Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Uzun kuyruk teorisi (3) gereği internet ve sosyal medya her görüş, düşünce,<br />
eğitim ve kültür yapısından insan barındırdığı için ve ülkemizde bunların büyük<br />
çoğunluğu dijital okuryazar olmadığı için, kurulan iletişim her zaman problem<br />
yaşama riskini de beraberinde getirmektedir. Özellikle övgülerin değil de<br />
eleştirilerin ve memnuniyetsizliğin yazılma şansı daha yüksek olduğu için<br />
şirketler dijital ortamda bulunmaktan daha fazla tedirginlik duymaktadırlar.<br />
Yaşadıkları durum altmışlı yıllarda Anadolu’dan Almanya’ya çalışmaya giden<br />
işçinin Almanya’da yaşadığı uyum sorunu ile benzer bir sorundur. Şirketler bu<br />
yeni dili bilmemekte ve kendine çok yabancı, eski monolog iletişim tarzına<br />
aykırı, demokratik ve herkesin anında geri bildirim yapabildiği bir ekosistem ile<br />
karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.<br />
Burada gözden kaçırılmaması gereken en önemi şey şudur. Dijital okuryazarlık<br />
dediğimiz ve sosyal medya ile birlikte ön plana çıkan kavram 10 senelik bir süreç<br />
ve yeni oluşan henüz kuralları çok da net olmayan esnek ve değişken bir yapıdan<br />
oluşuyor. Buraya giren her birey ve kurumla birlikte şekillenen ve değişen bir<br />
yapı var. O yüzden bu ekosisteme yeni girenler de aslında buranın kültürünü ve<br />
dilini oluşturmaya devam ediyorlar.<br />
Türklerin 40 yıl sonra Almanya’da yaptıkları kültürel etki, şu anda sosyal<br />
medyaya giren ve dijital okuryazar olmaya çalışan şirket ve bireyler için de<br />
geçerlidir. O yüzden “dijital okuryazarlık diye bir şey varmış biz de eğitimini alıp<br />
öğrenelim” demek tek başına bir fayda sağlamayacak. Çünkü bunu dediğiniz<br />
anda, “kural böyleymiş ama bize uymadı” feryatları duyulmaya başlanacaktır. O<br />
yüzden dijital okuryazarlık, tıpkı sosyal medya gibi tek taraflı değil çift taraflı<br />
oluşan ve öğrenenin de içine bir şey kattığı hatta bazen öğrettiği bir yapıdır. O<br />
yüzden şirket ve kişilerin hiç korkmadan bu sürece girmesi ve böyleymiş ama biz<br />
böyle yapacağız demesi hatta bazen kuralları yıkması gerekiyor. Moda olanın<br />
değil, şirket için gereken şekilde davranılmasının öneminin anlaşılması gerekiyor.<br />
“En azından içinden geçtiğimiz kuşaksal geçiş dönemde daha genç kuşaklar her<br />
türlü internet aracına sahip olsalar ve aktif internet kullanımı Türkiye’de çok<br />
yüksek olsa da bu onların interneti verimli/üretken bir şekilde kullanacağı, ya da<br />
internet kaynaklarının geniş bir çerçevede kullanılacağı anlamına gelmiyor. Yeni<br />
medya araçları otomatik olarak öğrenilmiyor. Bir öğrenim ve deneyimleme<br />
süreci bu yüzden kaçınılmaz” (4)<br />
Deneyimlerken de dijital okuryazarlığa katkı yapmak ve kendimize göre<br />
şekillendirmek ve yeni kurallar koymak zorundayız.<br />
Dijital Ortamda İşveren Markası<br />
65