23.11.2017 Views

ortakmiras_23112017

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

64<br />

Ortak Miras<br />

zistan’dan Anadolu’ya, Kırım’dan Balkanlar’a tarımla ilgili<br />

birçok tören birçok açıdan benzerlikler gösterir.<br />

Koç katımı şenliği, kış yarısı eğlencesi, çiğdem eğlencesi,<br />

ilk saban izi bayramı, Hızır bayramı, Nevruz bayramı, sabantoy,<br />

bağbozumu şenlikleri ilk akla gelen şenliklerdir.<br />

Henüz bahar gelmemişken baharın habercisi olarak Saya<br />

Gezme veya Koyunun Yüzü törenleri yapılır. Bu törenler,<br />

kuzulamanın ve baharın yani bolluk bereket aylarının<br />

yaklaştığının habercisidir. Bu günlerde çoluk çocuk, genç<br />

yaşlı toplanarak saya gezme yapar. Maniler söylenir, oyunlar<br />

oynanır, yemekler yenilir.Türk halklarında ezelden muhafaza<br />

edilmeye devam eden bayramların neredeyse hepsi,<br />

ilkbahar ve sonbahar aylarına denk gelir. Bayramların<br />

çoğunluğu takvimde kırmızıyla işaretlenmiştir. Nevruz,<br />

hayvanların yavrulaması, bahçıvanlık, tarım, meyvecilik<br />

gibi bayramlar bahar bayramlarının başını çeker. Onun<br />

dışında Yaradan’dan yağmur ve mahsulün bol olmasını<br />

dilemek amacıyla merasim düzenlenir (kurban kesilerek<br />

yapılan tören, kudayı). Bu tarz âdetler Orta Asya’nın Fergana<br />

bölgesinde yaşayan Türklerde yaygındır.<br />

Orta Asya Türklerinde ilkbaharın gelmesini ve hasat bayramını<br />

en iyi temsil eden eski âdetlerden biri olan “sümölök”<br />

pişirme geleneği günümüzde de varlığını sürdürmektedir.<br />

Bu gelenek Özbeklerde, Kırgızlarda, Kazaklarda<br />

özel bir bayramdır. Sümölökbaharın gelişinin, gündüz ile<br />

gecenin eşitlenişinin, yeşilin ve mavinin canlanışının, tarım<br />

işlerinin başladığının habercisidir. Buğday tohumundan<br />

hazırlanan bu lezzetli yemek, baharın yani nevruzun<br />

gelmesinden hemen önce yapılır. Sümölük, (suma-lak),<br />

eski Türk dilinde (suma) “boza hazırlamak için suyun<br />

içinde bekletilip, yumuşatılan tahıl, buğday” anlamına gelir.<br />

(KoşgariyMaxmut. 3.t. 253)Kadim Türklerde sümölök<br />

ve yemek pişirilen kazanlar, kutsal olarak kabul edilirdi.<br />

Sebebi bu kazanlarda Tanrı’ya bağışlanan yemekler pişirilmesiydi.<br />

Bereketin sembolü kabul edilen “sümölök”ün<br />

kültü, tohumu ekmek ve toplamakla yakından ilgilidir.<br />

Sümölök’ün kutsal olduğuna inandıkları için her zaman<br />

kadınlar hazırlamıştır. Bu durum Umay Ana kültü ile<br />

örtüşüyor. Eski Türklerin anlayışında “sümölök”ü tadan<br />

insan, tüm sene boyunca sağlıklı, bereketli hayat yaşayacaktır.<br />

Sümölök,Türklerin sahip oldukları ezelîbir ritüel<br />

yemeğidir. Günümüzde de sümölök, kendine has kutlamalar,<br />

örf âdetler ve geleneklerin eşliğinde hazırlanır. Bu<br />

toyda akrabalar, komşular toplanırlar, toylarlar. Birbirlerine<br />

iyi dileklerini sunarlar; yepyeni, tertemiz kıyafetler<br />

giyinirler; evlerini, bahçelerini temizleyip paklarlar.<br />

Mesela Azeri Türklerinde “saya” isimli görenek evvelden<br />

beri süregelmektedir. Bu benzeri bayramlara Orta Asya’nın<br />

Türklerinde de rastlamak mümkün. Saya geleneği<br />

yavrulama ve onların bakımı sürecine denk gelir ve yeni<br />

doğan kuzuların esenlikle yetişmesi için bir temennidir.<br />

Bu bayramın kadim Türklerde de kutlandığını taş üzerine<br />

yazılmış eserlerden anlamak mümkün. “dört ayaklı<br />

canlı” “sekiz ayaklı canlıya dönüştü”. Demek, bu bayramın<br />

başlangıcı kadim Göktürk Devleti’nin dönemine tekabül<br />

eder. Göçebe hayat tarzını benimseyen, hayvancılığı meslek<br />

edinen Türkler için yılkı, koyun, inek, deve gibi canlılar<br />

hayatî önem taşır. Türkler gerektiği kadar buğday, arpa,<br />

karabuğday yetiştirmelerine karşın genellikle Türklerin<br />

dirliğinin devam etmesi hayvancılıkla mümkün olmuştur.<br />

Bu yüzden Türklerde hayvanın yavruladığı ve büyüdüğü<br />

dönemlerde özel örf adetler yerine getirilir ve yavaş yavaş<br />

toy hazırlıkları başlar.<br />

Günümüzde özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde<br />

devam eden yaylacılık geleneğinde de yaylaya iniş<br />

ve çıkışlar şenliklerle yapılır. Havaların ısınmaya başlaması<br />

ve otların yeşermesiyle birlikte hayvanlarıyla yaylaya çıkan<br />

göçerler ve köylüler bu çıkışı bir şenlik haline getirirler. İlk<br />

sütün alınması kutlanır. Yünün kırpılması hep imece ve<br />

şenlikle yapılır. Bu törenler çok geniş bir coğrafyaya yayılsa<br />

da asırları dün, gönülleri bir eden ortak bir kültür havzasının<br />

ürünleri olarak ortaya çıktılar. Orta Asya Türkleri<br />

hayvan yavruladığı zaman “uuz (ilk) sütten hazırlanan aş”<br />

“bıştak, aş” gibi sütten hazırlanan yemekler hazırlanmıştır.<br />

Çiftçinin macerası her yıl öncelikle toprağı hazırlamayla<br />

başlar. Toprak, önce sürülür, yabani otlardan temizlenir<br />

sonra o toprağa tohum salınır. Mesela, Orta Asya Türklerinde<br />

tohum salmak İslâm öncesi dönemlerde kutlanan<br />

Nevruz’la birlikte başlar. Merkez Asya’da yaşayan Türklerin<br />

hasat bayramı, toylar, kutlamalar hakkındaki bilgiye<br />

Çin yazılı kaynaklarında rastlamak mümkün. Demek<br />

Türkler Orta Asya’ya yerleşmeden önce de tarımla uğraşmışlardır.<br />

Orta Asyalı Türklerde “baba çiftçi” bayramı esnasında<br />

yapılan tohum salma töreninde evlenmemiş genç<br />

kızlar kaysının ya da başka bir ağacın tomurcuklanmış<br />

dallarını sabana bağlanmış öküzün boynuzlarına bağlarlar.<br />

Yaşı ilerlemiş erkekler kıyafetinin eteklerine koydukları<br />

tohumları tarlaya saçarak ekin ekme merasiminin açılışını<br />

yaparlar. Sabanı yöneten yiğit “Deh! Yavrum! Benim kolum<br />

değil; Baba Çiftçi’nin koludur” diyerek işe başlar.<br />

Tohumu atanlar bizim kültürümüzde kuşun kurdun hakkını<br />

da gözetir. Çiftçi her tohum atışta bir kendisine bir<br />

de kuşun kurdun hakkı için toprağa tohum salar.Ekinler<br />

iklimlere ve bölgelere göre değişik dönemlerde ekilir. Mesela,<br />

Orta Asya halklarının toprak işleme ve onunla ilgili<br />

tarım takvimi (her ekinin ekilme ve yetiştirilme takvimi)<br />

salınmış tohumların büyüme ve pişmesini etkileme ve<br />

yardım etme özel örf âdetlere başvurma nedeni olmuştur.<br />

Türklerde verimli hasadın kültü Baba Çiftçi’dir. XX.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!