You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
S a y f a | 26<br />
Dışarı çıktığımızda içlerinden biri;<br />
– Bu muymuş, bu derdin devası, İnandınız mı şimdi? Kafadan atıyor besbelli. Uydur<br />
gitsin, elbet biri inanır. Zaten aklı başında birşeye de benzemiyor ki deyyus, dedi.<br />
Bir süre tartıştılar ama yine de meraklarını yenemeyip düştüler yola. Ben de yenemedim<br />
tabi ki merakımı, gece yarısı aralarında düştüm yollara. O adamlarla birlikte işte o ormana kadar<br />
gittim. Baktılar, incelediler gerisin geriye döndüler.<br />
***<br />
– Elmayı niye almadılar peki? dedim babama.<br />
– Sen de amma dikkatsizsin, anlattık ya içinde. O elma senede bir gün, gecenin gündüze<br />
kavuştuğu gün koparılır. Biz vardığımızda o gün daha gelmemişti,” diye çıkıştı bana. “Gecenin<br />
gündüze kavuştuğu vakit de gündönümüdür, unutmayasın.”<br />
– Sonra ne oldu?” diye sordum; “Adam iyileşti mi?”<br />
– Bilmiyorum, onlar kendi yoluna, ben kendi yoluma…” diye cevapladı.<br />
Hekimbaşı Targun o gece sabaha kadar uyuyamadı, böyle bir öyküye kim inanırdı. Ama<br />
koca adam uyduracak değildi ya. Hem yalan söylemediği de belliydi, anlıyordu bunu. Sungur<br />
deliydi doluydu ama dürüst bir adamdı, hem çok gerekmedikçe de konuşmazdı, bunca yıldır en<br />
ufak bir yanlışını görmemişti kimse. Durup durup bunca şeyi nasıl ve niye uyduracaktı ki?<br />
Çalışırken biraz huysuzdu o kadar. Bahçıvanın anlattıkları doğruymuş, gerçekmiş gibisine<br />
geliyordu. Üstelik ne çıkardı gidip o ağacı bulsalardı, öyle bir yer var mıydı yok muydu görselerdi.<br />
Kafasında soru işareti kalmazdı. Evet, bu önemliydi işte, kendisi gibi bir insan için birşeyin<br />
varlığından ya da yokluğundan veya bir olayın gerçekleşip gerçekleşmemesinden daha önemli<br />
bir konu vardı ki, o da “acaba”ların olup olmamasıydı. Geçmişte yanıtsız bıraktığı tüm sorular<br />
bugün bir güvenin elbiseleri, bir kurtçuğun kitabın sayfalarını içten içe kemirip bitirdiği gibi onun<br />
da beynini kemiriyordu. Denenmediği için ortaya çıkan yen bir pişmanlık daha istemiyordu…<br />
Ertesi günü bekleyemedi, üzerine elbiselerini giyindi çabucak. Hakanın odasına varıp,<br />
kapıdaki uşağın yanına yaklaştı. Genç adam can sıkıntısından başını önüne eğmiş, ellerini<br />
arkasına atmış, sol ayağını oynatarak yerde şekiller çizer gibi kımıldatıyor ve onu izliyordu.<br />
– İyi geceler, dedi hekimbaşı.<br />
Uşak telaşla toparlanarak, asıl durması gereken vaziyeti aldıktan sonra;<br />
– Buyrun, dedi.<br />
D e n i z K a r a k u r t<br />
<strong>ELMA</strong>