerine vurulan özel<br />

mülkiyet işaretidir ki, sonradan aile ve şahıslara ait işaret<br />

haline gelmiştir. İkinci manası ise, 13.-15. yüz yıllarda<br />

Rusya’da, gümrüğe giren eşya üzerine vurulan özel damga<br />

karşılığı alınan gümrük vergisidir denmiştir 9 .<br />

Bir başka eserde ise eski Türkler, “damga/tamga”yı, özel<br />

mülkiyet işaretinden başka, ayrıca bir şeyin üzerine basılan<br />

işaret, iz koymaya yarayan alet; mühür ve böyle bir<br />

aletle konulmuş belirti, işaret, yazı; nişan anlamlarında<br />

kullanmıştır diye belirtilmektedir 10 .<br />

Kül Tigin kitabesinde, Turfan’da bulunan Uygurca metinlerde,<br />

Dîvânü Lugâti’t- Türk’te, Kutadgu Bilig’de damga/<br />

tamga’nın günümüzdeki anlamıyla mühür damga şeklinde<br />

kullanıldığına dair açık ifadeler de mevcuttur. Söz konusu<br />

eserlerde kaydedildiğine göre “damga-tamga”dan tamγačï<br />

(tamğaçı, damgacı), tamγala (tamğala, damgala), tamγa ur<br />

(tamğa ur, damga vur) gibi terimler 11 * de türemiştir<br />

Tuva Türkçesinde de “damga” ve “şekil” farklı kelimeler-<br />

• 8 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, Cilt I, Ankara 1988, s. 118.<br />

• 9 Slovar İnostrannıh Slov, Russkiy Yazık, Moskva 1988, s. 497.<br />

• 10 Drevnetyurkskiy Slovar, Leningrad 1967, s. 530.<br />

• 11 * Turfan’da bulunan Uygurca metinlerde tamya (Tamγa-tamğa); mühür, damga, baskı,<br />

iz (beg tamγasï elgiŋdä (Beyin, idarecinin damgası (mührü) kendi elinde.) ve büyüleyici işaret<br />

(ötrü etüz küzätgü tamγa tutmïš kergäk tamγasï (Bundan sonra bedeni koruyan işaret yapmak<br />

gerekir.) manasında kullanılmıştır. Kutadgu Bilig’de ise şu örneklere rastlanır: väzirliq aŋar berdi<br />

tamγa ajaγ (Tamga vererek vezirlik görevine getirdi), Tamγa ur (damgala, damgalamak, mühür<br />

lemek), keräk… özi bekläsä qoδsa tamγa urup (Onun kendisinin muhafaza etmesi ve mühürlemesi<br />

/damgalaması gerekir), Tamγačï (tamğacı, tamgayı muhafaza eden kimse), köni bolsa gïlgï bolur<br />

tamγačï (Eğer o hakkaniyetli olursa, tamganın da muhafızı olacaktır.) Ayrıca damga; nišan (nişan),<br />

tamγa (tamga) şeklinde de geçmektedir. Kâşgarlı Mahmud’dan da şu örnekleri vere biliriz: Tamγala<br />

(tamğala, mühür basmak), ol bitig tamγaladï (O, mektubu/yazıyı mühürledi/tamgaladı.) Kültegin<br />

Kitabesi’nde ise şu ifade buna örnektir: türgäš qaγanda magarač tamγačï oγuz bilgä tamγačï ketli<br />

(Türgiş kağanından Makraç ve Oğuz Bilge tamgalarını muhafaza eden kimse geldi.)<br />

le ifade edilir. Örneğin “tanma”, “mühür, damga, kaşe”;<br />

“demdek” ise “nişan, işaret, sembol, simge, not, numara” 12<br />

anlamında kullanılır.<br />

Damganın yukarıdaki anlamının aksine İm, Nakış ve Yanış<br />

kavramları ise şu şekilde tanımlanmıştır:<br />

İm: İşaret, alamet anlamında olup, diğer Türk lehçelerinde<br />

kullanılmamaktadır. Türkiye ise bu kavram genel<br />

olarak hayvanların kulağının kesilmesiyle işaretlenmesi<br />

anlamında kullanılır.<br />

Nakış: Arapça “nakş”, süs. Bir çeşit kilim örneği. Genellikle<br />

kumaş üzerine renkli iplikler veya sırma ve sim kullanarak<br />

elle, makineyle yapılan işleme, el işi, ince iş. Gergef<br />

üzerine gerdirilen herhangi bir kumaş üzerinde iğne ya da<br />

tığ ile yapılan süslemeler (Konunun anlaşılması ise bakınız<br />

fotoğraf 1). Bu kavram Azerbaycan lehçesinde “nahış”,<br />

Başkurt lehçesinde “nakış”, Kazak lehçesinde “nakış”, Kırgız<br />

lehçesinde “oyu”, Özbek, Uygur ve Tatar lehçesinde<br />

“nakış”, Türkmen lehçesinde “nağış”, Rusçada ise “ornament”<br />

olarak kullanılmaktadır.<br />

Yanış: Nakış, süs anlamda olup sadece Türkiye Türkçesinde<br />

kullanılmaktadır.<br />

Yukarıda da ifade edildiği gibi damga/tamga kavramı<br />

Türklerde, sembolden çok farklı olarak, ilk önce boyların<br />

işareti/soyut kimliği, devletin sınırlarını belirten sınır<br />

belgesi, mühür; daha sonra da her ailenin özel mülkiyet<br />

işareti, mührü ya da şahısların mührü, imzası olarak kullanılmıştır.<br />

Zamanla Türk boylarının ve ailelerinin büyümesi<br />

ve farklı sosyal coğrafyalara dağılmasıyla damgaların<br />

bir kısmı unutulmuş veya yeni damgalar meydana getirilmiştir.<br />

Günümüzde ise tarihî damgaların önemli bir kısmı<br />

yukarıda örneklerini verdiğimiz çeşitli eserlerde ve araç/<br />

gereçlerde varlıklarını devam ettirerek günümüze kadar<br />

gelebilmiştir.<br />

Her aileye ait damga geleneği genel olarak 1990’lara kadar<br />

Türkiye’de de kullanılmıştır. Bu geleneğin Türklerin<br />

yoğun olarak yaşadığı Kosova’nın Gora bölgesinde, günümüzde<br />

de devam ettiğini yaptığımız bir araştırmada tespit<br />

etmiştik.<br />

Türklerin bugün ya da tarihte kullandığı damgaların<br />

önemli bir kısmı, bugünkü anlamda harflere bağlı yazının<br />

olmadığı zamanlara dayanmakta olup, o günden bugüne<br />

kadar çeşitli Türk grupları tarafından kullanılmış ve kullanılmaktadır.<br />

Bu damgaların bazıları Türklerin ilk alfabesinin<br />

bazı harflerini meydana getirmiştir; ancak alfabeye<br />

dönüşen işaret ve damgalarda önemli ölçüde anlam daralması<br />

meydana gelmiş olması da tabii bir durumdur; çünkü<br />

• 12 D. A, Monguş, Tuvaca-Türkçe Sözlük, Kızıl 2005, s. 200, 63.<br />

213<br />

Damga, Motif, İz, İşaret

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!