17.09.2014 Views

ELMA DENİZ KARAKURT

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

S a y f a | 25<br />

– Bu adam ölü değil, ama diri de değil, dedi karşısında duranlara. “Ölümle dirim 28<br />

arasında kalmış.”<br />

Herkes aval aval bakıyor. Kimsenin birşey anladığı da yok, kimsede çıt da yok.<br />

Oradakilerden birisi;<br />

– Albıs 29 çarpmış, dedi usulca.<br />

Bunu diyen sen misin? İhtiyar delirdi sanki, küplere bindi. Bar bar bağırıyor deli gavat,<br />

gözüne kan oturdu sinirinden. Öteki adam laf konuştuğuna konuşacağına pişman oldu.<br />

Korkusundan sindi kaldı, boynunu büktü.<br />

– Kaç kere albıs çarpmış birini gördün? diyerek çıkıştı en son.<br />

Bir o dediğini hatırlıyorum, diğer söylediklerini korkumuzdan ne duyabildik ne anladık.<br />

Ben içimden diyorum ki; “Albısı falan bilmem ama asıl bu herif çarpacak bizi şimdi.” Bir görsen<br />

adamı, korkmamak mümkün değil. Sonra sustu, sustukça sustu bu kez de. Arada irkilme tutuyor,<br />

sıtmalı gibi titriyor. Biz öylece bekliyoruz, beklemekten çatlayacağız neredeyse. Hem de<br />

korkuyoruz. Diyorum ya adam bir çeşit…<br />

– Ben albısı da bilirim, çoru 30 da. Hepinizden iyi bilirim, dedi. Uzunca bir süre öylece baktı<br />

durdu. Neden ki sonra;<br />

– Bunun derdi başka, diyerek yerde yatan adamı sırt üstü çevirdi, elbisesini yırttı.<br />

Sayrının 31 sırtındaki kırmızı bir bezeye benzeyen şişliği eliyle göstererek; “Bunu birşey sokmuş ya<br />

da ısırmış. Ne olduğunu bilmiyorum. Böcek, yılan… Amma zehri bildiğiniz zehir değil. Çaresi var.<br />

Yok değil ama zor.”<br />

Herkes merakla bekliyordu ki, adam bir yeri anlatmaya, nasıl gidileceğini tarif etmeye<br />

başladı. Konuşması da bir değişik zaten, şiir gibi uyaklı 32 … Hayatımdaki en tuhaf günlerden<br />

birisiydi. Sonra o yerin ilerisindeki gökten düşen boz taşı, birbiriyle sarmaşmış iki gövdeli bir<br />

ağacı falan tarif etti.<br />

– Gideceksiniz oradaki, o ağaçtaki elmayı getireceksiniz. Ama giden orada uyumayacak,<br />

uyanık kalan da kellesinden korkmayacak. Yalnızca bekleyeceksiniz. Gündüzün geceye<br />

kavuştuğu gecenin sabahını bekleyeceksiniz. Günün ilk ışığını yiyen elmayı koparıp alacaksınız.<br />

Bir tek meyve verir o ağaç, o da senede bir günde alınır. Bu derdin devası o elmadır, başkaca da<br />

bir yolu yoktur, gibilerinden birşeyler söyledi.<br />

28 Dirim: Hayat, can.<br />

29 Albıs: Cadı. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık. Alkarısı.<br />

30 Çor: Cin.<br />

31 Sayrı: Hasta.<br />

32 Uyak: Kafiye. Şiirde hece uyumu.<br />

D e n i z K a r a k u r t<br />

<strong>ELMA</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!